• henuz coca cola'nin insan bunyesine musallat edilmedigi, likit deterjanlarin mutfak pencereleri onune renkli plastik kaplari icinde dizilmedigi, parmak cukulatanin ve mabel sakizlarinin hukum surdugu bir devre ait olan evdir.

    yuzlerce metrelik bahcesinin buyuk bir kismini on kisimda birakicak sekilde insa edilen bu evler cogu kez iki katli olup, alt kisimda bulunan mutfaga tahta bir merdivenle inilir, devasa pekmez kuplerinin, tel dolaplarin, bakir sahan ve tabaklarin dizili oldugu raflarin, tursu kuplerinin bulundugu mutfagin hemen yanibasinda bulunan toprak firinin oldugu kucuk bahceye de alt kapidan gecilirdi. en leziz borek ve baklavalarin pisirildigi bu firinlar eskimo kulubelerini andirir ve balciktan yapilirdi. uc ayak li garip gorunumlu demir edevat da bu firinin tam ortasinda durur, siniler bu ayagin uzerine yerlestirilirdi hep. ve her evin bir ya da iki kuyusu olur, bir cikrik uzerine sarili ipin ucundaki kova kuyuya sarkitilarak evin su ihtiyaci giderilirdi.

    en cok oda sayisinin bulundugu ust katin pencerelerinden meyve bagi kus bakisi gorulur ve bir cocugun en guzel yillarinin gecebildigi bu baglarda akla gelebilicek meyvelerin cogu bulunurdu. her yil sahibinin getirdigi isciler bag topragini beller, onceleri iri kesekler halinde bulunan toprak kaplumbagalarin gozde mekani haline gelir ve yazin yakici sicaginda bu dagilmaya yuz tutmus keseklerin asma altinda olanini secen kaplumbaga bir yandan boynunu uzatip cok sevdigi asma yapragini gevelerken bir yandan da altina girdigi kesegin altinda kendini serinletirdi.

    kirpilerin, tavsanlarin, bazen tilkilerin bile cirit attigi bag evlerinde o zamanlar elektrik dagitimi kisitli oldugu icin, gaz lambalari kullanilinir, ince kum ya da kulle temizlenip parlatilan lamba siseleri, geceleri onlerine ne gelse, duvarlara buyuk golgesini dusurur ve bu golgelerden kimi zaman hayali canavarlar yaratan cocuk butun gun gunes altinda kosturmaktan bitap dusmus bir sekilde sert sedire ya da yere serilen yun yataginda derin ve kedersiz uykusuna dalardi.

    guz mevsimi yaklasirken kehribar rengindeki uzum salkimlari toplanir, evin arka bahcesinde, budanmis asmalarin, agaclarin iki mevsim oncesinden istif edilmis parcalari kurulan kazanlari kaynatmak uzere yakilir, yakin bag evlerden gelenlerle imece usulu pekmez ve salca kaynatilir, bir metre boyundaki kuplere tursular kurulur, tarhanalar temiz yerlere serilmis sofra bezleri uzerine kurutulmak uzere kasik kasik dokulur ve asfaltlara uzak dusen bu evlerin cocuklari, koyu kahverengi yumusak topragin ilk guz yagmurlarini yemesiyle camurlara bata cika, bavul tipli cantalari camura surte surte okula gidip gelirlerken, karin ilk dustugu mevsimde, kah mutfaga kurulu kuzinede pisen ayvayi bekler, kah dedesinin mese agacindan yaptigi kizagin ayaklarini ates uzerinde once pisirmesini sonra yontmasini sabirsizlikla gozler, bazen dedenin at kuyrugunun killarindan yaptigi sigircik tuzagini merakla izler, kil kementlere takilmis kucuk sigirciklari kesmesin diye yalvarir ve aksam uzeri tencerede agir agir pismekte olan sigircik pilavindan hic yiyesi gelmezdi.

    mevsimler cabucak gecer bag evinde oyle cabucak gecer ki, bag ne zaman tarumar oldu, ne zaman armutlarin, kirazlarin, kaysilarin, cevizlerin, ahlatlarin, musmulalarin,eriklerin, igdelerin, sam fistigi agaclarinin, dutlarin, uzum asmalarinin hukum surdugu bahce yok oldu, yerine yuksek yuksek beton binalar yukseldi hic bilinmez.
    gercegin, gerilerinde kalmis ve yok olup gitmis bag evini artik ancak eski edebiyatcilarin hikayelerini susledigi sayfalarda okuyor ve animsiyoruz.... (bkz: sari yelek) (bkz: bagevi)
  • yazın, öğle sıcağının bağa çöktüğü cehennem sıcağında, ön tarafı açık bırakılmış, teras / çatı katına sığınılan evlerdir. garip bir ege aksanı, o zamana kadar hiç görülmemiş büyüklükte, henüz ağaçtan koparılmış meyveler, garip konuşan güler yüzlü bir arkadaş ve serinlik yahu.. hem de ne serinlik..
  • (bkz: toprak firin)
  • yanakları şömineden ateş şarap kızı'nın plaktan pink foyd dinlerken şirazesinin kaydığı yerdir.
  • aile buyukleri gibi yazlarin gecirildigi ve daha sıkı baglarin kuruldugu evler olmasa da papatya taciyla yesilliklerin arasinda gezinilen kayitsiz cocukluk gunlerini, dalindan koparilip salkimiyla yutulan uzumleri, gokyuzunun sonsuz maviligine bakilip kurulan hayalleri hatirlatir. sonra simdi uzerinde yukselen kooperatif evleri gelir akliniza, burkulur kalir iciniz.
  • yaz gecelerinde çatısında yatıp yıldızlı geceyi kendimize yorgan ettiğimiz, küçük evimiz, sığınağımız, ıssız adamız.
  • türkiye'de işlenen suçların %87.8'i burada gerçekleşiyormuş. bu amına koduğumun yerlerini kapatsak kız gibi ülkeyisiz ekmek kuran çarpsın. ne cinayet, ne gasp, ne tecavüz... gazetelerin üçüncü sayfaları da ne bok yer artık bilemiyorum. yok dayısı baldınızı bağ evinde doğradı, yok bibisi emmisinin çükünü bağ evinde kesti. ne şer yuvası, ne pislik bir yermişsin sen bağ evi! satıyorum seni! ilgilenenler pm'den yürüsün lütfen.
  • önümüzdeki iki yıl içerisinde kendime yapmayı planladığın bir nevi haftasonu evi.
    öyle çok büyük bir şey olmayacak tabi 60 metre kare civarında bir alan yeterli. bir adet oturma alanı bir mutfak bir de tuvalet hadi bir de belki eş dost gelir kalır diye bir de yatak odası. mis gibi temiz hava da cabası. şimdi ufak tefek bir maliyet araştırması yaptım. çelik konstrüksiyon bir ev seramiği parkesi işçiliği derken 35 bin gibi bir paraya yapılacak.

    ege bölgesinin gözünü seveyim gözünü. nerde başka yerde böyle imkanlar
hesabın var mı? giriş yap