• çok garipler.

    marmaray'a binmek üzere 5-6 kişilik bir arap kadın turist grubu önde ben arkada merdivenlerden çıkıyorduk. trenin hareket etmek üzere olduğu anlaşılınca (nasıl oldu bilmiyorum, o an merdivenlerden çıkmakta olan herkese vahiy geliyor sanırım) bu gruptan 2-3 kişi merdivenlerden yukarı koştu, diğerleri yavaş yavaş çıkmaya devam etti. kapılar kapanmak üzereyken marmaray'a koşturan grupla birlikte bindim, kadınlardan biri kapının kanatları arasında dikildi ve merdivenleri yavaş yavaş çıkan 2 kişi gelene kadar kapıyı troll'ledi. ve bunu inanılmaz doğal bir şekilde yaptı, sanki kendi memleketinde iş dönüşü evinin kapısını anahtarla açıyormuş gibi.

    nasıl bir özgüven anlamak mümkün değil. ben olsam kurallara ters bir şey yapacağım da kınanacağım diye aklım çıkar.
  • ilk kelimesini ters çevirirsek,

    (bkz: para turist)
  • yaptıkları alışverişlerin, ülkemize bıraktıkları dövizlerin acısını yaratıkları toplumsal huzursuzlukla fitil fitil burnumuzdan getiren turistler bunlar...isterlerse kişi başına düşen milli gelirimizi on katına çıkarsınlar haz etmiyorum ben kendilerinden...istanbul için konuşuyorum; tramvay, metro, füniküler gibi toplu taşıma araçları başta olmak üzere tüm kamusal alanlarda nasıl bu kadar gürültülü ve rahat davranabiliyorlar anlayamıyorum...misal elin hollandalı turisti tramvayda giderken efendi efendi etrafı izliyorken arap turistler hep bir bağıra bağıra konuşma, sağa sola hareket edip yer kapma peşinde oluyorlar...hele aralarında böyle orta yaş, kısa boylu, göbekli ve esmer amcalar oluyor ki potansiyel baş ağrısı sebebi her biri...

    giyim kuşamları elbette kimseyi ilgilendirmez ama tavırları konusunda eleştirilmeyi sonuna kadar hak ediyorlar...vize alırken sessiz olacaklarına dair bir anlaşma imzalamalarını talep ediyorum...
  • bangkok'un fuhus merkezi olan nana plaza cevresinde, beyaz entarisini giymis bir adam ve arkasinda carsafli karilari ve cocuklariyla fink atarak tezatin dibine vuran turistler. irkcilik etmeyeyim diyorum ama gittikleri her yerde igrenc bir goruntu olusturmayi basariyorlar, bence ulkelerinde kalsinlar gitmesinler bir yere.
  • bir turizimci olarak bu kadar görgüsüz ve insanı bu kadar çileden çıkartabilecek bir millet olamaz.

    pazarlık yapma delisidirler ve son derece komik rakamlara inanılmaz şeyler isterler. bu isteklerin çoğu geri zekalılık düzeyinde istekler olur.

    iğrençlerdir, bulundukları ortamın ırzına geçerler. garip bir servis anlayışları vardır ne yapılsa yaranamazsınız. az zekaları ve görgüsüzlükleri ile nasıl oluyorsa kendilerini kral sanırlar.

    avrupalı veya amerikalı turistlerin gelmesine de engel oluyorlar çünkü avrupa ve amerikalı turistler de araplarla aynı mekanda olmak istemiyorlar. fazla para kazandırmayan düşük gelirli bir avrupalı iyi para kazandıran bir araptan bin kat daha iyidir.
  • istaiklal caddesi'nden her geçişimde farkında olmadan içimde bir faşist yeşerten insan güruhu. davranışları pek kibar olmayan ülke insanından bile kabadır.

    - "pardon"(dünyada bu kelimeyi anlamayacak turist yoktur sanıyorum) dediğinizde dahi yol vermeyen
    - lcw'dan sanki çok özel ürünler keşfetmişcesine alışveriş yapan
    - herhangi bir yerde yemek yerken mekanın sahibine dönüşen, masa sandalye hakimiyeti(!) ile kendilerinden başka insanlar oradan hizmet almıyormuş gibi davranan, garsonu uşağı sanan
    - kaldırımı yan yana dizilen on kişilik sülale şeklinde işgal eden
    - abide-i hürriyet'te *lüks araçları park edip ki burada eskiden bekleme bile yapılmazdı, yemek yiyip alışveriş yapan
    - uğurlarına beyoğlu'nun sinema ve sanat mekanlarının bir bir kapatıldığı tüketim insanlarıdır.

    mültecilere saldırıp sayelerinde esnaf ayakta kalıyor diyenler sokakta insan gibi davranamayan turist değil, alışveriş ve gösteriş hastası bu insanları alıp evlerinde beslesinler.
  • yalova'da da bunlardan çok var. artık, anladık ve gördük ki, onlar turist veya misafir değil, evin sahibi haline gelmişler.

    not: eskiden, "ne güzel müşterilerimiz var" diye seviniyordum. artık sevinmiyorum. onlardan gelecek para da başkasından gelsin, veya hiç gelmesin.
  • eminönü civarı sayı olarak zirve noktasına ulaşan insanlar. bir de turizmci arkadaşımdan duyduğuma göre otelleri ayrı oluyormuş. ne araplar batılı turistlerle kalmak istiyorlarmış ne de batılılar araplarla. güney sahillerindeki iskandinav - rus çatışması gibi.

    bir de merak ettiğim bir nokta var. çoğu arap kadın çoğunlukla peçe takıyor. ve kalabalık gruplar halinde iken, yüzlerinde peçe ile fotoğraf çektiriyorlar. bakıyorum ne giydikleri burka mıdır nedir onda farklılık var, ne ellerindeki çantada, ne de ayakkabıda. bu insanlar çektikleri fotoğrafa sonradan baktıklarında kendilerini nasıl tanıyabiliyorlar?
  • turizm ile ülkenin kalkınacağını sanan çoğunluğu kara paracı özel teşebbüslerin umut bağladığı yeni kitle. bunlar belki çoğunluğu alkolik olan rus turistlerden daha iyi para bırakıyorlar ama görgüsüzlükleri ve yarattıkları görsel çirkinlik ile diğer ülkelerden gelen turistleri de kaçırıyorlar. üstelik talep ettikleri anormal istekler ile kaos da yaratıyorlar. bu da ayrı bir gerçek.

    turizm olayı ve turizm ile ilgili haberlere pek kulak asmıyorum çünkü ekonomik kalkınmadaki rolü yok denecek kadar az. turizmin tek katkısı reklam bazlıdır ülkeye. onun da çok gerek olduğunu sanmıyorum ve büyük oranda sırta kambur olduğunu düşünüyorum güneydeki o herşey dahil sistemli otellerin ve tesislerin. turizm ile kalkınsaydı, yunanistan kalkınır ve batmazdı. boş iş yani. ne varsa sanayide ve enerjide var. sanayi ve enerjinin ekonomiye katkısı 100 ise, turizmin sadece 5'dir.
  • ne turisti lan turist mi kaldı? hepsi yerli oldu amk yerinde.
hesabın var mı? giriş yap