• fibromiyalji hastalığının semptomlarından biri. böyle anlık olarak koparsınız çevrenizden. misal arkadaşınız bir olay anlatıyordur, o olayı başka bir olaya bağlar, herkes muhabbete katılırken siz mal mal bakarsınız karşı tarafa. ya da konudan çok alakasız bir şey söylersiniz. veya zaten hiç odaklanamamışsınızdır sohbete. uygulamakta olduğunuz süreç her ne ise onu tamamlamakta zorluk çekersiniz. hatta bazen yolda yürürken nereye yürüdüğünüzü veya hangi yoldan gitmeniz gerektiğini bilemezsiniz. daha başka nasıl anlatayım yahu... lanet bişey işte !!!
  • ing. beyin amcıklaması.
  • berbat ötesi bir şeydir. yaygın bir nedeni için;
    (bkz: #46122941)
  • (bkz: grounding)
  • tedavi olduktan sonra hayatınızı "öncesi ve sonrası" olarak ikiye ayıran, hastalıklar bütününün bir parçası.

    edit: aslında konuyu biraz daha açmak gerekir. basit bir araştırmayla belirtilerine ve tedavisine dair her şeye ulaşılabilirsiniz zaten. ancak ben, belki de en önemli ve vahim kısmına araştırırken rastlamadım; kişiler genellikle bunu yaşamakta olduğunu fark etmiyor. bir şeylerin ters gittiğini içten içe biliyorlar; ancak hayat koşuşturması içerisinde durup düşünecek, düşünse de durumu kavrayabilecek hali olmuyor. sadece tedavi olduktan sonraki değişimi gözlemlediğinizde ne yaşamış olduğunuzu anlayabiliyorsunuz. sanırım daha da sorunlu olan kısım; herhangi bir doktora gittiğinizde "psikolojiktir" diyerek geçiştirilmesi ve belki de antidepresan kullanmaya başlamanızla sonuçlanması. çünkü şikayetleriniz o kadar "psikolojik" kökenli duruyor ki, bu görüntü başka bir konuda şüphe duyulmasına engel oluyor. diğer taraftan; zaten bu hastalıklar bütününün ilk basamağı psikolojik. yaşadığınız travmalar, kronik stres faktörleri sonucu sistem bozuluyor; böylelikle depresyona fizyolojik sorunlar da eşlik ediyor.

    bir döngü düşünün; baş edemeyeceğiniz bir sorun veya sorunlar silsilesi yaşadınız. ya da ani bir travma. psikolojiniz altüst oldu. anlık olarak değil de uzun süreli ruhsal çöküntüye dönüştü ve depresyona girdiniz. depresyon bağışıklık sisteminizi etkiledi. çöken bağışıklık sistemiyle birlikte gözle görülür pek çok hastalık yaşamaya başladınız. basit bir uçuktan tutun da belki kansere kadar varan büyük sorunlar. bu durum psikolojinizi etkiledi. çünkü hayat kaliteniz düştü; normalde kolaylıkla yapabildiğiniz pek çok şeyi yapamaz hale geldiniz. sonra hastalığınız arttı. ve psikolojiniz daha da bozuldu.

    işte bu döngünün kırılması gerekir. bu kesin. ama yaşadığınız travmayı çözmenin yanında, vücudunuza verdiği zararı da onarmaya çalışmak lazım ki bütünsel iyileşme sağlansın. dolayısıyla tedavi sürecinde bu alanda çalışan bir uzmana da danışmakta fayda vardır.

