• bedelini ödeyebileceklere özgü bir niteliktir; dokunursan ellerin yanabilir. (bkz: cıs/2).
  • ikili ilişkilerde gösterildiğinde tahrik edici olabilir. olur. net.
  • bu ara einstein'ın sözünü dinlediğim eylem biçimi.
    (bkz: ancak cüretkar kurgular bizi ileri götürür, olguların birikimi değil!)

    hayırdır inşallah.
  • insanlar zaten cüret edemediklerinden, elalem ne der diye korktuklarından hayatı ve güzel şeyleri ıskalıyorlar.

    azıcık cesur ve cüretkar olun lütfen.
  • bugün bir yaşımı daha dolduruyorum. yeni yaş bir bakıma check point. yaşamda save alınamadığından replay'leri kontrol edip pozisyonlara bakılan dönemlerden biri.

    hayatımdaki yol ayrımlarını ve kırılmaları düşünüyorum. ne zaman o nitelikli işi yapamayacağım, o afet kadınla beraber olamayacağım, o çuvaldızı başkasına batırmamam telkin edildi orada monotonluk ve yaşamaya değer bir hayat arasındaki seçim gizliydi ve ne zaman cüretkar davranmayı seçtiysem, o zaman yaşamaya değer* şeyler deneyimledim. şimdi geriye dönüp baktığımda en çok onları hatırlıyorum ve iyi ki diyorum.

    sadece doğduğu için, bedel ödemeden, her şeye hakkı olduğunu sanan post-truth bebesi ukalalığından bahsetmiyorum. fakat özfarkındalıkla birleşmiş cüretkarlık yaşamın katalizörlerinden biri.
  • dozunda iyi, fazlası çok rahatsız edici olabilen bir kavram. örneğin bir iş toplantısı için başka bir firmaya gittiğinizde, oradaki üst düzey yöneticilerden birinin günün ilerleyen saatlerinde size instagramdan takip isteği yollaması bu "fazla" kısmına giriyor. yapmayın etmeyin, rica ediyorum. iş hadsizlik boyutuna gelmesin.
hesabın var mı? giriş yap