• death billiardsı uzun zaman önce izledikten sonra dün bu seriye başlama fırsatı buldum her ne kadar daha altı bölümü yayınlansa da ve aynen bu kısa metrajlı filmi sevdiğim gibi bu tv serisine uyarlanmış halini de pek bir sevdim. daha dört bölüm izledim ama her bir bölüm ve her bölümde anlatılan hikaye birbirinden güzeldi ve hazır da aklıma gelmişken ve geri kalan diğer iki bölümü izlemeden önce sözlüğe de kısa bir entry girmek istedim.

    insan doğasını kendine has bir şekilde en güzel şekilde anlatılan animelerden birisi. eğer bir insan hayatı söz konusu olduğu zaman en uç durumlarda karşısındakine nasıl davranır ve bu gibi durumlarda ölüm ile yüz yüze geldiği zaman nasıl bir tepki verir bu anime bu gibi sorulara çok güzel bir cevap veriyor. özellikle psikoloji okuyan arkadaşların insan psikoloji hakkında onca şey öğrenebileceği serilerden birisi death parade.

    son olarak her bir insan farklı bir karakterde olduğu için ve bu araf gibi yere gelen insanların ölümle karşılaştıkları zaman verdikleri tepkileri izlemek baya bir zevkli oluyor. insanlar öldükten sonra ya cehenneme ya da cennete gider ama aynı zamanda ölmüş kişilerin nereye gideceğini quindecim'i işleten yargıcların bu kişilere hazırladığı oyunlar sonucunda karar verilir. oyunlar olağan dışı olmakla birlikte bazen öyle oyunlar olur ki insanların içine bastırdıkları tüm o karanlık hislerini korku sayesinde ortaya çıkarıverirler. tamamen umutların kaybolduğu zaman ölmemek için karşısındaki kişiyi bile öldürmekten vazgeçmezler ama dediğim gibi bu onların iyi ve kötü olduklarını göstermez. durum karşısında verdikleri tepkilere bakarak ve geçmişte yaşadıkları anılar baz alınarak ya yokluğa ya da tekrar diriltilmek üzere ruhları tekrar geri dünyaya geri gönderilir. eğer iyi insansan ruhun karanlıkla yok olur gider ama iyi insansan tekrar dünyaya geri gönderilir. burada asıl ince nokta ve animenin de en sevdiğim yanı kimin iyi ve kötü olduğuna decim her ne kadar kendisi karar verse de bu karar yine seyirciye bırakılır. her ne kadar asansörlerin üstünde bulunan maskelerden kimin nereye gideceği anlaşılsa da bu oyunlar sırasında öyle durumlardan geçer ki buraya gelen kişiler, anılarına da bakarak insan bir türlü karar veremez bu kişilerin gerçekten iyi mi ve kötü mü olduklarına. bazen öyle bir zaman olur ki cehenneme yani yokluğa gönderilecek ruhlar normalde gerçekten iyi insanlardır. tam tersi durum da söz konusudur. birisi normalde dışarıdan veya yaptığı ya da yaşadığı hayata bakarak bu adam iyi hayat yaşamış dersin ama tam tersine yokluğa gider ruhu. özellikle death billiards'tan spoiler vereceğim ama bölüm sonunda yaşlı adam yokluğa gönderiliyor. kendisini bir nevi feda ediyor ve kendisi gitmek istiyor yokluğa. normalde hoş beş bir dede gibi gözükse de normalde zamanında az etmemiş insanlara. ama bu karara biz varıyoruz. diğer adamda sevgilisi veya karısı neyse ona ihanet ediyor ama yaptığından pişman olduğu için ve decim'in yerine geldiği zaman buradan bir an önce kurtulup ondan özür dilemek istiyorum diyor. sanırım yaşlı amca gençlerin hayatında hata yapabilecekleri ve onlara tekrar bir şans daha verilmesi gerektiğine inanıyor. bu karara varmasındaki en önemli neden de hayatı doya doya yaşayıp belirli bir tecrübeye ve hayat birikimine sahip olması ve o yüzden her ne kadar eşine ihanet eden abinin cehennemin dibine boylayacağını düşünsekte, dedenin kararıyla bu abi tekrar bir şans olarak dünyaya geri gidiyor ve kendisinin ruhu da yoklukta yok oluyor.

