• madem anadolu irfanı övüyoruz, iki hikaye de benden olsun. ama sonra biraz gömeceğim.

    birinci dünya savaşı zamanında 2-3 jön türk savaş ne olacak, gidişat nasıl diye sohbete dalarlar. o sırada ahmet efendi kahve servisi yapmaya gelir. ahmet efendinin tahsilsizliğini bilen jön türkler bıyık altından gülerek sorarlar: "ahmet efendi sence almanlar bize buğday sevkıyatını galiçya üzerinden kara yoluyla mı yaparlar gemilerle cebeletarık'ı dolanarak deniz üzerinden ni yaparlar?"

    ahmet efendi durur. gençlere bakar. der ki "alaman'ın buğdayı olsa kendi aç karnını doyurur. bize mi gönderir?"...

    bu hikayeyi lise edebiyat hocam ömer seyfettin'den diye anlatmıştı. onun hikaye tarzına pek benzemiyor ve zaten dünya savaşı yılları onun ömrünün son demleriydi. hikayenin kaynağını emin olarak bilen biri bana yazarsa editleyerek düzeltirim.

    edit: kaynak https://twitter.com/…uwa/status/1671087622444154880 adresinde. avustralya'yı almanya yapmışım. şekeri de buğday yapmışım. ama anafikir aynı. hikaye eden de ömer seyfettin'miş. ondan aktaran reşat nuri (güntekin).

    ikinci hikaye 1940'ların yücel dergisinden. birinci meclis zamanı içki yasağı yürürlükteydi. paşa, bir-iki arkadaşıyla otururken milli eğitim bakanı (o zamanki tabirle maarif vekili, ki maarif kelimesi irfanlandırma, arifleştirme anlamına gelir) atanacak kişi projelerini arz etmeye gelir. onun sıkıcı, kafa ütüleyici bürokrat konuşması yapacağını anlayan paşa "sen dur, ben sana aklımdaki meseleyi anlatayım" der.

    orada görevli polis memurlarından birini çağırtır. polis memuru biraz tahsillidir. diyelim, şimdiki ortaokul düzeyinde tahsili var. paşanın masasına gelir. o sırada ışıklar yanar. (kurtuluş savaşı sırasında ankara'da elektrik yoktur ya kurtulus savaşı bitip de çankaya köşkünün yapıldığı, elektriğin yeni bağlandıği ama içki yasağının da henüz kalkmadıği günlerde geçiyor ya da bu hikaye bir yakıştırma)

    paşa ampulleri gösterip sorar: "bu nedir". polis elektrik der. paşa sorar "elektrik nedir?" yarı okumuş polis kem küm eder. efendim ışık, yanması falan der. peki der bu masadaki ne? polis su der. polisin su dediği bardağın üzerine paşa su döker. rakı bembeyaz olur. neymiş diye sorar. polis "rakıymış paşam" der. paşa tine sorar "içki yasak değil mi?" polis der ki "içmezsiniz efendim". paşa kızar "bunları masaya süs olsun diye mi dizdik?" polis yine "içmezsiniz efendim" der. paşa tamam teşekkür ederim, görevinize dönebilirsiniz diye polisi gönderir.

    uzakta nöbet tutan mehmetçiği gözüne kestirir. yanına çağırtır. mehmet, hic okumamış bir köylü çocuğudur. paşa mehmet'e sorar "elektrik nedir?" mehmet de cevap verir: "ne idüğü bilinmez. ettiğinden bellidir!" paşa cevabı beğenir. içki yasak mı diye sorar. mehmet evet yasak der. önündeki rakıyı gösterip "ama biz içiyoruz" der. mehmet de "içeceksin elbet paşam. sen içmeyeceksin de biz mi içeceğiz" der.

    bu diyaloglardan sonra atatürk, "maarif vekili"ne der ki "türk halkını ya bu emsalsiz sezişi ve sağduyusu ile bırakın ya da okutacaksanız yarı aydınlığın ötesine ulaştırın"

    cümlenin içinde geçmese de kast ettiği irfandır. "ilim öğreteceğim derken irfan yoksunu haline getirme" demek istemektedir.

    (edit: bu hikaye hakkında, yücel dergisi şubat 1948, sayı 136 diye not almışım)

    hikayeler bu kadardı.

    anadolu irfanı, daha çok akp seçmenine yakıştırılıyor. köyden kente göç sonucu şehirde yaşayan nüfus oranı %85'lerdeyken hiçbir kalabalık kitlenin irfan sahibi kalabileceğine inanmıyorum. şehre yerleşenlerin ikinci neslinde anomi yani yasasızlık/töresizlik var. silahlı çatışmalı diziler bu yüzden tutuyor olsa gerek. bir gerçeği yansıtıyorlar. köyünde kalanlar da "yol geçti", "tarlaya imar çıktı", istanbullu kek turiste (maliyetinin 50 katı fiyata) gözleme sattım, samana çamura buladığım yumurtayı köy yumurtası diye 10 katına iteledim derken yozlaşmadan nasiplerini aldılar. yok yani öyle bir şey.

