ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaşanmak istenen film ilişkisi tipi
-
cast away'de tom reyis ile wilsın reyis tipidir benim için. öyle bağlanmak istiyorum işte.
edit:
bilmeyenler için söyleyelim yanlış anlaşılmasın. tom reyis erkek wilsın reyiz toptur.
edit2: tekrar düzeltelim. wilson reyiz gerçekten toptur. voleybol topu.
evde sütyensiz gezmek
-
nasıl bir şey olduğunu hepimizin bildiği davranış. asıl sütyenle gezmek nasıldır onu anlat.
bu muydu teşekkürün ey vanlı kardeşim
-
havaalanı yapıp yüksekova'daki dağılımı görse hepten kayışları koparacak akp'li sözü.
kitle bağışıklığı
-
corona salgını ile ilgili olan tartışma yara bandını hızlı mı çekseniz daha çok acır yoksa yavaş mı gibi bir şey sanırım. (bant ile olanının cevabı yavaş çekmek ama tabii direkt bağlantısı yok konuyla)
virus kaçınılmaz olarak yayılacak. öyleyse hemen yayılsın bitsin. mantıklı mı? şöyle sorunlar var:
1. sağlık sisteminin kapasiteye yetişememesi en büyük sorun. virüs çabuk yayılır ve insanlar hastanelere yığılırsa çoğu tedavi edilemeyecek ve ölüm oranları çok artacak.
2. zamana yayılırsa malzeme (maske, solunum cihazı vs.) üretmek için zamanımız olur.
3. zamana yayılırsa tedavi yöntemleri gelişir, belki ilaç bulunur.
ama en önemlisi yaşlıların ve risk altındakilerin durumu. hastalık yayılsın demek bu kişiler ölsün demek bir yerde. değilse de bu kişilere özgü tedbir alınması gerekiyor. hastalık gençler arasında hızla yayılsın ama yaşlılar arasında yavaş yayılsın gibi bir seçenek mümkün değil gibi. dolayısıyla ekonomik kaybı göze alıp bandı yavaş yavaş çekmek herkes için en iyi çözüm gibi görünüyor.
her erkek aldatır
-
doğrusu: her insan aldatabilir. aradaki fark ise, aldatan kadın olduğunda haberinizin olmamasıdır.
angel di maria
-
futbolun kimseye olmadığı kadar di maria'ya iade-i itibar borcu vardı. real madrid'de en iyi oynadığı maçlarda bile ronaldo övülüyor, her şey ona yazılıyordu. bugün de messi konuşulacak ama biz futbolseverler, futbolcuseverlerin aksine onun hakkını vermeye devam edeceğiz.
finlandiya'da kusursuz çarpışan araba kullanımı
-
hiç de medeni değil bence. oraya çarpışmaya gidiyoruz biz. adı üstünde çarpışan araba. bunlar gondolda da kürek çekerler aq. efendilik arayan atlı karıncaya gitsin.
vikipedi'den okuyup okuyup etrafına satmak
-
kişinin okuduğunu tesciller. hiç okumadan bütün gün konuşan adamdan fersah fersah öndedir. okuyan adam iyidir.
edit: başlığı açan arkadaş acil bir işi çıktığı için bırakıp gitmiş.
türkiye'de kitapların aşırı pahalı olması
-
şöyle açıklamak gerekirse ülkemizde kitap pahalı değil çok pahalıdır. peki neden çok pahalıdır, bunu kendi kitabım üzerinden açıklamak istiyorum.
şimdi benim kitabımın liste fiyatı 25 tl
bu yirmi beş tl içerisinde %8 kdv var, 2 tl yüce devletimizin,
bu yirmi beş tl içerisinde kdv düştükten sonra bedel olan 23 tl'nın
yüzde 10'u telif olarak benim, yani 2,30 tl
yüzde 30'u yayın evinin, yani 6,90 tl
yüzde 10'u dağıtımcının, 2,30 tl
yüzde 50'si kitabevinin, 11,50 tl
ben bir yazar olarak 572 sayfalık bir eserin satılan her adedinden 2,30 kazanırken, yayıncım dosyayı kitap haline getirip, redakta-edite etmek, ham maddeyi (kağıt-boya) satın almak ve basmak (matbaa), bir de üzerine kar etmek için 6,90 tl alıyor.
kitap basıldıktan sonra kitabın satılması için rafa girmesi gerekiyor. bu işi yapacak olan ise dağıtımcı 2,30 tl alıyor.
kitabı rafına koyan, kira ödeyen, eleman çalıştıran vb. iş yapan kitabevi ise tüm bunları kitabın liste fiyatının yarısıyla döndürmek zorunda kalıyor.
sürümün fazla olmadığı, ürünün üretici ile tüketici arasında çok el değiştirdiği, rafta bekleme süresi uzun her üründe olduğu gibi kitabın fiyatı da uçuyor.
şimdi diyeceksiniz popüler, çok okunan kitaplar neden daha ucuz.
şöyle ki, çok satan/okunan kitapların korsanla mücadele etmesi gerekir. zaten sattığı için raf bekleme süresi azdır, bu kitapların kendi reklamı doğal yollarla oluşur, baskı adet sayısı fazla olduğu için yayınevi basım ve ham madde diğer yayıncılara göre ucuz ulaşır. dağıtımcı ve kitapçı elinden çok sayıda kitap geçeceği için sürümden kazanır.
doğal olarak bu yazarların telif yüzdeleri yükselirken dağıtım ve kitabevi payı düşer.
peki nasıl ucuza kitaba ulaşabiliriz?
