chicago

• son olarak hava sıcaklığının -21, hissedilen sıcaklığın ise -36 olduğunu görmemle gelecek planlarımı bir kere daha gözden geçirmeme sebep olan ilim irfan mekanım. ayrıca anlık hava durumunun kelimelere dökülmüş halinin "blowing snow" olması benim hayal gücümü zorlamakta.
• bambaska güzellligi, kusursuz yerleşimiyle insanı bir anda benligine alıp aşık eden; şimdilerde özledigim windy city.
• kış aylarında saçınıza şekil vermenize izin vermeyen şehir. ya rüzgar yüzünden saçınız başınız birbirine karışır ya da soğuk yüzünden sürekli bere, şapka vs takmak zorunda kalırsınız. lafım kışa aldırış etmeden şıpıdık terliklerle gezen amerikalılardan dışarı tabi. size tavsiyem bere ve şapka türevlerinin yakışmadığı biriyseniz bu şehirden uzak durun yoksa mutsuz geçecek uzun kışlar sizi bekler.
• west end'de st martins sahnesindeki ciplaklarin dansi.
  
  ortuverecektim ustumdeki ceketi cikarip ama bir degl on taneydiler be apla, hepsinin de bajaklari cok guzeldi anasi satayim...yetismedi boyum..
• mecazi olarak degil gercek anlamda got donduran sehirdir.
  bir de uyuz uyuz amerikalilar o havada etek giymiyor mu, bir kere daha usuyorum.
• beklentilerimin cok cok ustunde cikmis guzel amerikan sehri. michigan golu'nun kenarinda kurulmus olmasi, 1871'deki buyuk chicago yanginindan sonra birbirinden unlu mimarlar tarafindan dizayn edilen asil gorunuslu gokdelenleri, ve gokdelenlerin arasindan gecen, sehrin olmazsa olmazi chicago nehri bu sehri guzel kilan ozelliklerdir.
  
  turistler icin birkac onerim var. daha once de yazildigi gibi sears tower'in tepesine cikmak yerine hancock tower'in 96. katindaki bari tercih edin. hem etrafi seyreder, hem de ickinizi icersiniz. magnificent mile'da vakit gecirin, cadde ustundeki birbirinden guzel magazalarin yani sira civar caddelerde cok guzel restoranlar ve barlar var. ^**** chicago river'da chicago architectural foundation tarafindan duzenlenen 1.5 saatlik first lady turunu alin. nehirdeki tek nonprofit olarak duzenlenen bu tur yeterince detaylidir ve binalarin yapim yillarindan mimarlarina, temsil ettikleri mimari donemlere ve referans verdikleri nesnelere kadar bir cok sey ogrenirsiniz. unlu millenium park'i ziyaret etmeyi unutmayin. lake house filminde gorulen buz pateni pistini, meshur fasulyeyi, frank gehry tarafindan yapilmis konser salonunu goreceksiniz. belmont ve lincoln civarlari da guzel yerler; sirin evlere ve sokaklara, hos cafelere sahip.
  
  chicago'yu gorme sansiniz varsa gorun, esgecmeyin. son olarak da tren istasyonlarinda, kaldirimlarda muzik yapan, genellikle de harika saksafon calan zencileri dinleyin, bozuk paraniz varsa vermeyi esirgemeyin.
• ne zaman konu$urken chicago desem, aklima bad'lik amiri geliyor, arkadan bir ses bagiriyor $ikago diye.
  
  - ten, 2009 temmuz, chicago
• 110 küsür dakika süren ve her dakikası bir performans eşliğinde geçen 2002 yapımı film. müzikal sevmeyenin bile bi izleyip değerlendirmesi gerekiyor.
• bu şehri en iyi anlatan richard jeni'dir:
  
  "i think that's how chicago got started. a bunch of people in new york said, 'gee, i'm enjoying the crime and the poverty, but it just isn't cold enough. let's go west.'"
• downtownda, michigan golunun dibinde ya$amayan, cali$mayan, oralarda i$i olmayan ve banliyolerde falan ya$ayan chicago'lularin dahi ki$ sogugunu anlayamayacaklari, dolayisiyla chicago di$indakilerin anlamasini beklemedigimiz kadar ki$lari soguk gecen bir yerdir. ^*
  
  sogugundan dolayi yeralti kentleri projesine dahil olan sayili kentlerden biridir. bir digeri moskova imi$ mesela. yerin 7 kat altina ya$am alanlari acma du$unceleri var. sicakligi 15-17 derece altinda tutacaklarmi$. yerinde olur. aralika ayinda buzlarimi sevgilim zor cozuyordu.eksi 35'i gorduk, hatta ben $ahsen eksi 45 falan dahi hissetmi$ olabilirim, ruzgari beni gole ya da nehre ucuracak dahi hissetmi$ olabilirim, eve geldigimde ellerim eldivene yapi$mi$, ayaklarim kar botlarimla butunle$mi$ vaziyette bir robot edasiyla kiyafetlerimi soydugumu bilirim. ^*
  
  dolayisiyla yeralti kenti super bir cozum olabilir bir sonraki nesle.