• görme sorununun piyanistler için bir handikap olmadığını örnekleyen alec templeton, blind tom, lennie tristano, george shearing, ray charles ve marcus roberts gibi caza malolmuş isimlerin arasında, teknik ve hız anlamında en üstün olanıdır. doğuştan görme sorunlu değildir, görüşü hastalık sonrası bozulmuştur ve ölüm sebebinin aşırı alkol tüketimi olduğu düşünülmektedir. kağıt oyunlarını, futbol ve beyzbolu seven, uyuşturucuya bulaşmayan, çaldığı mekan kapandıktan sonra sabahlara kadar piyano çalmaktan mutlu olan, klasik müziği iyi bilen ve stokowski'den horowitz'e pek çok hatırı sayılır dostu olan, dehalık derecesinde virtüöziteye sahip bir caz efsanedisir. yeni tanışacaklar için tea for two ve tiger rag yorumları hoş bir başlangıç olacaktır.
  • bu buyuk sahsiyetin esas mahareti sol elindedir. horowitz'in olsun bir baskasinin olsun sag eli onun sol eli gibi ton veremez. yine de (bkz: bud powell)
  • duyguyu tam olarak veremiyor, fazıl say'dan öğreneceği çok şey var.
  • çoğunlukla tek başına veya trio olarak çalar, çok az turne yapar ve konser verir, çoğunlukla kabarelerde çalmayı tercih eder ömrü boyunca. hem bu kadar mükemmel bir teknikle çalmak hem de bu kadar güçlü bir yorum hatta dramatik yorum katmak onu biricik kılar. vladimir horowitz onu "müziğin tanrısı" ilan eder. kimi yorumlara göre tarzı bazen fats waller ya da earl hines'ı hatırlatsa da mükemmel tekniği ve olağanüstü zerafeti çok farklıdır. ellerini kullanma biçiminin çalışındaki farklılığın en önemli unsurlarından birisi olduğu rivayet edilir. çok ama çok büyük bir müzisyendir.

    tea for two diye kayıtlarının toplandığı iki cd'lik bir albüm buldum, muhteşem gerçekten, görürseniz kaçırmayın.
  • kreşendo ile hızlanan elleri sanki hiç hareket etmiyormuş gibi görünen uzaylı piyanist. o kadar tuşa basarken arada nah yapıyor. ama bunu sadece çok iyi müzisyenler görebilir. ''vladimir, nah çalarsın sen bunu.'' demeye getiriyor sanırım.
  • abd'li caz piyanisti ve virtiözüdür. asıl adı arthur tatum jr.'dır. 13 ekim 1909'da ohio'da dünyaya geldi. 5 kasım 1956'da ise hayata veda etmiştir. yaşadığı dönemde ve kendisinden sonra gelen cazcılar içindeki "en iyi piyanist"lerden birisi, belki de en iyisidir. caz piyanisti ve eğitmeni kenny barron "- onun tüm plakları bende vardı ve hiç birisini dinlemezdim. çünkü ne zaman dinlesem ellerimi salar, çalışmayı bırakırdım." demiştir. bazı caz müsizyenleri onu dünyanın sekizinci harikası olarak görürler.

    tatum abd'de ohio eyaletinin toledo şehrinde doğdu. bebekliğinde başlayan ve ilerleyerek onu neredeyse kör bırakan ileri derecede katarakt yüzünden geçirdiği birkaç ameliyat sonrasında bile görme yetisi zayıf olarak hayatını sürdürdü. çocukluğunda başladığı piyanoyu cleveland'da profesyonel olarak çalmaya başladı. 1932'de new york'a göç edene kadar bu şehide çalmaya devam etti.

    annesine ait notaları ve plak kayıtlarında dinlediği ve genelde düet olarak çalınan parçaları piyanosunda birebir çalmaya çalışırken kendisine ait olan ve daha sonra gelenlerin bile taklit edemedikleri hızlı ve etkin piyano çalma tekniğini keşfetti.

    kendisine ait bu hızlı çalma yeteneğini yüzünden genellikle başkalarının uyum sorunu çekmesi yüzünden, hemen hemen tüm parçalarını tekli olarak çalmıştır. 1940'ların başında basçı slam stewart ve gitarist tiny grimes ile kaydettiği taş plaklar da mevcuttur.

    1956'da los angeles, kaliforniya'da böbrek yetmezliği sonucu hayatını kaybetti.
  • art tatum'dan sonra sahne almayı planlayan ray charles, kendisini hazırlamak adına prova sırasında tatum'u dinleyerek büyük ustanın ellerini nasıl hareket ettirdiğini anlamaya çalışır. ardından o gece programa çıkmaz.
  • yanına hala yaklaşabilenin olmadığı caz piyanisti; kulak, teknik...
    yaşadığı dönemde amerika'da yaşayıp, babayı canlı dinlemeyebilmeyi çok isterdim.
  • chopin waltz op. 64 no. 2'yi kendine göre jazzy olarak coverladığı nefis bir kaydı bulunmaktadır.
  • bu isimde bir de shawn lane parcasi vardir.

    https://www.youtube.com/watch?v=wzqf6_stdzk
hesabın var mı? giriş yap