ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
denize gülşen mi düşse kurtarırsın hande yener mi
-
cevabı demet akalın'ı da itip çaktırmadan oradan uzaklaşırım olması gereken soru.
annenin payına düşen mirası hacılayan dayı
-
"her ailede aileyi mahveden, iflas ettiren, kavga çıkaran, haksızlık yapan, ortalığı birbirine katan, huzur vermeyen, hak ettiğinden fazla malı üstüne alan en az bir amca veya bir dayı vardır. bizde yok diyosanız bu kişi babanızdır!"
(bkz: pandayavrusu) (bkz: #35385809)
sözlük yazarlarının hayat felsefeleri
-
- şimdi yatayım, yarın erkenden kalkıp işlerimi ertesi güne ertelerim.
olası iç savaş sonrası türkleri kabul edecek ülke
slaven bilic
-
ben az kazanan bir adamım. öyle akıllı telefonum filan yok. geçen şirketin evrağı teslim etmek için cevahir'e gittim. daha önce de birkaç kez yine aynı sebeple gitmiştim. neyse lafı uzatmayayım kendisini orada gördüm.
imza mı istesem, foto mu çektirsem diye düşündüm. en iyisi ölümsüz bir anı olan foto çektireyim dedim. dedim dedim de ben de akıllı telefon yok ama bilic de orada. bir daha nereden göreceğim onu deyip yanına gittim.
derdimi tarzanca-ingilizce anlattım. kırmızı kapaklı samsung telefonumu gösterdim; ''but i want photo with you'' dedim tarzanca olarak. utanmadan bir de dedim ki; ''take photo with your phone than e-mail to me, ok?''
aklımca; ''senin telefonunla çekelim bana e-mail ile gönder olur mu?'' demek istedim. adam zeki tabi, şak diye anladı. ben olur mu öyle şey len filan deyip kızacağını düşünüyordum ''okey'' dedi, beraber selfie çekindik. sonra e-mail'imi aldı. teşekkür edip tokalaştık.
sonra ben şirket evrağını teslim ettim. sonra işe yeninden döndüm. dönüş yolunda; ''iyi çekindik de bu bana göndermez ki hacı'' diye düşünüyordum, neyse çekildik mi çekildik diye kendimi avutuyordum. yol bunu düşünerek geçti. yeniden masamın başına oturdum, e-maillere bir heyecanla baktım. yoktu.
neyse, göndermezse canı sağolsun dedim. o gün bilic'ten gelen giden yoktu. ertesi gün de yoktu, ondan sonra da yoktu. olmadı. artık ben vazgeçtim. içten içe de biraz kızgındım, sonra artık umudumu kaybettim. yaklaşık 10 gün sonra tanımadığım bir adresten e mail geldi, şüphelendim ama yok ya artık gelemez dedim. heyecansız bir şekilde açtım. bir baktım bilic'le ikimizin fotoğrafı ve bir de antrenmana davet mektubu.
kıt ingilizcemle bunu anladım ama bir arkadaşa kesin olsun diye tercüme ettirdim. evet, önümüzdeki perşembe beni davet ediyordu. önümdeki 4 günü bir bayramı bekler gibi bekledim, allem edip kallem edip patrondan izin aldım ve beşiktaş antrenmanına gittim.
bu sefer hazırlıklıydım, bir arkadaşın fotoğraf makinesini yanımda getirmiştim. binlerce foto çektim. sağol bilic, bana çok güzel bir perşembe sabahı yaşattın.
debe editi: hikaye gerçek mi diyenler oluyor, evet hikaye gerçek değil. yalnız bu entry'nin sevilmesindeki maharet benim değil. slaven bilic'in. kimse bilic öyle şeyler yapmaz lan demedi. herkes bilic'in böyle gönlü bol, taraftarına değer veren biri olduğu konusunda hemfikir. ben de bu yazıyı kurguladım yazdım. insanları hayal kırıklığına uğrattıysam affola.
makaralı teyp
-
1964 yılında bir devlet dairesinde işe girdim. ilk işim, taksitle grundig marka tk19 model
bir makaralı teyp almak oldu. o yıllarda çok pahalı bir aletti. maaşım 395 lira 20 kuruştu.bu alete 10 ayda 2.150 lira ödedim. aylığımın yarısından fazlası bu alete gitti.
