• ilk kez beyoğlu'nda bir film okuma sunumuna(ders) katılarak kendisini tanıma fırsatı bulduğum, engin bilgisine ve anlatımına hayran kaldığım aşmış senarist/yönetmen ve hoca.

    normalde film okuma veya sinema konusunda çok fazla bir bilgim yoktur. şimdiye kadar izlediğim filmleri sanatsal yönden ve yönetmen açısından düşünerek izlediğim olmamıştır. bakış açımla, filmin oyunculuğu, senaryosu, görsel efektleri, vs. iyiyse film benim için güzel bir filmdi bu zamana kadar. cem hocanın sunumundan sonra anladım ki ben koca bir cahilmişim sinema konusunda.

    ıstván szabó'nun mephisto'sunu irdeledi dinlediğim sunumunda. her sahneyi durdurarak yönetmen o sahnede ne demek istemiş, ne mesaj vermek istemiş teker teker anlattı ve anlattıkça benim ağzım açık kaldı. filmin sadece bir sahnesinden gothe'nin faust'undan, nazi almanyası'nın tarihine kadar anlattığı konular yönetmenliğin ne kadar zahmetli ve bilgi birikimi gerektiren bir iş olduğunu apaçık dile getirdi.

    fırsat bulunduğu takdirde kesinlikle gidilip dinlenilmesi ve feyiz alınması gereken bir adam.
  • çağan ırmak'ın unutursam fısılda filminde, kendi filminden * kopya çektiğini iddia etmiş yönetmen..

    henüz unutursam fısılda'yı izlememiş olsam da kendisi bilsin ki ne kadar güzel ve başarılı olursa olsun, sen ne dilersen'in yerini alt edemeyecektir..
  • "senaryo atölyesi" diye insanları toplayıp, haftalar boyunca sadece kendisini anlatan yönetmen
  • ödüllü türk yönetmen. özgün.

    ''herkesin anlayacağı basit bir dille yazacağım. üç yıl önce kimseye göstermediğim bir belgesel çektim ölü yıkayanlarla ilgili. gassallarla konuşmalar sırasında karşıma akça pakça genç erkek ölüsünden nasıl etkilendiğini anlatan da çıktı, ben ölüleri severim öpüp okşarım ve onlarla konuşurum diyen de, ben genç erkekleri yıkamayı severim diyen part time gassal, önemli bir camide imam olan da.

    bu meseleyi adli tıp psikologlarıyla konuştuğumda bana sandığımdan daha çok insanın arzularını legal halde yaşayacakları meslekler seçip kimliklerini yaşadıklarını söyledi. yani şiddet ve kan dökmeye eğiliminiz varsa polis, asker olmak sizi güvende tutar; örnek çırılçıplak sergilenen gerilla bedenleri, arabaya bağlanan cesetler, tankla üzerinden geçilen ölüler ki bunlar medyaya yansıyanlar bilmediğimiz neler var...

    nekrofil yani ölü sevici iseniz gassallık, otopsi ya da morg işi saklanmak için ideal.

    pedofil iseniz de toplumun saygısını kazanacak ortamlar serpilmek için ideal; din adamlığı, ana ya da ilkokul öğretmenliği, kuran kursu hele de yatılı ise hocalığı.

    şimdi insanlığa hizmet eden bu meslekler daha dikkatli olmak zorunda meslektaşlarına karşı diye düşünüyorum. çocuk zaten savunmasız bir de dini eğitim adı altında hurafelerle baskılanan bu çocuklar susuyor, ses çıkartmıyor, çıkartamıyor bunu elbet din,devlet yapmıyor ama saklanmaları için ortam yaratıyor.

    aileleri otoriteye boyun eğerken bu çocukların tepki vermesini beklemek ahmaklık.

    size bir kaç film öneriyorum, ağırlıklı katolik dini eğitimin altında baskılanan çocukların yaşadıkları üzerine:

    agnes of god, doubt, witness, black narcissus, sound of music, gülün adı , tehlikeli fısıltılar, precious, magdalena sisters ve bu yılın en iyi film oscarını kazanan spotlight. islam ya da hristiyan diye bakmayın bu filmlere otorite ve çocuklar diye bakın işte bu ülkede yaşadığımız tam da bu.

    kimse yapmaz demeyin yapacakmış gibi önlem alın çocuklardan kıymetli ve savunmasız ne var bu dünya da sorun kendinize.

    merak eden ve mesaj atanlar için belgeselin fragmanını ekledim*
  • dün persona okumasına katıldığım güzel insan. sinemaya bakışımı değiştirdiğini söyleyebilirim. meğer ne kadar ot bir izleyiciymişim. imkanı bulunanların film okumlarına katılmasını tavsiye ediyorum. katolik ikonografi hakkında anlattıkları 4 saat boyunca bana entelektüel bir orgazm yaşattı resmen. umarım daha uzun seneler okumalarına devam eder.
  • tanıdığım en tatlı insanlardan. alanında çok donanımlı, disiplinlerarası hakimiyeti çok yüksek ve yaptığı işten sonuna kadar keyif alan, gözlerinin içi gülen güzel insan. iyi ki var. film okumalarından herhangi birine mutlaka gidilip deneyimlenmesi şiddetle tavsiye olunur.
  • dünya beyefendisi eski istanbul insanlarındandır.
  • tanıdığım en özel insanlardan biridir.

    bir gün zamanınızı ayırıp film okumasına gelmenizi isterim ancak sadece bir kere; o da popüler sinema kültürünün ne kadar yozlaştığını farketmeniz için.

    evet, hocayı herkes bilmesin bencilliğine sahibim. *
  • 3 yıldır içinde olduğum camiada tanıdığım en dürüst insanlardandır.
  • pandemi ile birlikte online film okumaları başlamıştır. haftada 3 gün, saatler süren okumaları zamanın en iyi değerlendirilme şekli olmayı sürdürüyor hayatımda. 8 saate varan okuma enerjisine yetişemiyorum henüz ama olduğu kadar.
hesabın var mı? giriş yap