• hüznün derinliklerindeki duygudur benim için. ister sevmiş ol ister sevmemiş, ister istemez bir bağlılık hissedilir. o da çoğu kişi için bir uçuruma avazın çıktığı kadar bağırma veya hıçkıra hıçkıra ağlama isteğine yerini bırakır. o kişi hayatın boyunca karşına çıkmayacak, karşılaşmayacaksın, görmeyeceksin, senin için gelip geçen bir başka karakter olarak kalacak şu acımasız hayatında.
  • bu duyguyu çoğu kişi bilmez çoğu kişi o anın son an olduğunu bilmez. bilmek istemez belki de, belkide görüşme ihtimalinin olacağını düşünür ister istemez. hayat bu ne olacağı belli olmaz diye düşünür, içten içe ve bilinci kavrayamaz o anın son an olduğunu.

    ama, insanoğlu bilmeli ve ona göre yaşamalı, en azından aklında tutmalı bu tip şeyleri.
  • tastan agir, herseyden keskin ve yakicidir. travmasini atlatmak cok ama cok zordur.

    olumu bekleniyorsa, agir hastaysa isyan etmenin faydasi yoktur. agir birsey oturur insanin icine, oyle zamanla falan da gecmez, yerinden kalkip gidemez insan bir yere.

    bir de oyle zamanlar ve kisiler vardir ki, hoscakal dedigin o an sondur, icin icin bilirsin ama sanki hicbirsey yokmus gibi gidersin el sallayarak. o anin verdigi aciyi azaltmanin tek yolu yine gorecekmissin gibi dusunmek olabilir. sonra git agla, uzul ve atlat donemi gelir. bir daha gitmek gormek istesen de yerinden kimildayamazsin.

    bir de hic gormedigin ama bir ve son kez gormeyi bile hic gormemeye tercih ettigin insanlar vardir. en cok acitan bu sanirim, bilinmezlik. ya oleyse, ya soyleyse, nasil acaba sorularina yenik duser insan yavasca. zordur.
  • o kişinin öldüğünü bildiğinde oluşan duygudan daha ağır değildir.
  • birini son kez gördüğünü bilmemek kadar hüzünlü değildir.
  • kişisine göre değişen duygu. bazı insanlar için insanın içinden şu dansı yapmasına neden olur.
  • "o an tunçtan bir örs düşse gökyüzünden, ancak dokuz gün dokuz gece sonra varırdı yeryüzüne. "

    (bkz: kaybedenler kulübü)
  • çok kere birini son görüşüm olarak uğurladım. ama hiçbiri koymadı birisi hariç. kesin son defa görüşüm değildi ama muhtemelen öyle olacaktı ve öyle de oluyor. arkadaştan başka hiçbir şeyim olmayan, ancak bana her şeyimmiş hissi veren biriydi. bir sene altı ay oldu yaklaşık. yani ağlamamak için zor tutmuştum kendimi. garip bir his umutsuz ve çaresiz bir hal. bu durumu nazım hikmet'in şu dizeleri iyi anlatıyor sanırım.

    "trenin kalkmasına beş dakika var daha
    beş dakikadan sonra gar girecek günaha"
  • insanın sevdiği birini son kez görmesinden daha kötü olan tek şey; onu son kez gördüğünü biliyor olmasıdır.

    paul auster

    durumun özetini yapmış auster ,duyguları ise tarif etmenin çok kolay olduğunu düşünmüyorum.
  • (bkz: melankoli)
hesabın var mı? giriş yap