aykut kocaman

• kaybetmiş kocaman. bizim zeki futbol taraftarının gözündeki yerini bir kere kaybettin mi, o yere tekrar çıkman neredeyse imkansız. arada başka teknik direktörler gelip geçmeli, o zaman balık hafızasından faydalanabiliyorsun. ama takımın başındaysan, aldığın herhangi olumlu sonuçta senin en ufak katkın yoktur, her türlü başarısızlığın da yegane sorumlusu sensin.
  
  abdullah avcı, hiddink, ersun yenal, fatih terim, del bosque, schuster, zico, daum, şenol güneş, rijkaard, aragones ve daha niceleri "teknik direktör değil" diye yerin dibine sokulup çıkarıldı. bu saydığım isimlerden ikisi şampiyonlar ligi şampiyonu, biri uefa kupası şampiyonu, biri dünya kupası şampiyonu, biri avrupa kupası şampiyonu, biri fenerbahçe'ye tarihinin en büyük avrupa zaferini yaşatmış, biri dünya kupasında türkiye'ye tarihinin en (tek?) büyük başarısını yaşatmış, biri fenerbahçe'yi 4 sezonun ikisinde şampiyon yapıp ikisinde son maçta kaybetmiş, diğerleri de büyük takımlarda olmadıkları sürece türkiye'nin en iyi teknik direktörleri arasında gösterilmiş. şimdi de mesela cuper geçsin deniyor milli takımın başına. geçsin geçsin. geçsin de görsün dünya kaç bucak...
  
  bu adamların hepsi bel bölgelerinin biraz aşağısına teneke bağlanarak gönderildi. uefa kupasını almış fatih terim'in bundan önceki galatasaray dönemini hatırlayın bir zahmet. hiddink'e demediğimizi bırakmadık. yeni köy kasabı, dede, alman köylüsü, karizması yok, barca'yı babam da şampiyon yapar, vs... bütün bu adamların hiçbiri türk takımlarının başındayken en yükseğe çıkamadıkları sürece futbolu bilmiyorlardı. benzer şekilde kocaman da bilmiyor. çok kolay çünkü. "sow solda mı oynar, stoch kenarda?!" bu kadar kolay antrenörlük denen şey. bu insanlar boşa para kazanıyor. antrenmanlar, taktikler, rakibi izlemeler falan boşa hep. bakıyorsun futbolcuların mevkisine. stoch - sol kanat, sow - forvet. bitti abi. başka hiçbir parametreye gerek yok. form durumu, moral motivasyon, fizik güç, taktik varyasyon, hepsi hikaye.
  
  çok güzel eleştirilir bizim ülkemizde teknik direktörler. "sow ilk yarı süper oynarken ikinci yarı adamı sol kanata hapsetti" deniyor mesela. oysa sow maça zaten sol kanatta başladı. spikerlerin de defalarca tekrarladığı üzere, sürekli kuyt ve krasiç'le yer değiştirdiler. ne demiştik zamanında? (bkz: #29976301) kocaman ileri uçtaki elemanlarının maç içinde yer değiştirmesini, dolayısıyla markajdan kurtulmalarını istiyor. bunu hala göremiyor insanlar ve diğer bütün teknik direktörlere yaptıkları gibi "x orda oynar mı" çiğliğine düşüyorlar. "krasiç çıkar mı?" e çıkar. bal gibi çıkar. fizik gücü hala düşük, hala adam kovalayamayan, top hücumdayken etkili ama rakipteyken etkisiz eleman oyundan çıkar. dedik ya kaybetmiş kocaman. ne yaparsa yapsın, mutlaka hatası bulunacak. ve ne yaparsa yapsın, hiçbir başarı kendisine ait olmayacak.
  
  bu ülkede göz önünde bir takımda uzun süre teknik direktör olmak istiyorsan biraz tribüne oynayacaksın. kim var aklınıza gelen? fatih terim. şovu, tribünü, reklamı iyidir. ama o bile ne zor günler yaşadı geçtiğimiz dönemde. kim var başka? daum. onun da şovu fena değildir. adama etmediğimiz hakaret kalmadı milletçe. kim var abi başka? herhangi bir takımın başında 2 seneden fazla kalabilmiş kim var? canım memleketimde herkes futbol dahisi olduğu için, kimseyi bür türlü kabullenemiyoruz. çünkü biz mourinho'ya layığız. aşağısı kesmiyor. hiddink, del bosque, aragones, schuster, rijkaard kesmedi bizi aga. şimdi hepimiz cuper'ciyiz. hele bir gelsin göz önünde bir takımın başına.. o zaman görün eğlenceyi.
  
