çarpıtmak

• bazen yanlış hiçbirşey söylemeden de gerçeği çarpıtmak mümkündür.
  örneğin, vaktiyle rusya'da bir otomobil yarışı yapılmış. pravda, yarışmada moskoviç'in ikinci, ford'un sondan ikinci olduğunu yazmış. bu verilerin ikisi de doğruymuş. ancak, yarışa sadece iki otomobil katılmış.
• doğruyu ipte yürütmek.
• varolan bir gercegi farkli acilardan ele almak ya da ufak nuanslar yaratmak yoluyla oldugundan farkli gostermeye yarayan eylem, hile, yazik, ayip, gunah. medya dunyasinca siklikla kullanilir.
  
  kotu niyetli olunabilecegi gibi..
  
  misal, show radyo'nun bir donem show tv'de yayinlanan rating bazli reklamlarinda, soz konusu ratingleri simgeleyen grafiklerin sadece tepe kisminin gosterilmesi. yani x radyosu 100, y radyosu 95, z radyosu 91 puan almisken, bunun ekrana x radyosu 10, y radyosu 5, z radyosu 1 puan almis gibi yansitilmasi.^*
  
  ..kucuk, zararsiz bir saka biciminde de karsimiza cikabilir.
  
  misal, fhm'in jenny mccarthy roportajinda, kadincagizin balik tutmayi sevdigini beyan etmesi uzerine, fotografinin hemen altina "baligi tutmayi cok seviyor" yazilmasi.