• hikayesini, 2. dünya savaşından yenik çıkmış, hem de büyük bir utançla yenik çıkmış bir ülkenin kadınları üzerinden anlatınca;
    olası tartışmaları da bertaraf etmiş bir film.

    savaş sırasında kadınlara tecavüz, 2. dünya savaşı ile vücut bulmuş bir olay değil elbette; lakin 2. dünya savaşının cephe dışına en fazla taşmış savaş olması belki bu tecavüz olaylarını daha artırdı. savaş sırasında, karşı taraftaki halkın kadınlarına tecavüz etmek, o halkı aşağılamanın bir yolu oldu hep; namusuna düşkün çoğu toplumda, "anasına bacısına edilen küfür”ün, bir suç için hafifletici sebep olması gibi.

    savaşta esir düşen halk ve/veya askerler için geliştirilmiş bir etik kavramı vardır; düşman ile çatışmadığı sürece esir halka ve askerlere zarar verilmez.
    ancak söz konusu kadın olduğunda; tecavüz kaçınılmazdır: bir yandan bir halkı aşağılama sebebi olarak yaratılan algı, diğer yandan savaşan ve bilmem kaç ay "kadınsız" kalmış askerin önlenemez(!) cinsel dürtüleri, bunların önüne geçemeyeceğini(?) bilen üst rütbelilerin, erlerine herhangi bir uyarıda bulunmaması vs vs.

    askerliğin ve savaşın kuralları erkekler tarafından belirlenirken; kendisinin hiç söz hakkı olmadığı bu düzen içerisinde kadınları "ahlaksız" olarak nitelemek kolaycılıktan ötesi değil maalesef.

    film ister istemez halide edip’in vurun kahpeye’sini de hatırlatıyor biraz. bizden - haşa huzurdan - öylesi bir orospu çıkmayacağı için, halide edip sadece kendisine göz koymuş bir düşman askerinden gizli bilgi edinme çabasındaki bir kızı anlatır; kahramanımızın saçının teline zeval gelmemesine rağmen dedikodular yüzünden linç edilir kızımız.

    bu filmde, kadının “hergün 10 adam yerine 1 adam olsun bari”, “bana dokunsunlar da şu yaşlı kadınları rahat bıraksınlar bari” tarzındaki yaklaşımı, vurun kahpeye’deki genç kızımızdan çok farklı değildir.

    almanya, bu filmin kahramanı olan kadın ve diğerlerinden öyle utanmış ki, yaşanmış bu olayları hikayeye dönüştüren kadının isminin saklı tutulmasına karar verilmiş. ne almanların ne de böylesi bir olay yaşanan diğer halkların bundan utanç duyması gerekmiyor; sınırları kadınlar çizmedi, ahlakın tanımını kadınlar yapmadı, kimsenin bu kadınları yargılamaya hakkı yoktur.

    bu filmin hatırlattığı, alman askerlerin tecavüzleri sonucu hamile kalmış genç kadınlar ve onlara yapılan yeni doğan bebeklerini öldürme baskısına karşı çıkan bir kadını anlatan bir fransız filmi daha vardır; bu filmle ikisi güzel bir ikili oluşturur kanaatimce.
    [90’larda çekilmiş olması muhtemel bu filmin ismini ne hatırlayabildim, ne de bulabildim şimdilik; bilahare sonra editleyip eklerim diye umuyorum.]
  • içindeki en etkileyici karakterin film boyunca bir tek kelime etmeyen, sadece gözleyen, o sembolik binada bulunan herkese kültürel bağlamda birkaç insan kadar uzak olan, ve uzaklığı kadar etkileyici bir şarkı ile filme (bence) damgasını vuran moğol piyade olduğu film.
  • berlin'de bir kadın, almanya - polonya ortak yapımı 2008 yılına ait bir film.

    --- spoiler ---

    26 nisan 1945 yılında ruslar berlin'e girmiştir. berlin'in düşüşünü ve çok muhterem rusların yaptıkları icraatları anlatmaktadır kısacası film. birçok ülkeye giren ve girdiği her ülkeden çıkmak zorunda kalan özgürlükçü, eşitlikçi komünist rusların ataları yer almakta bu zaman diliminde. alman kadınlarına yapılanları işlemektedir film aslında. hitler faşizmi ve alman karşıtlığı için yahudi acıları üzerine yapılan yüzlerce filmin arasında, alman halkının da savaşta acılar ve kayıplar yaşadığını gösteren nadide bir yapıt olmuş.

    --- spoiler ---
  • izlenilesi filmlerden. özellikle de tatlısu komünistlerince.
  • --- spoiler ---

    "belki kalplerimizin bir cift sozu vardir ve birgun tekrar gorusuruz."

    --- spoiler ---
  • almanların uzun süre görmezden geldiği sanki hiç yaşanmamış gibi davranılan tecavüzlerin anlatıldığı anonim kitap ve film.
    aslında kitap yazarımız anonim değil kendisi alman bir gazeteci olan (bkz: marta hillers). kitap 1959 yılında almanya'da ilk kez yayınlandığında alman kadınlarını aşağıladığı ile ilgili çok kötü tepkiler almış ve bunun üzerinde yazar bir daha yeni basım yapmayı reddetmiş.
    sanırım insanlar rahatsız edici gerçeklere yüz çevirdiklerinde onların görünmez olduğunu zannediyor.
    oysa ki gerçekleri gizlemek mümkün değil, kitap 2003 yılında tekrar yayınlanıyor.
    hatta eski almanya şansölyesi (bkz: helmut kohl)'un eşi (bkz: hannelore kohl) 12 yaşında kızıl ordu askerleri tarafından tecavüze uğramış bir kadındır.
    çoğu insan zannediyor ki savaş bir tek cephede veriliyor. keşke öyle olsa savaş demek tecavüz demek, her savaşın sonunda kadınlar ve çocuklar çok ağır yaralar alıyor.
  • (bkz: marta hillers)
  • alman halkı tarafından zihinlerinden adeta silinmiş olan olaylar dizisini anlatan film.

    savaşın sadece sürerken değil, bittikten sonra da ne kadar rezil bir şey olduğunu göstermesi açısından da son derece faydalı bir filmdir.

    özellikle içerisinden geçtiğimiz şu dönemi düşünürsek.

    (bkz: sınırlı operasyon bizi tatmin etmez)
  • worldwar 2 ends her story begins demişler filmin afişinde gerçekten hakkını vermiş de demişler savaşın öteki yüzünü göstermesi açısından izlenilmeli ayrıca oyunculuklarda mükemmel
hesabın var mı? giriş yap