    tekrar beyin sisine gelirsek; büyük bir akıl tutulmasıdır. düşünceleri mantık sırasına koyamamak ve hatta gerekli kelimeleri bile hatırlayamamaktır. karar alma mekanizmanız doğru işlemez. ve kişi bu durumu fark edebilecek bilişsel beceriden yoksundur. yaşamakta olduğu şey kendi normali haline gelir. ortada çözülmesi gereken bir sorun olduğunu düşünmez; analiz edebilecek durumda değildir çünkü.
  • sadece konuşma takibi, olay bağlantısı vb. durumlarda değil genel olarak tüm hayatım boyunca sahip olduğumu düşündüğüm şey. ortamdan soyutlanıyorum, hayatımı yönlendiremiyorum gibi hissediyorum muntazaman. düşüncelerim, algılayışım, hayatı anlamlandırmam hep soyut. ortamda yokmuşum, yaşadığımı hissedemiyormuşum gibi oluyorum çoğu zaman. hayatımın kontrolü sanki bir simülatörün başındaki bir pc ekranından beni yöneten birinin elindeymiş gibi.
    çaresizlik.
  • "beyin sisi pek çok bilişsel bulgu ve belirtiyi bir şemsiye altında toplayan bir terimdir.
    – hiperaktivite bozukluğunu
    – unutkanlık
    – dikkat dağınıklığı
    – konsantrasyon azalması
    – kelime bulma güçlüğü
    – kelimeleri yazarken zorlanma
    – düşünceleri toparlayamama
    – kendini etraftan kopuk hissetme
    – sinirlilik
    – uykuya eğilim
    – mental performansta yavaşlama
    – fazla düşününce düşünemez olma
    – başlanan işleri bitirememe
    – sosyal medyada çok fazla zaman geçirme, farkında olmama
    – karar verme güçlüğü
    – randevuları unutma
    – evde eşyaları bulamama/kaybetme
    – yemek pişirirken atılmaması gereken şeyleri çöpe atma (besinleri, mutfak aletlerini, tabakları vs)
    – televizyon seyrederken yorulma
    – araba kullanmak veya bilgisayar kullanmada beceri kaybı
    – araba kullanırken yolu kaybetme, yol işaretlerini kaçırma, yolu hatırlayamama
    – toplu taşımada durakları kaçırma
    – toplu taşımada yanlış araçlara binme
    – uzun süreler dinlenme ihtiyacı
    – gazete ve kitap okurken düşüncelere dalma, konsantrasyon kaybı
    – marketten alınması gerekenleri unutma
    – markette gözünün ünündekini görmeme
    – aranması gereken kişileri unutma
    – sorumlulukları unutma
    – strese tahammül edememe
    – stres karşısında kolay alınma ve ağlama
    – kolay öfkelenme
    – tepkisellik, tepkilerini kontrol edememe
    – ufacık şeylere kolay sinirlenme
    – aynı anda iki iş yapamama

    bu yakınmaların bir kaç tanesi veya hepsi bir arada olabilir.
    bu bulgulara çoğunlukla yorgunluk ve uyku problemleri de eşlik eder. dinlenmek yorgunluğa iyi gelmez, sabahları uykudan yorgun uyanılır, egzersiz yapmak ve fiziksel aktiviteler yorgunluğu arttırır. uykuya dalamama, gece uykudan uyanma, sabahları yorgun uyanma, uykunun yetmemesi, gün içi uyuklama görülebilir.

    bu yakınmalarınız varsa akla gelecek hastalıklar:

    – fibromiyalji
    – kronik yorgunluk sendromu
    – d vitamini, b12 vitamini, folik asit, demir ve biyotin eksikliği
    – non çölyak gluten hassasiyeti
    – depresyon (çoğunlukla anksiyete ile birlikte)
    – adrenal yetersizliği
    – hipotiroidi (çoğunlukla hashimoto tiroiditine bağlı)
    – tükenme sendromu
    – hasta bina sendromu
    – histamin entoleransı

    ne yapayım?

    – beyin sisi, yorgunluk ve uyku problemi olan hastaların önce bir iç hastalıkları uzmanına giderek tahlil yaptırmasını öneririm. eksikler yerine konduktan sonra yakınmalarınız devam ediyorsa veya beraberinde baş ağrısı ve migreniniz varsa bir nöroloji uzmanına başvurun.
    – her gün en az yarım saat, mümkünse açık havada yürüyün. yarım saat yürümek zor oluyorsa, kolay yoruluyorsanız; 5-10 dakikalık aralıklarda yürüyün
    – rafine karbonhidrat ve şeker tüketiminizi azaltın, mümkünse sıfırlayın
    – bol omega-3 ve omega-9 zengin besinler tüketin (balık, zeytinyağı, ceviz, avokado)
    – bol sebze ve meyve tüketin
    – gluten tüketmeyin
    – kaliteli hayvansal protein tüketin (yumurta, balık)
    – bağırsaklarınıza iyi bakın
    – yogaya başlayın
    – meditasyon yapın
    – gerekirse profesyonel psikolojik/psikiyatrik destek alın
    – televizyon, ekran, tablet, telefon başında geçirdiğiniz süreleri azaltın.
    – alkol tüketimini azaltın, sigara içmeyin."
  • genelde dikkat dağınıklığı çeken hastaların en çok şikayet ettiği, sanki sonunda kurt adam olucakmışız da, sisin çekilmesini beklerken hayatımızı harcadığımız en görkemli karanlık diyebilirim; neyseki düşüncelerden uzun bir süre kurtuluyorsun böyle mayışıyorsun o boşlukta. kötü bişey
  • birkaç gündür sürekli yaşadığım durum. arabayı çalıştırıyorum, bir bakıyorum ki işe gelmişim bile. arası yok, kopmuş gitmiş. sürekli yorgunum ve uyuyorum. dinlenmeye çalışıyorum ama hep yorgunum. sanki kafam çalışmıyor, düşünsel becerilerim zayıflamış.
  • öncelikle bir örneğini görmeniz için:
    (bkz: gerizekalılaşmam)