öncelikle tek tek kitap almak gibi bir huyunuz var ise bundan vazgeçmelisiniz. birden çok online kitabevinde hesabım var ve beş taneden az kitap almıyorum. alacağım kitapları sitelerde bulunan sayfamda sepete ekliyorum ve karşılaştırıyorum. bu sizin için zor ve tek kitap alacak iseniz kitapmetre.com sizin için karşılaştırma yapıyor. ancak bu site tüm online kitabevlerinde çalışmadığı için evrenselkitap.coma bakmanızda fayda var. ara ara büyük yayınevlerinde ciddi indirim kampanyaları oluyor, facebook üzerinden ilan ediyorlar, takip etmek isteyenlere duyurulur.
bir diğer ucuz kitap alma şekli ise varsa yayıncının online kitap satış sitesidir. çünkü dağıtım ve kitabevi payı vermedikleri için liste fiyatı üzerinden ciddi indirim yapıyorlar.
bir diğer ucuz kitap alma şekli benim de severek kullandığım nadirkitap.com. içerisinde bulunan çakallara ve sahaf olmayan satıcılara rağmen iyi bir araştırmayla çok az kullanılmış kitapları ucuza almak çok mümkün. tek dezavantajı ise kitapları farklı satıcılardan aldığınızda kargo birleştirme yapılamaması ve bazı satıcıların anlaşmalarından dolayı yüksek kargo bedeli.
eğer bir e-kitap okuyucunuz varsa mutlaka e-kitap servisi meritokrasi katılın ve şu entri favoriye ekleyip başlığı takibe alın.
yok arkadaş her şeye rağmen kitap pahalı, e-kitap edinemiyorum, sevmiyorum diyorsanız, ben kütüphaneleri şiddetle tavsiye ediyorum. sıcak ve sessiz bir ortamda kitabın içine girmek hem daha kolay hem de çok ama çok ucuz. bazı yerlerde de bedava.
unutmayın ki kitap bedelinin yüksek olması okumamak için bahane değildir. sizin birkaç günde, bazen birkaç saatte okuduğunuz kitabı yazar kişisi ciddi bir emekle üretiyor, ömür tüketiyor, lütfen korsan almayın. alanlarla arkadaşlığınızı bitirin.
hepinize iyi okumalar.
edit: korsana karşı olup, e-kitap siteleri ve pdf arşivlerini önermem bazı arkadaşlarca haklı olarak çelişkili bulunmuş. doğrudur, ancak ben kitaplardan haksız kazanç elde eden korsana karşıyım. hiçbir yazar kitabının maddi nedenle okunmamasını istemez. tüm yazarlar da benim gibi hırsızlığa karşılardır diye düşünüyorum. kütüphaneleri de bu nedenle entriye ekledim, unutmuştum, üzgünüm.
ayrıca şu facebook grubunda akademik bir çok makale ve e-kitap yayınlanıyor. bakmanızda fayda var bence...
son edit: birkaç kez bir kaç yazmışım, doğrusu birkaç.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
kütüphanede telefonla konuşup plajda kitap okuyan kişiler var.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"beklenmeyen bir etki görüldüğünde doktorunuza basvurun" ne lan doktor mu uretti lan ilaci yavsak. malının arkasında duracaksn. seni tanırım"
uzaylıya benzemek için 110 kez ameliyat olan adam
-
bu sahsin gecirdigi operasyonlari, zihinselliginin ve duygusal durumunun bir parcasi olarak yorumlamak gerek. bir insan neden uzayliya benzemek ister. bunun herhangi bir objeyi/nesneyi idealize etmekten, model almaktan cok daha baska anlamlari olsa gerek. uzayli olmak; insanlara, topluma, dunyaya, en cok da kendine yabanci olma arzusu bilindisi bir motivasyon olarak gorulebilir.
gecirdigi bu operasyonlari, 17 yasindaki bir adolesanin kimlik arayisinin bir parcasi olarak da nitelendirebiliriz. nitekim, su anda da 22 yasinda imis. yani hala bir adolesandan bahsediyoruz. belki de hicbir seye benzeyene kadar, hicbiri olana kadar, bir hic olana kadar surdurecek bu eylemi.
yargilamadan once, icinde bulundugu aileyi, anne ve babayla (eger varsa) kurdugu iliskiyi bir incelemek gerek. benzer durum aslinda x'e benzemeye calisan (barbie'ye, kardashian'a) tum adolesanlar icin de gecerli. kimliginden, varligindan nasil bir rahatsizlik duyuyor ki bambaska bir kimlige burunmek istiyor? birey olma sorumlulugu mu agir geliyor, ailenin cocuk uzerinde kurdugu agir bir baski/beklenti mi var? bir istismar/ihmal yasantisi mi var? birilerinden/bir seylerden intikam almak mi isiyor? bu cocuk neyi kompanse etmeye calisiyor?
bu sorulara yanit alindigi olcude aciklanabilecek bir durum. benzer arayislarin ergenlik donemine denk gelmesi tesaduf olmamali. uygun zaman ve sekilde mudahale edilirse ilerleyen yillarda kuvvetle muhtemel yasayacagi kisilik bozuklugunun da onune gecilmis olur ama su saatten sonra artik cok gecmis gibi geliyor. yitip giden onlarca cocuktan/ergenden biri olmus bile.