    (bkz: #27304054) entry'sinde uzun uzun yazdığım gibi, belki cumhuriyetin üçüncü kuşağı yani 2000 ve sonrasında doğanlar arasından aydın çıkar. sınıfsal kompleksini din üzerinden sınıfsal hınç alma aracı haline getirenlerden de, hala inanılmaz bir gafletle pkk'dan fayda görülmesine ihtimal veren entellerden de, halka ve zekasına hakaret ede ede seçim kazanabileceğini sanan elitimsilerden de irfan çıkmaz. hiçbirinden bir cacık olmaz.

    edit: imla düzeltmeden ibaret
  • bu aralar sosyal medyada bol bol gördüğüm tamlama.
    40 yaşındayım.
    bir tane örneğini görmedim.
    umreye diye çıkıp,soluğu ukrayna da alan bir çevrede yaşıyorum.
    elit ekşici tek dostum yok.
    25 senedir kahveye giderim.
    tribün kovalarım.
    bu irfana rastlamadım.
    bilen duyan görenler anlatsın hele.
    cahil kalmayalım.
  • - yunan ordusu padişahımızın emriyle geldi, halkı temsil ediyor
    anadolu irfanı: olabilir tabii. destek verelim onlara

    - lozan imzalanır
    anadolu irfanı: o adalar bırakılır mıydı be! nasıl kabul ettiniz!
    (kombassan'a, jet fadıl'a, tosuncuğa trilyonlar kaptıran adamlar diyor bunu)

    - rusya'da 26 milyon, almanya'da 7,5 milyon kişinin öldüğü ikinci dünya savaşı'nda tek bir türk vatandaşının burnu bile kanamamıştır.
    anadolu irfanı: inönü ekmeği bile karneye bağladı!

    - adnan menderes anayasayı delik deşik eder; en sonunda kendi partisinde 15 milletvekilini tahkikat encümeni ilan edip onlara muhalif milletvekillerini yargılama hapse mahkum etme yetkisi verir. ordu yönetime el koyar.
    anadolu irfanı: inönü seçimleri kazanamayınca menderes'i astırdı!

    fethullahçı savcılar kozmik odaya girer, bilgileri alır.
    anadolu irfanı: demokratikleşiyoruz!

    ordudaki fethullahçı kadrolaşma karşısında yüksek askeri şuradaki generallerin hepsi, bu vebalin altında kalmamak için istifa eder
    anadolu irfanı: (haberi bile yok)
  • kuzenine yan gözle bakan, kuzeniyle evlenen hatta tecavüz eden , komşusunun tarlasına hayvan sokan, gizliden faize para yatıran, kimse fark etmeyeceği zaman her türlü pisliği mübah gören, zoofilinin cenneti olan irfandır...

    evet evet, ömründe hayvan sikmemiş, kuzenine yan gözle bakmayı aklından bile geçirmemiş, edebiyle ve yaşadığı çağ ile uyum içinde yaşayan, keyfiyle yiyip içip sevişip kimseye teşne olmayan, tecavüz haberlerine konu olmayan balkan türkleri bozdu bu irfanı evet..

    irfanını siktiklerim.

    yıllar sonra edit: bu konuda eşimle yaptığımız sohbetler sonucu fark ettiğimiz bir realite var. bir kaç balkan toplumu hariç bütün ırklarda bu durum normal ve yadırganmıyor. burada yadırgayanların soy ağacını çıkartsak onlarda dahi görebileceğimiz bir gerçeklik. türk toplumunda bunu red hali tamamen balkan etkisi (mustafa kemal ile gelen medenileşme hareketi, yıllar içinde ana yurda göç eden balkan türkleri vs...) balkan etkisi olmasa bu millet hatta bu entryi favlayanlar bile hala bunu olağan karşılıyor olacaklardı.
  • huhucu çomar tayfaya kültür-sanat işportacılığı yapan birtakım yarı-okumuş cahil zibidinin diline pelesenk olan büyük yalanlardan biri. bunu yakıştırdıkları insan paçavraları sokaktaki sıradan yobazdan çocuk tecavüzcüsüne, hırsız elebaşından ali ismail'e son tekmeyi atan alçağa kadar nice orospu çocuğunu kapsıyor.

    anadolu irfanının cisimleşmiş hali için tıklayınız.
  • bu ülke topraklarında üretilen en büyük palavralardan biridir.
  • anadolu’da doğdum, büyüdüm. lisede hocalarımız kopya üzerine konuşurken: “kopya çekebilirsiniz, yakalanmadığınız müddetçe” derlerdi. kopya çekmenin, hakkın olmayan şeyi almanın ne kadar kötü bir durum olduğunu anlatıp nasihat vermezlerdi. işte anadolu irfanı bu cümlede gizlidir.

    anadolu’da irfan, toplumun ayıp ya da yasak kabul ettiği bir şeyi yapmanın değil, bunu aleni yapmanın ya da yakalanmanın ayıplanmasıdır.
  • 20 yıl sonra bugünleri şöyle anlatacaktır:

    - pkk'lılar ekrem'i istanbul'a başkan yaptı
    - ekrem camileri kapattırdı. sokağa çıkmayı yasaklattı!
    - ekrem insanlardan zorla bağış parası topladı.

