• drew barrymore'un canlandırdığı karakterlerin külü.
  • (bkz: sophie) (bkz: jeux d'enfants).
  • the virgin suicides kızları.
    seviyorum hasta kızları, mutsuz insanları.
  • an itibariyle jill valentine kılığında resident evil* filminde karşıma çıkmış olandır. allahım bir insanın ağzı, burnu, gözü, kaşı, beli, bacakları her yeri bu kadar güzel olur mu? bir insanın yürüyüşü bile güzel olur mu, olur da bu kadar güzel olur mu? ne yapsam nerelere gitsem bilemedim.
  • (bkz: jasper)
    (bkz: twilight)
  • çocukken
    (bkz: pamuk prenses)
  • benim için durmadan değişen karakterlerdir. yani yıllar içinde sürüsüyle film oynadı. biz de sürüsüyle evreden geçtik. bir birine aşık olduk bir birine. oturup saymıyorum bile. bir baktım, millet üç beş tane yazmış, dedim ne sadık insanlarmışsınız, bu kadar delikanlı olmayın ya film karakteri çok elini sallasan ellisi, olun durmadan. misal ben, beni alalım şimdi, konu döndü dolaştı bana geldi tabi de böyle bencileyin bir kişilikte sanmayın. ilkokul yılları sayılırsa, dahilse bu aşk meşk işine, ben şeker kız candy deki terry e aşıktım misal. okuldan geliyordum, bak hala unutmam, önce tom-jerry ikilisi birbirlerini ütüye yapıştırıp kafadan peksimet yapıyorlardı, sonra şirinlerin komün hayatı giriyordu devreye, sonra da bu şeker kız şeysi. ödevleri bitir, ana haber bültenlerinden önce terry izle.

    yıllar geçti lotr serisi izlenmeye başladı, ben legolası görür görmez atladım, dedim yüzük hepsinin kıçına girsin, bu civanım ölmesin. ortaokul seneleri, uzun saç olayından haz etmiyor kimse, yerli malı çelik de saçları kestirdikten sonra insanların gözünde uzun saç aşinası yok olmuş. dalga geçtiler, tabi benlen, duygularımlan oynadılar, ama oralı olmadım aslanlar gibin legolas deyü deyü izledim seriyi. yıllar geçti, bu sefer de aragorn' a meylettim.

    sonra matrix- neo, artık o dönem ne hoşuma gidiyorsa. kahraman bir olaya girse benim yüreğim hop hop. johnny deep, tabi ama karayip korsanları değil hangi film bilmiyorum, yüksek ihtimal erkeğin gözyaşları, ama her filme de atlamıyorum coniii diye, mesafemi koruyorum.

    lestat, leon, kimi zaman, yeri geldi al pacino, robert de niro'ya taptık. kont almasy dedik gelsin bize okusun bu masal yanıklı yanıklı da kabulüm dedik. dustin hoffman da pek şeker adammış dedik. wall-e ye bile aşık oldum ya, eve adam ol wall- e yi bağrına bas dedim. 300 askerin höyküre höyküre savaştığı filmi dile bile getirmiyorum.

    yani bir robota bile hayranlık besledim adamım bu hollywood tehlikeli olay. ama twilight olayını idrak edebilmiş değilim. lestat' tan sonra yüz vermeye bile gerek duymadım, hıh!!
hesabın var mı? giriş yap