ödemem bitti, 6 ay sonra işten istifa ettim.
evli birine aşık olmak
-
yaşadığı şeyi meşrulastirmaya çalışan aşk kelebeklerine sesleniyorum burdan ben o kadindim çok masumdu bidibidi diyenlere sesleniyorum elimde olsa bunu gözlerinizin içine bakarak söylemeyi ne çok isterdim. hissettiğiniz yaşadığınız hiçbir şey o adamin evdeki çocuğu kadar masum değil. o kadin değil de o çocuk olmayi deneyin sizin babaniz sizinle geçireceği zamani size değilde başka bir kadina ayirsa babanizin sizinle gecirecegi vakitten çalsa! hiç mi akliniz ermiyor hiç mi dusunemiyorsunuz yaa hayatınızda duymadinizmi aşkı için herseyden vazgecen insan o adam sizi gerçekten sevse o adam adam gibi bi adam olsa karisini çocuğunu aldatarak size gelirmi ben başkasına aşık oldum bu evliligi sürdüremem senin çocuğumun gözüne baka baka baskasini düşünemem demezmi karisina ? adam gibi adam olsa çocuğunun riskini sizinle paylasirmi karisinin ütüledigi gömlekle size sarilirmi ? geçin bunlari biraz gerçekçi olun.
ünlülerden uğur ışılak'a destek klibi
-
açmayın! cidden açmayın sinirleriniz hoplamasın.
zira şöyle bi cümle duydum uğur ışılak için "yaşadığımız yüzyılın en önemli halk ozanlarından biridir."
işin yalakalığını, yağcılığını, samimiyetsizliğini geçtim. bu ayıptır ayıp! kim lan bu adam halk ozanı oluyor?
pir sultan'ın, aşık veysel'in, yunus emre'nin, nesimi'nin, mahsuni'nin ve daha nicesinin hakkına gasptır bu.
sarayda soytarılık yaparak halk ozanı olunmuyor!
babayla telefonda konuşmak
-
hep mümkün olmayan. vefat ettikten sonra onun telefonundan beni annem aramıştı. bir an gülümsemiş ve "neden olmasın" demiştim, hatta o saniye "kimseye söylemem" diye hesap bile yaptım. neyse ki deli olduğumu gizleyecek kadar akıllıyım.
okunması gereken kitaplar
-
popsci türkiye, temmuz 2017 sayısında 'mutlaka okumanız gereken kitaplar' adlı dosya konusu var ve bu kısımda ünlü bilim insanları ve girişimcilerin kitap tavsiyeleri yer alıyor. pek sevdiğim kişileri de listede görünce epey ilgimi çekmişti bu yazı. önerdikleri birkaç kitabı çoktan okudum, hepsi benim için etkileyici kitaplardı. kalanları okumak için sabırsızlanıyorken kitap arayışında olanlara öneri olsun dedim.
* jane goodall : hayvan özgürleşmesi - peter singer
* michio kaku : foundation, foundation and empire, second foundation - isaac asimov
* sean carroll : 1-2-3 sonsuz - george gamow
* oliver sacks : the mind of a mnemonist - a.r luria
* marcus du sautoy : bir matematikçinin savunması - hardy
* frans de waal : darwin and the emergence of evolutionary theories of mind and behaviour - robert j. richards
* lawrence krauss : madde 22 - joseph heller
* adam riess : fahrenheit - ray bradbury, mesaj - carl sagan , çocukluğun sonu - arthur c. clarke
* neil degrasse tyson : türlerin kökeni - charles darwin , akıl çağı - thomas paine , milletlerin zenginliği - adam smith , the system of the world - isaac newton
* elon musk : merchants of doubt - naomi oreskes & erik m. conway, sineklerin tanrısı - william golding, structures or why things don't fall down - j.e. gordon, superintelligence - nick bostrom , sıfırdan bire - peter thiel , einstein yaşamı ve evreni - walter isaacson
* bill gates : hayvanlardan tanrılara sapiens - yuval noah harari
* mark zuckerberg : ulusların düşüşü - daron acemoğlu & james a. robinson
ingilizce yazılı kitapların türkçe çevirisi mevcut değil. kaynak: popular science
tanım: ünlü bilim insanlarının ve girişimcilerin en sevdiği kitaplar.
( ve yazar olarak yazdığım ilk entry :)