    1940'larda, 50'lerde, 60'larda olanların anadolu irfanı gözünde günümüzdeki akislerinin yansıttığı zeka ve algı düzeyi budur. anadolu irfanı her zaman büyük resmi görür ama götüyle görür.
  • en iyi keciler,essekler bilir
  • anadolu irfanı,

    yaşadığı coğrafyanın anasını belleyecek kömürlü termik santrale önce karşı çıkıp, sonra ellerine 5-10 lira sıkıştırılınca en büyük destekçisi olmaktır.

    sokakta dar pantolon giydi diye genç kızlara bağırıp çağırmak ama eve gidince google'a "türbanlı porno izle" yazmaktır.

    izmir'de deprem olunca "oh olsun günahkârlar sizi" diyip elazığ'da deprem olunca "nerede bu devlet hadi yardım edin" demektir.

    gece işinden evine dönerken tacize, tecavüze, ölüme uğratılan kadınlara "o saatte dışarıda ne işi varmış?" diyip, 14 yaşındaki kızını 37 yaşındaki herife 3 kuruş başlık parasıyla satmaktır, pazarlamaktır.

    okumuş, bilgi sahibi, bilimle iç içe insanlarla dalga geçip bu insanlara "yumuşak" diyip, onların ürettiği bilime, teknolojiye muhtaç bir şekilde yaşamaktır.

    "başı secdeye değiyor" diyip bir hırsızlar ordusuna senelerce oy verip ülkenin talan edilmesini seyretmektir.

    sokakta yolda gördüğü genç çiftler birbirini yanağından öpse "ayrılın ulan ahlaksızlar" diye bağırıp saldırırken, halka açık yerlerde cinsel ilişkiye girmek, eşeğe köpeğe doğadaki masum canlılara hallenmektir.

    muhteşem ve eşsiz bir doğa harikası olan dipsiz gölü "define var" diye tamamen talan edip, balçıklı göle çevirmektir. sonra da bu yeni haline "daha güzel oldu" demektir.

    tuz gölü'nü sikindirik tarlasına su vermek için kurutup, binlerce yavru ve erişkin flamingonun ölümüne sebep olmak ve bundan dolayı herhangi bir üzüntü duymamaktır.

    ülkesinin anadolu parsı, kelaynak ve sayısız endemik türünü zevk amaçlı öldürmek ve nesillerini tüketmektir.

    anadolu irfanı budur. ilim irfan dediğin şey üniversitededir, akademidedir. günümüz türkiyesinde anadolu irfanı diye öten kim varsa ya anadolu irfanı geleneğindendir ya da ikiyüzlüdür, bitti. gelenektir, tasavvuftur kadimdir diye öten arkadaşlar akıllı telefonlarından google'a girip "mevlana ve kabak hikayesi" yazsınlar bir zahmet. mesnevide türlü türlü ensest ilişkiyi anlatan, hayvanla ilişkiye girenleri anlatan yazılar bulunmaktadır.

    buralardan çıkmış olup övünecebilecekleriniz atatürk'tür, ismet inönü'dür, kâzım karabekir'dir, fevzi çakmak'tır, celal şengör'dür, ekrem akurgal'dır, halil inalcık'tır, cahit arf'tır, uluğ nutku'dur, ahmet arslan'dır, takiyettin mengüşoğlu'dur, aziz sancar'dır, aziz nesin'dir , cemal reşit rey'dir ve şu an isimlerini sayamadığım nice bilim insanımız, felsefecimiz, yazarımız, sanatçımızdır. köyünde tohum ekmenin inceliklerini bile yanlış bilen halk değildir. avamın kendi içindeki geleneğini töresini düşüncesini övmek yerine yerin dibine sokmak gerekir ki o avam silkinip kendine gelsin, "ben napıyorum" desin bir kerecik bile olsa. cahilliğin el üstünde tutulduğu şu siyasi koşullarda anadolu irfanı övenler yalnızca komik duruma düşürüyorlar kendilerini.

    anadolu'nun bırakın vatanı, bir karış toprağına dahi sahip çıkan, insanlığını hiçbir zaman yitirmemiş hakkaniyetli ve güzel insanlarını bu sözlerimden tenzih ederim.
hesabın var mı? giriş yap