• "better never to have been: the harm of coming into existence" adlı kitabı doğubatı yayınları tarafından "keşke hiç olmasaydık var olmanın kötülüğü" ismiyle yayınlanan yazardır. gözümüz aydın.
  • antinatalist düşünür ve felsefe profesörü.
    eserlerinin dilimize çevrilmesini (özellikle başyapıtı "better never to have been: the harm of coming into existence") dört değil on dört gözle bekliyoruz.
  • sam harris kusuruma bakmasın ama kendisini sağlı sollu tokatladığı * podcast için buyrun. https://www.youtube.com/watch?v=1s88ze41pru
  • david benatar, dünya görüşü mutculuk* olan bir filozof. ona göre iyi ve kötü şeyler arasında onulmaz bir asimetri vardır örneğin acı ve haz gibi.
    hemen örneklendirelim;

    senaryo 1 (x vardır):
    1.) acı vardır (kötü)
    2.) haz vardır (iyi)

    senaryo 2 (x yoktur):
    3.) acı yoktur (iyi)
    4.) haz yoktur (ne iyi ne kötü)*

    *hazın varlığına iyi diyebiliriz ama yokluğuna kötü diyemeyiz.

    buna göre yok olmak var olmaya göre avantajlıdır. öyleyse insanların hiç doğmamış olması daha iyidir.
  • önsöz: işbu girdi david benetar başlığından elle taşınmıştır.

    1966 doğumlu güney afrikalı düşünür.

    benatar, bir çocuğun bu dünyaya getirilmemesinin* daha erdemli olduğunu savunur. düşünüre göre varolmak yeterince kötüdür ve başka birini izni olmaksızın bu varoluşa getirmek ahlaksızcadır.

    düşünür nihilistik ve kötümserci tavırlarıyla bilinmektedir.

    bazı sözleri
    ---------------

    "gariptir, kimi iyi ebeveynler çocuklarını acı çekmekten uzak tutmaya çalışırken çok azı çocuklarının acı çekmemesi için onları dünyaya getirmemeleri gerektiğinin farkına varırlar."

    "yeni çocukları dünyaya getirmek insan yaşamına öyle işlemiştir ki savunmamız yersiz olur. bu sebepten dolayıdır ki çocuk yapıp yapmamayı düşünmeyiz, sadece yaparız. diğer bir deyişle çocuk doğurmak*, insanların çocuğun doğup doğmamasına karar vermesinin değil, seksin sonucudur. bir çocuk doğurmaya, aksine, karar verenler ise bunu birtakım sebeplerden dolayı isterler, ama bu sebeplerin arasında kesinlikle çocuğun faydasına bir şey bulamazsınız."

    "güzel bir yaşam o kadar nadirdir ki bir tanesinin karşısında milyonlarca kötü yaşamı görebilirsiniz. kimileri çocuğunun bu kötü koşullara geleceğini bilir, ama hiçkimse çocuğunun iyi bir azınlıkta olacağını bilemez. hayata gelen her bir insanın başına çok kötü şeyler gelebilir. koşulları en iyi olan insanlar bile amansız bir acı çekebilecek, tecavüze uğrayabilecek, saldırılacak ya da vahşice öldürülecek bir insanı dünyaya getirebilir."

    "hepimiz bu dünyaya gelerek çok acılar çektik ve bu çektiğimiz acıların savunulacak yanı yoktur. en iyi hayatların bile kalitesi, diğer insanların düşündüğünün aksine, oldukça kötüdür. kendi yaşamımızı sonlandırmak için çok geç, ancak gelecek insanların acılarını dindirmek için hiç de geç değil."

    "gördüğümüz üzere hiçkimse doğmayacak kadar şanslı değil ve hepimiz doğduğumuzdan ötürü şanssızız."

    "bazı doğum karşıtı* görüşler çocukları sevmeyen kişiler ya da çocuk olmayınca özgürlüğün olduğunu savunanlara dayanır. benim doğum karşıtı görüşüm böyle değil. benim görüşüm çocukları sevmemezliğe dayanmaz, aksine çocukların ve potansiyel yetişkinlerin acılarını önlemeye dayanır."

    "hiç doğmamış olmak oldukça iyidir, ama ondan da iyisi çabucak geldiğimiz yere geri dönmektir. gençliğimiz bütün aptallıklarıyla geçtikten sonra kim bu kadar kötü bir yaşamın yükü altında yürümeyi sürdürebilir ki? kim bu kötü sonuçları engelleyebilmiştir? heinrich heinez'in de dediği üzere: 'uyumak iyidir, ölüm ise daha iyi. tabi en iyisi hiç doğmamış olmaktır.'"

    "yükleri olan ebeveynler fazlasıyla düşünülür. örneğin bağışlanmış bir böbrek gibi sınırlı sayıda bir kaynak olsa ve böbreğin nakledileceği kişilerden biri ebeveyn, biri bekar olsa, bu iki kişinin diğer nitelikleri aynı olsa, elbet ki böbrek ebeveyn olana nakledilir. böbreği bir ebeveyne vermek sadece o kişinin hayatını kurtarmaz, sahip olduğu çocuğun da hayatını kurtarır. doğrudur, bir ebeveynin ölmesi birden fazla kişiye zarar verecektir ancak şu da doğrudur: birinin değerini ebeveyn olup olmadığıyla ölçmek, birinin değerini rehine tutup tutmadığıyla ölçmeye benzer."

    "bir hayatın kalitesini sadece zevkin acıya oranı açıklamaz, bir bütün olarak acının miktarı da* gösterir. acı belirli bir seviyeyi geçince hiçbir zevk onu telafi edemez."

    "özellikle bir kanser hastasının ya da kampta yaşayan bir tutuklunun yaşamından daha iyi bir yaşama sahip olup da kendi canına kıyanlar yaşama isteğine karşı gelirler. anormal olarak karşılanırlar, hem sadece istatistiki olarak da değil, onlar ahlaki ve psikolojik olarak özürlü olarak görünürler."
  • the human predicament kitabında intiharı o kadar orta yolcu ele almış ki sinir oldum. bu provokatif olmayı seven hayat düşmanı filozoflar konu intihara geldiğinde neden bir anda frene basıyorlar? philipp mainlander'ın götünü yiyin hepiniz.
  • (bkz: pat benatar)
  • şu sıralar siyah maskesi ve şapkasıyla galatasaray üniversitesi’nde arz-ı endam etmektedir.

    düşünceleri ilginç ama biraz zorlama görünüyor uzaktan. üşenmezsem bi ara yakından bakıcam.

    (bkz: antinatalizm)
    (bkz: applied ethics)
hesabın var mı? giriş yap