hesabın var mı? giriş yap

  • ortaya çıkışından bu yana hala süren dünyanın en köklülerindendir.

    hikayemiz 15. yüzyıl bitimine dayanıyor. kahvenin bilinen ilk kullanımı bu dönemde yemen'deki sufiler tarafından. gerekçesi zihne bir "açıklık" getirmesi ve gece tartışmalarında uyanık kalmak için kullanabilmeleri. zamanla yemen'den yukarıya, kahire ve şam'a doğru yayılan kahve 16. yüzyıl ortasında istanbul'da yer buluyor.

    istanbul'da kahvenin bilinen ilk izi 1539'da barbaros hayrettin paşa'nın ölümü sonrası bir belgeye ait. belgede aile vakfına bağışlanacak olan mülklerinden birinin bir "kahve odası" içerdiği yazılıyor. bilinen ilk kahvehaneyi halep ve şam'dan gelen tüccarlar istanbul'da açıyorlar.

    başta yabancı bir gelenek olan kahve kısa süre içerisinde yayılmaya başlıyor ve istanbul'un her köşesinde, özellikle galata semtinde patır patır kahvehaneler açılmaya başlıyor. daha önceleri vaktini ya evinde ya cami veya medreselerde geçiren ve şehir içindeki tek sosyal alanı pazar yerlerindeki alışverişlerde birkaç dakikalık görüşmeler olan istanbul halkı günlük vaktinin bir bölümünü geçirip sosyalleşebileceği, uzun sohbetler edebileceği alanlara kavuşmuş oluyor. burada vakitlerini geçiren şairler şiirlerini halka okuyor, tellaklar hikayelerini anlatıyor, istanbul'un kabadayıları buralarda kozlarını paylaşıyor.

    meyhanelerin aksine bu mekanlarda müslüman nüfus oldukça fazla bulunuyor ve konu eninde sonunda "memleketi kurtarmaya" gelince kahvehaneler dönemin yönetimi hakkında dedikoduların yayıldığı, şikayetlerin edildiği yerler oluyor ve zaman zaman sosyal hareketliliklerin odak noktaları haline geliyor. bu yüzden kahvehanelerinin onları birer bela yuvası olarak gören osmanlı yönetimi ile ilişkileri her zaman çalkantılı oluyor. belli dönemlerde, özellikle ayaklanmalar sonrası türlü bahanelerle kahvehanelerin kapısına zincir vuruluyor, bunu 4. murat'ın bütün kahvehaneleri yasaklatması gibi sert yöntemler de izleyebiliyor. yine de istanbul'da kahvehaneler hep var olmaya devam ediyor.

    imparatorluğun son döneminde kahvehaneler aydınlanmacı fikirlerin de paylaşıldığı yerler oluyor. fevziye kıraathanesi jön türkler için bir toplanma yeri olurken aynı zamanda istanbul'daki ikinci film gösterimi de burada yapılıyor.

    yıllar içinde, özellikle 1930'lardaki çay atılımıyla beraber yaygınlaşan çay kahvenin yerini alıyor ve böylece kahvehaneler daha çok köylerde ve ara mahallelerde varlığını sürdürüyor. istanbul'da kahve kültürünün yeniden canlanışınaysa geçtiğimiz bu yıllarda tanık oluyoruz. bugün her tarafımızı saran, özellikle galata ve çevresinde bulunan 3. nesil kahveciler popülerliklerini şüphesiz istanbul'un kahve severliğine borçlu. tarih bazı şeyleri çok değiştiriyor ama bazı şeyler hep aynı kalmaya devam ediyor.

    o halde afiyet olsun!

    kaynaklar:
    how dark is the history of the night, how black the story of coffee, how bitter the tale of love: the changing measure of leisure and pleasure in early modern istanbul - cemal kafadar
    osmanlı'dan günümüze kahve kültürü - cemal gürlek
    bu kahvehanelerin müdavimleri aydınlardı - fatma betül demirel

    edit: ilk paragraftaki "15. yüzyıl" hatamı düzelttiği için tatli çocuk'a teşekkürler.

  • 1877 yılında amerikalı astronom asaph hall sr. tarafından diğer uydu deimos'la birlikte keşfedildi. yüzey sıcaklığı -40
    içi boş bir kütle. bu nedenle, bir süre doğal olarak mı orada yoksa yerleştirildi mi spekülasyonlarına neden oldu. en sonunda steroid olduğuna karar verildi.
    mars'ın etrafında ona 9 bin km civarında bir mesafede dönüp duruyor ve her geçen gün mars'a yaklaşıyor. mars çevresindeki turunu 7 saat 39 dakikada tamamlıyor.
    bir hesaba göre 50 milyon yıl sonra mars'a çarpacak. dünya kütle çekim kuvvetinin 1/1000'ine sahip. yani dünyada 68 kg olan bir insan phobos'ta 68 gr. bu nedenle aydaki gibi üzerinde yürüme ihtimali yok. adım atarken sıçrayıp uzay boşluğuna uçmak ve sonsuza kadar uzaylı kalmak var.
    27x22x18 km ölçülerindeki phobos'un yüzeyinde belirgin biçimde görülebilen 9 km çapındaki dev krater; 18 ağustos 1877’de uyduyu keşfeden asap hall‘ın eşi chloe angeline stickney'e atfen stickney krateri olarak isimlendirilmiş.
    ne şanslı kadınlar var diye geçiriyorsunuzdur şimdi içinizden..

  • video: ispanya arda turan'ın golünü konuşuyor (atl. madrid 2 - 0 getafe)

    http://www.youtube.com/watch?v=m5hnh72fgmy

    yorum: "ispanyadan arkadaşımı aradım meşgule verdi msj attı. bu golü konusuyoruz daha sonra ara dedi."

    dbe editi: o kadar entry yazdım, uzun uzun anlattım. şu yorum kadar kadir kıymetim olmadı. listelere giremedi. yazıklar olsun sözlük. bu vesileyle; eyy nadyokomanachi nickli youtube kullanıcısı, sen de hakkını helal et moruk. taçsız kral pele'ye de selamlar..

  • doğruysa çok sevindiğim karar. başkasının eğlencesi ve gösterişi için gece 12ye kadar kafamız sikilmeyecek artık.

  • o dilinizden düşürmediğiniz ecdadınız, tebdil-i kıyafet ile sokağa çıkar, esnafın derdini dinlermiş. sizin ise koruma ordusuyla gezerken bile iki cümlelik eleştiriye tahammülünüz yok. bırak derdini anlatsın sana halk. hayır yani zaten o pazara çıkmanın asıl amacı halkın dertlerini dinlemek değil mi?