• bir dönem türkiye'de okul çağında binlerce delikanlının hırsızlıklarına sempatik,tatlı bir biçimde ilham kaynağı olan hırsızdır. dizi bir dönem sonra gösterimden kalkmıştır ama ilham verdiği hırsızlar kantinleri, dükkanları tatlı tatlı söğüşlemeye devam etmiştir.
  • film'e verilen not çok bile.öyle ki film arsene lupen karakterini hiç bilmeyen birini bile bu mizansenden tam anlamıyla soğutacak kadar kötü ve karanlık çekilmiş.ne arsene lupen'in mizah duygusu filme yansıtılmış ne de alaycılığı ve kıvrak zekası.ezeli düşmanlari müfettiş ganimard ile herloch sholmes'ünde filmde isimleri geçmiyor.
  • 70li yıllarda trt'de kibar hırsız adıyla gösterilmiştir. yukarı kıvrık bıyıkları, köstekli saati kalmış hatırımda. jeneriğinde perdeleri dışarı doğru uçuşan bir balkondan içeri süzüldüğünü hatırlıyorum bir de. o vakitler nedense şimdilerde olduğu gibi çocukları hırsızlığa özendiriyor, hem de bunun kibarca yapılma yollarını gösteriyor türevinden eleştiriler gelmezdi. (daha bir saldım çayıra mevlam kayıra eğitim anlayışıyla mı yetiştirilmiştik acaba biz.) aynı dönemde, tatlı cadı da pek severek seyrettiğimiz bir diziydi mesela ve tekke ve zaviyelerin kapatılması kanunu'na aykırı diye galeyana gelmiyordu muhalefet partisi. hatta o sıralar bunu diyecek olanlar iktidardaydı.
  • cok uzun suren bir filmdir.. bitmek nedir bilmez.. bir hikayenin nasil da sundurelecegine ornektir..
  • insanin hayatindan iki saat, cebinden bilet parasi calan filmin hirsizidir.
  • bir isme bir esere edilebilecek en büyük hakarettir bu film.
    arsen lupen, çocukluk aşkımız... hiç bir çekiciliği, karizması, esprisi, düzgün dişleri ve akıllı gözleri olmayan bir adam olmuş.
    hırsızlık yaparken nerde efendim o zerafetler o incelikler? kadının gözünün içine baka baka dana gibi elleriyle herkesin baktığı anda kolyeleri çekmeler filan.
    hikayenin tangır tungur başlaması, ordan oraya atlamalar, tuhaf aksiyonlar, asla inandırıcı olmayan tutkular.

    aman aman.
    kanyon levent'teki sinemanın serin atmosferinden bile koşarak kaçırtmış bir filmdir bu.
    iki tane uyduruk takı- kostüm tasarlamakla, bin kişilik ekibi kandırmakla, güzel manzaralarla olmuyor işte efendim bu işler. olmayınca olmuyor. yazıktır günahtır.
  • film esasında arsen lüpen kılığına girmiş beceriksiz bir şapşalı anlatıyor olabilir.

    #9979695 filmi sonradan anladım ben galiba. *
  • aklıma gelmişken yazayım dedim. önceki yorumlara da baktım, sanırım düşüncelerimde yalnız değilim. biz normalde arsene efendiyi kaliteli bir hırsız olarak tanırdık. ama filminde o kadar "göstere göstere" çalıyor ki, kadınların da bunu farketmemiş gibi davranmaları çok saçma.. kadının boynundan sürte sürte kolyesini çekiyor ama hatun kişi umarsızca içkisini yudumlamaya devam ediyor. elini tutayım derken bileziğini falan çıkarıyor ama kadın bunu da farketmiyor?! ayağından donunu alsa ancak üşüyünce farkedecek! yazık, hiç gerçekçi olmamış.. benim bildiğim arsene lupin küpeleri çalar, kolyeyi de çalar, üstüne bir de kameramanın kamerasını çalardı. kameraman da bunu ancak yönetmenin bir sonraki "motoor" deyişinde farkederdi. kaliteli hırsızlık böyle birşey işte.. o romain duris bizim sebastian*'a baksın da biraz ders alsın..
  • kaynak, emek, zaman israfına neden olmuş film. o kadar şatafat, gösteriş ama diyaloglar olmamış, hikaye işlenememiş, oyunculuklar düşmüş, yönetmen batırmış. ne anladım o zaman?
    bir tek afişi güzeldir, ki onun da filmle alakası yok.

    http://www.dailyinfo.co.uk/…res-of-arsene-lupin.jpg
hesabın var mı? giriş yap