• karanlığa hapsolmayan,karanlığı kabul etmeyen bir çiftin mücadelesi bu.
    geçen aylarda facebook da denk geldiğim onedio da hikayesine yer verilmiş bir çift onur ve ceren. dayanamayıp hikayesinin en başına kadar gittim taa başına neler yaşadılar diye hissetmek istedim. her satır boğazıma düğümlendi. canım sıkıldı moralim bozuldu göz yaşı döktüm bir iki damla. sonra baktım ki ben neden bu iki güzel insana ihanet ediyorum bu çiftin mücadelesinde bir nefer neden olmuyorum da mücadelelerinde onları yalnız bırakıyorum. bıraktım herşeyi insanlara nasıl umut verdiklerini gördüm. onur hastaymış çok hastaymış fena hastaymış, abi adam çoğu sağlıklı insandan daha çok insan hayatına dokunuyor daha çok insanı hayata tutuyor daha çok insan benden bizden. onur abi hastalığının durumuyla ilgili son durumunu az önce sosyal medyadan okudum. bence sen bizi duyuyor ve anlıyorsun mücadele ettiğin savaştığın dava da yanındayız dualarımız seninle tüm iyi niyetlerim temennilerim seninle.
    sizin yanınızda nasıl olurum bilmiyorum ama dua ediyorum tümöre hapsolmadığınız için teslim olmadığınız için. kimse hastalıklarına hapsolmasın her onur için bir ceren vardır. allah yardımcınız olsun
    bakmak isterseniz bu güzel insanlara link aşağıda sizde bir selam verin.
    amaçlarını öyle güzel anlatmışlar ki sizde bir bakın selam verin.

    http://www.facebook.com/beyintumorum/
  • ilk defa denk geldim, az önce sayfalarında ceren hanımın fotoğraflara yazdığı her şeyi içime sindire sindire okudum. iliklerime kadar hissettim yaşadıkları çaresizliği, kabullenmeyi ve bunun bilincinde olmalarını, sonra ceren hanımın instagram sayfasına baktım eşi onurla beraber olan eski fotoğraflarına baktım. mutluluk, neşe, birbirlerine aşık gençler. aralarına giren bu hastalık onlardan hiçbir şey eksiltmemiş bedenlerini yormuş sadece. ama güçlüler, dahası hala aşık ve yan yanalar.
  • şimdi öğrendim onur'un öldüğünü, dün cerenin yazdıklarını okuduğumdan, buraya entry girdiğimden beri onları düşünüp durdum, hayatı, hayata karşı verdiğim gereksiz mücadeleyi, tartışmaları, ne kadar küçük detaylara takılı kaldığımı, bu gereksiz detaylarla yaşantımı ne kadar zorlaştırdığımı...
    ışıklar içinde uyusun onur...
  • son zamanlarında sayfayı yöneten eşi, duygu yüklü bir eşine veda etmiş...

    https://www.facebook.com/…710442932/?type=3&theater

    kelimeler yetersiz...
  • uzun zamandır sessiz sessiz okuyordum mücadelelerini... onur ne yazık ki hayata veda etmiş... ama ne mutlu ki çok sevildi...
    geçtiğimiz sene ailemden altı kişiyi kaybettim, bir tanesi hariç hepsi birinci derece akrabam. üçünü son nefesime kadar çılgınca seveceğim ve yaşarsam bundan 50 sene sonra da çok özleyeceğim. onların kaybının acısının geçeceğini sanmıyorum ve galiba azalmayacak da. bir tanesini kimsenin sevdiğini veya seveceğini sanmıyorum. diğer ikisinin ne kadar daha hatırlanacağından emin değilim. o yüzden; ne mutlu ki onur çok sevildi... ışıklar içinde olsun...

