• bir kolu da üretim, çalışkanlık ve kendine yetebilecek sağlam bir ekonomik düzen kurmaktır. şu giride bir yazar gayet güzel noktalara değinerek osmanlı sonrası türk sanayisinin durumundan bahsetmiş.
  • yeni kurulmuş olan ulus-devletin çıkarını düşünenler dışındakileri sikmek üzerinedir. bu yaraktan götü yananlar, kaplar dolusu yoğurdu nice nesillerin üzerine boşaltmış ve o ilk heyecan ateşinden geriye küller bırakmışlardır.
  • iflas etmiştir.
  • -önce biz zenginleşelim, vatandaşı boşver- zihniyeti üzerine kuruludur. ayrıca bunu utanmadan açık seçik söyleyebilen adamlar çıkarmıştır içinden.

    (bkz: yavuz havuz davası)
  • akp ile imha edilmek istenen değerlerin başında gelendir.

    açık açık söylüyorlar artık:
    (bkz: cumhuriyetin kuruluş felsefesine karşıyım)
  • 14. louis dönemi fransa'sına bakınca aklıma cumhuriyetin ilk yılları geldi. elbette 17. yy'ın sonu 18. yy'ın başı bu dönem ile birebir kıyaslamaya gitmek doğru değil (bu bakımdan aşağıdaki olumsuz politikaları birebir cumhuriyetle özdeşleştirmemek lazım) belki ama kendimce sadece o dönemin satır başlarını buraya bırakmak istiyorum. sonuçta aşağıda sıralanan politikalar son derece genel. örneğin burjuva oluşturma amaçlı devletçi politikalar gibi. yalnız cumhuriyetin özellikle kendisine fransa'yı örnek aldığını düşündüğümden dolayı fransa tarihinden bir kesit de görmek farklı bir bakış açısı kazandırabilir.

    *.... gerekli gördüğü her durumda, yürütme içinden (örneğin, krallık konseyinin atadığı görevlilerden oluşan) olağanüstü mahkemeler kurdurtup bağımsız yargı organlarını devre dışı bıraktı.

    * katolik kilisesi'nin devlete olan bağlılığını pekiştirdi, öte yanda bir tehdit oluşturan katolik tarikatlara karşı amansız bir mücadeleye girişti, bunları ya denetimi altına aldı ya da kapattırdı.

    *ekonomik anlamda devletin korumacı - denetleyici rolü (merkantalist)olabildiğince artırıldı. ...burjuvazinin palazlanması sağlandı.

    * ülkeyi doğrudan doğruya kendine bağlı konseyler (bakanlıklar) aracılığıyla yönetmeye koyulan....

    * ideolojik söylem merkezi egemen gücün 'birliğini' pekiştirmek amacıyla, kralı yalnızca devletle değil fakat ulusla da özdeşleştirmeye çalışıyordu.
hesabın var mı? giriş yap