    dengeli besleniyorsanız, bariz bir depresyon vb. psikolojik bir rahatsızlığınız yoksa, bu hissettiğiniz halet-i ruhaniye farklı bir sebepten kaynaklanıyor olabilir.

    son 4-5 yıldır böyle hissediyordum.
    farkındalık kazandığım süreç içerisinde bu duruma sebep olan, kendimde gözlemlediğim 3 tespit var. bunları, bulundukları bu durumdan rahatsız olan arkadaşların işine yaraması ümidiyle paylaşmak isterim.
    ----------
    1-gün içerisinde vaktin önemli bir kısmını birşey izleyerek, dinleyerek, okuyarak geçirmek.

    günümüzde özellikle bireyler olarak televizyondan, bilgisayardan ya da telefondan sürekli bir görüntü ya da sese maruz kalıyoruz. bunların hiçbiri olmuyorsa ekşisözlük'ten yazı okuyoruz şu anda olduğu gibi. zihin sürekli bir girdi halinde oluyor.
    izlediğimiz şeyler öğrenme açısından bize bir şeyler katıyor olabilir. ancak fazla girdi sebebiyle beynimiz bir noktadan sonra ambale oluyor.

    ----------
    2-zihni birşeylerle sürekli meşgul etmek.

    1. tespitte bahsettiğim üzere beynimize sürekli bir girdi sağlıyoruz. açıyoruz video izliyoruz, sallıyorum bu video gaye su akyol'un "istikrarlı hayal hakikattir" şarkısının klibi olsun, klip bitmeden, evet bitmeden google'a "gaye su akyol" yazıp, hayatını vikipedi'den okumaya başlıyoruz. onu da tam okumadan dikkatimizi başka birşey çekiyor ve ona yöneliyoruz.
    beyne sürekli bir bilgi girişi var ama beynimize bu bilgileri yoğurması ve üzerinde düşünmesi için zaman ve imkan tanımıyoruz.
    ----------
    3-iç sesinizin konuşmasına izin vermemek.
    bu da yine aslında 2. tespitle ilintili. zihnimize bilgiyi yoğurması için nefes dahi aldırmadığımız gibi, edindiği bilgiler için bir yorum yapmasına dahi müsaade etmiyoruz.
    bunu farkettiğimde şunu da farkettim: en son ne zaman içimden konuştum hatırlamıyorum. hatta iç sesim bana yabancı geliyordu. kısık, cılız bir ses olarak işitiyordum. iç sesimin cılız olması sebebiyle anlık olarak hayal ettiğim şeyler de derinlik kazanmıyordu.

    ----------
    bu 3 tespit ışığında neler yapılabilir?
    - telefondan, televizyondan ve bilgisayardan mümkün mertebe, elzem olmadıkça uzak durabilirsiniz.
    - bırakın iç sesiniz konuşsun, baskılamayın. iç sesiniz konuştuğunda ona kulak verin. beyninize bir es vermesi için zaman tanıyın.
    - araçta yolda giderken müzik vs. açmayın, sadece motorun sesini dinleyin. toplu ulaşım aracı kullanırken, kulaklıkla müzik dinlemek yerine dışarıya bakıp hayal kurun.
    - sözlükte çok vakit geçirmeyin. sözlükteki çoğu yazı edebi bir metin olmadığı için sizin kelime dağarcığınızı, konuşmanızdaki akıcılığı azaltır.

    kısaca bi salın şu beyninizi kardeşim.
hesabın var mı? giriş yap