    pınar'a, ceren'e ve annesine, babasına sabır diliyorum...
  • takip ettiğim en umut dolu, en aşk dolu, en acı dolu, en üzücü hikayelerden birisiydi, son bulmuş. hepimizin belirli bir süre geçirdiği bu hayatı, bir çoğumuzun yaşayamayacağı şekilde acı içinde ama mutluluk ve huzurla dolduran iki genç umarım bir gün tekrar buluşursunuz.
  • tanımadığım bir insana bu kadar derinden üzüleceğimi hiç tahmin etmezdim. birkaç ay oldu sayfayı göreli. takip de ediyordum. durumun ne kadar ümitsiz olduğunu da biliyordum. ama işte olunca o beklenen öylece duramıyor insan. birbirini böyle seven iki insanın ayrı kalmak zorunda oluşunu kabul edemiyorum. sevdiğinin ellerinin arasından kayıp gidişine ben buradan kabul edemiyorum. ağlamaktan gözümde yaş kalmadı, acınızı gerçekten paylaşıyoruz. dünya ya adaletli bir yer değil, ya da mevcut adaleti biz anlayamıyoruz. allah sabır versin anne babasına eşine kardeşlerine. bir şekilde hayat devam edecek, başımıza ne gelirse yaşamaktan başka çaremiz yok. allah hepsinin yardımcısı olsun, kimseye göstermesin böyle özlem ve acı.

    ...

    ve sen, ben değirmenlere karşı
    bile bile birer yitik savaşçı
    akarız dereler gibi, denizlere
    belki de en güzeli böyle...

    sevgilerle,
    ceren??
  • yaşadıklarından doğum günümde sevgilim dizimde uyurken haberim olmuştu. bir ay geçti bugün gece ölüm haberini gördüm. o zaman da tutamamıştım gözyaşlarımı öğrendiğimden beri de tutamıyorum. belki gereksiz ama çok umutluydum her şeyin güzel olacağına dair ki belki de... allah sevgisi kadar sabrını versin.
  • daha önce ''kırmızı ruj en çok fisun'a yakışır'' diye bir kampanya vardı. orada fisun'u görünce kalbimin en kuytu yeri cız etmişti. sevilmeyi bekleyen bir kadının kanserle mücadelesiydi. onur'u görünce aynı yer daha çok sarsıldı. sevilmeyi tatmış bir insanın, kanserle mücadelesi.

    bilirim bu mücadeleyi. sessizce çok zaman bildim ve savaştım. ışıklı yollar sizinle olsun diyebiliyorum sadece. umarım gittiğiniz yer güzel bir yerdir.
  • beynininizin sag lobuna bir baskı olur önce şiddetli bir baş agrısı ile beraber. aynı zamanda sürekli olarak kusma başlar ve sürekli olarak kusma hissi beraberinde gelir. san ki iki gözünüzü birisi iki parmağının arasına almış sıkıyor gibi bir baskı oluşur gözlerde. göz bulanık görmeye, görüntüde kayma hissedilebilir. yatarken başın döner, ayaga kalkınca dengen de problem olur. doktora gidince anlatırsın olayı, ishal olup olmadığını sorar. sonra kendisi de elinde ki çubuğu azgına sokar ve soğuk algınlığı olup olmadığına bakar. anlar ki soğuk algınlığı değil. sonra eline ışığı alır ve göz bebeklerinin duyarlılığını kontrol eder :) yavaş yavaş teşhis koymaya yaklaşmıştır. bir iğne vurdurur ki bulantısı geçsin diye. belki ama diye düşünerek elinize idrar kabını verir ve idrar testine gönderir. idrar testi sonuçlanır artık tam olarak teşhisi koymuştur :) önce seni kenara çeker ve genel olarak bu durumun yaşlı hastalarda beyin kanaması ile sonuçlandığını söyler. beyninizde tümör olabilir diye ekler ve tam emin olamadığı için nörolojiye gönderir. kaçıncı defa tekrarladığını da sorar tabi laf arasında. birçok doktor gibi sende teşhisi koydun aferim iyi doktormuşsun :) bilir nasıl acı çektiğini ve sana bir ağrı kesici vurduru. doktorun gözlerinden okursun yaşadıklarının ve yaşayacaklarının ne olduğunu. yanında ki arkadaşın başkan ben anlamadım ne dedi diye sorarsa siz zehirlenmişim cevabı verir geçersiniz :)
    peki ne yapacağım. bu bedenle ben 35 senedir yaşıyorum en ufak bir değişikliği anında hissediyorum :) biliyorum ne olduğunu ve ne olacağını. bu satırları okurken belki ağlayacaksınız, ben yaşayacağım... ben öleceğim siz yaşayacaksınız. arkamdan ağlayanlarım olacak onlar da yaşayacak. bir gün hepimizin öleceği gerçegi ortada iken bu sonsuz yaşama sevdalarımız nereden geliyor :)
hesabın var mı? giriş yap