hesabın var mı? giriş yap

  • ilk kez ise sütyen açıldığında hayalleriniz büyük ihtimalle yıkılacaktır, hazırlıklı olun.
    sütyende durduğu gibi durmuyo meret...

  • mikrofonun karşısına kendini atıp dakikalarca propoganda yapıyorsan sonuçlarına da katlanacaksın. dede mede fark etmez.

    neden bizim dedemize ninemize böyle şeyler yapan olmuyor acaba bir düşünelim bakalım. belki parti örgütünden fırlamış gibi konuşmalar yaparak insanları dellendirmedikleri içindir.

    ek: bu entry'i düşünce ve ifade özgürlüğü açısından eleştirenler olmuş. ben dede fikrini açıklayamaz demiyorum, açıklar. ama onun fikrine katılmayanlar da bunun karşılığında dedenin eline verm- protesto hakkını saklı tutar. sonuçta burada akp'lilerin diğer partililere yaptığı gibi sözlü ya da silahlı bir saldırı yok. basit bir tepki gösterme var. demokrasi böyle bir şeydir. öğreneceksiniz zamanla.

  • "sozlukte imaj yaparsak bize de bi iki karı düşer"

    külliyen yanlış.iki saattir her spor alanında başarılarımı anlatıp, done veriyorum, bir allahın kulu damerhaba tanışabilir miyiz, yalaşabilir miyiz demedi.

    oysa ki irc de yüzücü22ist-m nikimle gecede iki tane düşürüyodum.

  • her akşam iş dönüşü yaptığım gibi dün akşam da evimin ordaki laz bakkala girdim, birkaç parça şey aldım, gözüm biscolata paketlerine takıldı, tam da elimi uzatıp bir tanesini alıyordum ki bakkalım:

    +şu güzelliği bozma, dedi.

    ben de zannediyorum ki, "kilon çok iyi, böyle şeyler yiyip de bozma." demek istiyo.

    -hı, ne? falan derken yabıştırdı devamını:

    +tam 10 lira tuttu, bırak böyle kalsın!

  • facebook'ta bir videoya denk geldim ve sinirlerim tepeme çıktı. konu özetle şu;

    bir abimiz işyerinde hırsızlık yapan 2 çalışanı işten çıkartıyor ve bu hırsızlar da yüksek yerlerdeki irtibatlarını devreye sokarak bu abimizi kaçak elektrik kullanıyor diye şikayet ediyor. e tabi arkalar sağlam olunca sorgusuz sualsiz bu abimizin firması kaçak elektrikten dolayı ceza alıyor ve elektriği kesiliyor. ve 22 aydır hiç bir şekilde hakkını alamıyor. kaçak elektrik kullanmadığına dair raporları olmasına rağmen işlerini yapması gerekenler korkularından dolayı işlerini yapmıyorlar.

    youtube linki

    videodaki abinin facebook profili

    (bkz: akedaş) yanlış aktarım var sanırım icanus uyardı. akedaş adıyaman kahramanmaraş ve elazığ bölgesinde görevliymiş.
    (bkz: akdeniz elektrik dağıtım a.ş.)

    daha önce paylaşıldı mı bilmiyorum aradım bulamadım neyse bir daha paylaşılmasında zarar yok. video yeterince ilgi görmüş ama ekşisözlük'ün gündem yaratma potansiyelinden dolayı konunun bir ucundan da biz tutarsak belki bir yardımımız dokunur.

    daha önceden şöyle bir başlık açılmış
    (bkz: türkiye'de hak ve adalet arıyorum)
    (bkz: vatandaşın kaçak elektrik isyanı)

  • omega 3 yağ asitleri vücudun üretemediği ama ihtiyaç duyduğu esansiyel yağ asitleri sınıfındadır. ala,epa ve dha formları vardır. ala bitkisel formdur, epa ve dha ise hayvansal formdur.ala(bitkisel) formdan epa ve dha'ya dönüşüm vardır.bu dönüştürme işlemi oldukça verimsizdir. ala’yı epa/dha’ya dönüştürebilme kabiliyeti kişiden kişiye değişmektedir ancak araştırmalar göstermiştir ki insanlar ala’nın yalnızca %0.3’ü ila %21’ini epa’ya ve %0 ila %9’unu dha’ya dönüştürebilmektedirler. başka bir deyişle vücudumuz ala’nın en az %70’ini ve hatta duruma bağlı olarak %99’unu omega-3 kaynağı olarak kullanamamaktadır. yani omega 3 diye tükettiğimiz keten tohumu,semizotu,ceviz gibi kaynaklar bize omega 3 adına yeterli yarar sağlamıyor. bu durumda fayda sağlamak için hayvansal omega3'ün daha iyi olduğunu görüyoruz (hamsi,sardalya,somon gibi yağlı balıklar).

