ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
uzmanımız koydu hoppa sakarya'mız koydu hoppa
-
sadece bir kadını günlerce özgürlüğünden mahrum bırakıp tecavüz eden musa orhan'ı değil; sakarya'daki kürt mevsimlik işçilerinin linç edilmesini, afyon'da silahlı saldırıya uğrayan kürt işçinin ölümünü dans ederek kutlayan, bozulmuş adalet sistemini, yozlaşmış toplumsal mütabakatı ve akp-mhp koalisyonu tarafından çöküntüye uğratılmış iç politikalarını, yobazların ırkçılığa olan reddetme-görmezden gelme tutumlarını işlediği suça destek olarak bellemiş bir gerizekalının iğrenç sözleri.
tavuk döner yiyenler ilişki yaşamasın
dünyanın bir bilgisayar oyunu olması
-
aşırı gerçekçi bir bilgisayar oyunu. yapay zekası o kadar gelişmiş ki karakterler bile gerçek olduklarını düşünüyorlar. uygarlıklar kuruyorlar, maden işliyor, ticaret yapıp, teknoloji geliştiriyorlar. hatta bazıları onlarla oynayan oyuncuya tapıyor bile. oyunun da belli sınırları var tabi. mesela oyundaki harita dışına çıkınca nefes alamıyorlar. ilerlemeleri çevresel koşullardan dolayı aniden güçleşiyor. bunun nedeni oyunun sınırlarına ulaştıklarında aslında tümüyle kurgusal bir evrende yaşadıklarını öğrenip umutsuzluğa düşmelerini engellemek. oyuncu arada canı sıkıldığında doğal afet falan gönderip eğleniyor. tam tersi karakterler birbirini öldürmeye çalıştığında anında kitap, peygamber falan geliyor. eldeki peygamber upgrade'i bitince fetullah, cübbeli falan gönderiyor. aslında farklı ülkelerin ve kıtaların farklı oyuncular tarafından yönetildiği multiplayer bir oyun da olabilir bu (mesela amerikanın sahibi iyi oynuyor). ama ne olursa olsun oyuncu bir gün oynamaktan sıkılacak ve fişi çekip tatile, kız arkadaşına falan gidecek.
(bkz: işte biz o gün tükeneceğiz)
edit: aklıma şimdi geldi de zaten dna'mız da kodlama şeklindeydi dimi lan? valla bizi çok pis kodladılar olum, demedi demeyin.
kaynaklar:
(bkz: the sims)
(bkz: truman show)
(bkz: matrix)
(bkz: age of empires)
(bkz: kıçım)
kalçası görünen adamın iç burkan serzenişi
-
benzer olayı başka bir petrol ofisinde yaşamıştım. yerler parlak fayansla kaplıydı ve kapılar yere kadar uzamıyordu bir karış yukardaydı. ben pisuvarda işimi hallederken kabinde klozette hacetlenen bir abiyle yerdeki yansımadan göz göze gelmiştik.
kaygısızlar'dan akılda kalanlar
-
bir bölümünde memnun ıssızda kadınları taciz eden bir sapık sanılmaktadır. tacize uğrayan bir kadın polise eşkal verir:
- hani bizimkiler dizisindeki kapıcı cafer yok mu, aynı o.
gezip tozmalarda 36 poz hakkı olunan zamanlar
-
otu boku çekemediğin, pozlara kıyamadığın zamanlardır.. "aa kediye bak ne güzel yürüyo ya laqq çekeyip paylaşayım" ların olmadığı en güzel anıların dostlukların belgesiydi o pozlar. kah elle kah motorlu makinelerle çıkan o güzelim cır cır civuuu sesleri halen anılarımda..
28 şubat 2020 sosyal ağların kapatılması
-
hala gerçekleri böyle saklayabileceğini düşünen dünyayı anlamamış yönetimlerin hareketidir.
istiyorlar ki onların dediği kadar bilelim, onların istediği kadar yaşayalım, onların istediği kadar olalım.
çocuksu bir erkeğe aşık olmak
tan taşçı'nın tüyleri diken diken eden klibi
-
konuşun ey sanatçılar!
konuşun ey şarkıcılar!
şu an bu toplum kafası kesik tavuk gibi.
düşünemiyor, göremiyor, anlamıyor.
söyleyin!
anlatın!
gösterin!
hatırlatın!
bu milleti gaflet uykusundan uyandırın!
korkmayın ulan!
korkanın vatanı da, milleti de, evi barkı da olmaz!
gerekirse bu halkın kafasına vurun, gözüne sokun!
şu saatten sonra bu bir milli seferberliktir!
gaflet uykusundan uyandırın bu milleti!
yoksa helak olup gidecek koskoca bir ulus!
halkın önüne çıkan herkesin halkı uyandırma vebali boynuna!
en az ünlüsünden en çok ünlüsüne!
sanatçısından aydınına kadar herkes!
korkmayın, konuşun, anlatın, gösterin!
sezen aksu şarkılarında geçen acımasız sözler
-
yürüyorum hasretin acının üstüne
sığmıyorum dünyaya dar geliyor
geceler mi uzadı bu karanlık ne
gönlümün bayramları, şenliği söndü
seni kimler aldı kimler öpüyor seni
dudağında dilinde
ellerin izi var
deli gözlerin gelir aklıma
gülüşün, öpüşün, iç çekişin gelir
seni kimler aldı kimler öpüyor seni
dudağında dilinde
ellerin izi var
chicago
-
amerika'nin 3. en buyuk sehri olan chicago ayni zamanda yapisi itibariyle amerika'nin sosyo-kulturel durumu hakkinda uzucu bir tablo ortaya koyar. sehir hem cografi olarak hem yerlesim yapisi olarak kuzey ve guney olarka ikiye ayrilmistir. kuzey kesiminde varlikli aileler yasar, suc orani oldukca dusuktur ve iyi hastaneler , okullar, stadlar ve bunun gibi hizmet veren bircok kurum burda bulunur.kuzeyde ikamet edenlerin yuzde doksan dokuzunu beyaz amerikalilar olusturur. ote yandan guney kesiminde yoksul aileler yasar, okullardaki egitim yetersiz, hastanelerin sayisi azdir. burda ki mahalleler amerika'nin en yuksek suc oranini teskil eder. guney kisminda ikamet edenler ise yuzde doksan dokuz siyahi amerikalilardir. chicago'da ayni zamanda dusuk maasli hic bir is alaninda ogrenci olamdigi takdirde beyaz bi amerikaliyi goremezsiniz, dilencilerin cogu siyahilerdir ve su siralar kapatilan siginaklariyla sehir disina tesadufen(!) guneye dogru itilmektedirler. maasli kolelik dikkatle bakildiginda ap acik ortadadir. malesef etnik bir bolunmeye zemin tutmus bir sehirdir ama bunlara ragmen ayni zaman da renkli gece hayati, eski amerikan filmlerini andiran mimarisi ve muhtesem jazz ve blues barlariyla gorulmeye deger sehirdir de.
tayyip erdoğan'a bir şey olursa bu ülke yıkılır
-
boş vaaddir.
bu ülkeyi mustafa kemal kurdu, o kadar kolay yıkılmaz koçum merak etme sen.