  futbol kadar karmaşık ve çok denklemli bir oyunda (futbol matematik değil, daha da fazlasıdır tabi ki) teknik direktörü eleştirmek için argüman arıyorsanız, her maç her teknik direktör için orta halli bir kitap yazarsınız. "kocaman'ı savunamayınca felsefeye girişti" diyecekler şimdi. abi ne dersem cevaplar hazır. almanya'da almanlara 4 attı, beşiktaş'a 3 attı, "futbolcular korkudan oynadı, kocaman'ın katkısı yok" dediniz. e o korkuyu kim yarattı? kasımpaşa maçındaki rezil futboldan sonra o takımın buraya gelmesini kim sağladı? bursaspor'a 6 eksikle gitmişsin (4'ü banko 11, 2'si orta sahanın göbeği, 1'i en iyi hücum bekin), iyi futbol yok ama iyi mücadele var, kazanabilirsin de kaybedebilirsin de... ikisi de olmuyor ve berabere kalıyorsun. e kazanırken "oyuncular korktu, ondan" diyen adam, puan kaybedince de "sow sol kanatta" diyecek tabi. yukarıda saydığım adamlara demediklerini bırakmayan adamlar kocaman'ı mı ıskalayacak? ama görürüm ben. kocaman gitsin, yerine başarılı/başarısız, kariyerli/kariyersiz, türk/yabancı herhangi bir teknik direktör gelsin, "kocaman en azından deniyordu" gibi laflar çıkacak. "ortada henüz başarısızlığı yokken gönderildi" denecek. ama bunlar hep kocaman gittikten sonra söylenecek.
  
  kocaman türkiye'de ve özellikle fenerbahçe'de teknik direktörlük yapacak kadar çılgın ve 2 seneden fazla bu baskıya katlanacak kadar mazoşist olan herkesin yaşayacağını yaşıyor: bıkkınlık. taraftar kocaman'dan bıktı. telegol'de "son dakika: x istifa etti" altyazısı görmek istiyor insanlar. "teknik direktör şu mu olacak, bu mu?" konulu programlar istiyorlar. geldiği gibi samandıra'nın havasını değiştirecek, önceki teknik direktöre bağlı olarak takıma neşe veya disiplin getirecek yeni kurbanlar arıyorlar. çünkü futbolu herkesten daha iyi biliyorlar.
• kendisine "hayatında sağ bek oynamamış serdar'ı sağda oynattı", "transferlerde başarısız", "sow'u solda oynattı" diye zeka dolu eleştiri yapanlara uğur meleke'nin maç yazısını okumalarını tavsiye ederim.
• (bkz: #30657047)
• fenerbahçe'nin 2 senedir ne gibi sorunlarla uğraştığını, takımın futboldan daha çok futbol dışı konularla meşgul olduğunu unutan insanlarca, fenerbahçe 2 senedir futbol olarak geriye gidiyor diyerek çamur atılan insan. yok neymiş deplasmanda maç kazanamıyormuşuz, zico zamanında da kaç hafta maç kazananadık deplasmanda ama şimdi zico iyiydi deniliyor. yok galatasaray en rahat maçımızmış da, onu bile kazanamıyormuşuz. zico zamanında büyük maçların hepsini kazandık da ne oldu. gidip küçük denilen maçlarda puanları bıraktık. aykut kocaman döneminde saraçoğlu'nda kaç maçtır yenilmiyoruz, bu başarı sayılmaz mı ? kaç takım veya teknik direktör bunu başarabiliyor. zamanında aykut kocaman'ın fenerbahçe teknik direktörü olmasını istemiyordum ama bu göreve getirildi. şimdi ise iyiki getirilmiş diyorum. en azından fenerbahçe'yi ve fenerbahçe taraftarını, basınını tanıyor. bir çok eleştirinin boş olduğunu bilip kulak ardı ediyor. fenerbahçe'yi küme de düşürse sonuna kadar desteğim onunla olacak. herkes takımı bir alex ferguson yönetsin istiyor ama alex ferguson nasıl alex ferguson olmuş bilmiyor.
• ben dakika 88'de sow'u çıkarıp semih'i alıp gol bekleyen adamın teknik direktörlüğünü eleştiririm arkadaş. sezer tercihine girmiyorum bile. sezer'i oynatmasın demiyorum ama dakika 88 lan!
  
  bana hariçten gazel okumayın. aykut çok zor şartlarda çok iş yaptıığğğğ demeyin. allahaşkına demeyin. ben sahada recep'i, salih'i görmek istiyorum artık. sıkıldım. atalet çöktü üzerimize. umutlarımızı yeşertecek bir şeyler lazım. ama bu "şey"in aykut'ta olmadığı kesin. ama nerde artık ben de bilmiyorum.
• eğer futbolda tenis gibi bir puanlama sistemi olsa, yani takımlar kendi klasmanlarında ve yendikleri takımların gücüne göre puan alsalar, açık ara dünya sonuncusu olacak teknik direktör.
  aaa bi dakka lan. adamın çalıştırdığı bütün takımlar ertesi yıl küme düşmüş, batmış kapanmış..
  adam zaten dünya sonuncusu yani var mı bu kadar kötüsü?
• alex ferguson'un kupaları varmış manu'ya gitmeden önce. kocaman'ın yok oysa. fenerbahçe'yi şampiyon yapan iki türk teknik direktörden biri de benim zaten. türkiye kupası'nı da ben aldım.
  
  hadi sinirden kendinize ne yapıyorsanız yapın, kocaman'a boş boş sallamayı bırakın. ilk sezonunda şampiyon olmuş, ikinci sezonunda kupayı alıp şampiyonluğu son maçta kaçırmış, üçüncü sezonun henüz başındaki adama "fenerbahçe'den önce ne başarısı var" demek, savaş kazanan komutana "savaştan önce ne başarısı var" demek gibi.