• (bkz: #134198443)

    onca felsefe parçalamaya ve david hume'dan alakasız hatta bizzat karşıt teoriyi güçlendiren alıntı yapmasına rağmen kullandığı kavramın ne olduğunu bilmediğini gizleyemeyen yazar.

    tanrının kendi var oluşunu sorgulaması başlığına; tanrı'yı antropomorfik şekilde ele almamız nedeniyle bu sorunun bir nevi mutlak butlan ile malul olduğunu idda etmiş kendisi...

    oysa varoluşunu sorgulamak, kaynağını insan olmaktan değil bas bayağı varolduğunun bilincinde olmaktan alır. dolayısıyla insana özgü* değildir. yani tanrının da bunu yaptığını düşünmek gayet mümkündür. hee eğer kastettiği şey "tanrının bilinci yoktur" ise o durumda genel kabul gördüğümüz anlamıyla bir tanrı da yok demektir ki o zaman yanlışlıkla doğru bir şey demiş kendisi...

    "ben varım" demenin insancası, uzaylıcası, tanrıcası yoktur. varolduğunun bilincinde olan her şey gerekli bilinçsel yeteneğe sahipse bunu sorgulaya bilir. tanrılar da bunun istisnası değildir.

    kaldı ki bizzat tanrı, kutsal metinlerde insanı özel yapan şeyi "size kendimden üfledim" diyerek açıklarken yani bizi biz yapan şeyin aslında tanrı olduğunu söylerken, tanrının aynen bizim yaptığımız gibi varoluşunu/ birileri tarafından yaratılıp yaratılmadığını düşünmediğini iddia etmek en başta tanrıya karşı saygısızlık değil mi? bizim yapabildiğimiz bir şeyi yapamayan kadir-i mutlak olamaz!

    yani biz zavallı varlıklar kendi varoluşumuz üzerinde düşünebiliyoruz ama tanrı "ulan acaba benden daha mükemmmel bir tanrı beni yaratmış olabilir mi?" diyemiyor.

    buradan da anlıyoruz ki istediğiniz kadar felsefe kitabı okuyun, istediğiniz kadar kopyala yapıştır felsefecisi olun eğer basit mantık yürütme yeteneğiniz yoksa tek yaptığınız ortalığa gereksiz kavram çorbası servis etmekten başka bir şey değil.

    ve böyle durumlarda maalesef içimdeki soup nazi'yi durduramıyorum: görsel no soup for you!
hesabın var mı? giriş yap