    eğer haftanın en az 3 günü 150-200 gram yağlı balık tüketmiyorsanız sağlıklı bir insanın günlük alması gereken 1000mg omega3 seviyesine ulaşmanız da mümkün değil. baliktan omega 3 alimi mumkun olsa da ne yazik ki ciftlik baliklari ve agir metal riski nedeniyle balik tuketimi de tartismali bir konudur. yaşam koşullarımızın eskiye nazaran daha stresli olması,daha çok kimyasala maruziyet,depresyon-anksiyete,ağır metal birikmesi vb gibi pekçok etken vücutta enflamasyona yol açar, bu durumda omega 3 ihtiyacını arttırır.bildiğim kadarıyla türkiye'de omega3 seviyesi bakılmıyor ama bence baktırmaya da gerek yok. omaga 3'te sağlık vardır.amerika'da ve avrupa'da pek çok psikiyatrik hastalık tedavisinde ilaç tedavisinden önce omega3, b12 takviyeleri verilerek tedavi şekillendiriliyor.

    omega 3 besin desteği satın alırken bakılması gerekenler
    -merdiven altı satış yapan,hiçbir sertifikası bulunmayan,elindeki katologlarla insanlara dünya'nın en iyi omega3'ünü sattığını söyleyen kişilerden kesinlikle omega3 almıyoruz. omega3'ü alabileceğiniz tek doğru yer eczanedir.
    -elimize kutuyu aldık inceliyoruz.eğer üzerinde ıfos(ağır metal ve kimyasal atık içermediğini gösterir) sertifikası olduğu yazıyorsa sınıfı geçti.eğer yoksa hemen o ürünü de bırakıyoruz.
    -toplam epa+dha miktarına bakıyoruz,toplam omega3 yağ asit miktarı bizim için önemli değil.sağlıklı insanlar için 1000mg, stresli-depresyonda olanlar,sigara icenler,kotu beslenenler,kolesterolu yuksek olanlar, otoimmun hastaligi olanlar daha yuksek miktarlarda alabilir.
    -balık yağının formunun trigliserid formda olması tercih sebebidir.etil ester formda olan balık yağlarının emilim oranı trigliserid forma göre çok düşüktür.eğer ürün trigliserid formdaysa üzerinde mutlaka yazar.

    ve en önemlisi bu omega 3 takviyesi alırken tok karna olmak ve yağlı yiyecekler yemiş olmak. ben her kahvaltıda yumurta, yağlı peynir ve cevizle beraber omega 3 alıyorum. çünkü yağlı yiyecekler emilimi arttırıyor. aç karna içerseniz omega 3 aynen çöp oluyor.

  • mesai kavramı içinde yaşayanların tamamı, ayrıca kabaca evine 8-10 bin dolar girmeyenler için bir nevi kanserli yaşam formudur. farkına varmadan ince ince hasta eder adamı, bildiğin tıbbi hasta...

    sadece ciddi para kazanan ve bunu sabah 8 akşam 8 gibi bir mesai ile yapmak zorunda olmayanların şehridir istanbul. kalanı köledir. istersen 15.000 net maaş al, mesainin içindeysen, hayatın dışındasın usta.

  • beklemek.

    insanoğlunun en aciz hallerinden birisi bu, beklemek. hep bekliyoruz, her şeyi bekliyoruz.

    insan bekliyoruz.
    iş bekliyoruz.
    para bekliyoruz.

    hiçbir şey yapmadan bekliyoruz olduğumuz yerde durduğumuz yerde, durarak. bekledikçe hiçbir şey yapasın gelmiyor. çünkü beklemeyi tek çıkar yol olarak görüyorsun ve bir adım dahi atmıyorsun, olduğun yerdesin. odalara hapsetmişsin kendini, yatağa bağlamışsın bedenini, boşluğa dikmişsin gözlerini. ne beklediğini bilmez bir haldesin.

    gelmeyecek ki.

    hareket etmek aklına gelmiyor. istediğin her neyse ona gitmek aklının ucundan geçmiyor. onun, onların sana geleceğini düşünmekten 'gelmeyeceği' ihtimali aklına gelmiyor artık.

    bekleme, bekledikçe geçen tek şey ömrün.

    gelecek olan mutluluk değil.