    yani tüm kararlar ucu açık bırakılarak seyirciye bırakılıyor ve biz karar veriyoruz kim doğru kim yanlış diye ve her bölümde değişik insan doğası işlendiği için bu kararlara varmak bazen forumlarda kavgalara bile yol açabiliyor. mesela ilk bölümde karı kocanın yaşadığı durum. yani her bölüme bakılarak uzun uzun konuşulabilir.

    kısacası böyle anime seven kişilerseniz ve buluştuğunuzda böyle animeler hakkında sohbet etmek istiyorsanız bu seri size bol bol malzeme bile verebilir bol bol hem hararetli hem de güzel konuşmalar için.

    herkesin izlemesi gereken 2015 kış döneminin en güzel serilerden birisi benim için şu an.
  • sabah sabah insanı duygulandıran ve madhouse'un son dönemlerde yaptığı orjinal hikayeye sahip en güzel animelerin başını çeken seridir.

    --- 12. bölüm final - spoiler ---

    decim chiyuki'nin hikayesi karşısında diz çöküp ilk insan duygularından olan ıstırabı deneyimlediği sahnede ağlamaya başlayınca ve chiyuki'nin de ona sarılıp ağladığı sırada bende laptobu böyle kucaklayıp ağlamaklı olup gözlerim doldu. hatta oturup böyle beraber ağladık desem yalan olmaz.

    lakin bir insanın canına kıyması bir çok semavi dinde büyük bir günah olduğu için ve chi'nin de geri de gözü yaşlı bir çok insan bırakıp onları suçluluk duygularıyla bıraktığı için böyle bir kararın ne kadar doğru olduğu konusunda ikilemde kaldım. kültür ve intihar konusu da çok hassas bir konu olduğu için ne desem bilemedim. mayu'nun yokluğa gitmesi ve chi'nin de böyle reankarne olması... sanki tam tersi olsa daha iyi olurdu bana göre bu tabii benim kişisel görüşlerim. chi'nin de dediği gibi insan duygularını anlamak zor ve çoğu insan başka bir insanın içinde ne gibi duygular taşıdığını çoğunlukla bilmez ve bu konu hakkında da ben biraz kalın kafalılık edip olaylara kendi hüküm verme açımdan bakıyorum. o yüzden neyin doğru neyin yanlış olduğuna seride karar verilirken insan biraz ikilemde kalıyor. yani bana göre yalnış olan bir şey başka birine göre doğru olabilir ama bana göre tamamiyle mutlak doğru olarak kabul ettiğim şeylerde başka insanlara göre yalnış olabilir. o yüzden insanları değişik duygulara sevk ettiği için bu yüzden bu animeyi daha da çok sevdim ben. yine aynı chi'nin de dediği gibi insanları asıl anlamamak yalnış. tüm cesaretini toplayıp er geç olmadan karşı tarafın sana ne anlatmak istediğini ve o değerli duygularını anlamak bir insan için yapılacak en önemli ve erdemli bir harekettir.

    ve son olarak death note evreninde kiranın öldükten sonra nereye geldiğini öğrenmiş olduk. bir pop idolünün ruhu karşılığında ruhu yoklukta yok olmaya mahkum oldu. zaten iki seride madhouse'un elinden çıkma olduğu için o sahnede iyi bir kahkaha attım her ne kadar ciddi bir sahne olsa da ama kira gibi önemli bir karakterinde gelmesiyle o sahnenin ciddiyeti ve anlatmak istenileni bundan başka en iyi şekilde anlatamazlardı heralde hehe.

    --- 12. bölüm final - spoiler ---

    bakim 2015 yılındayız değil mi. eğer 2015 yılında çıkmış mutlaka izlenmesi gereken bir anime listesi varsa bu seri o listenin başını çekebilir efenim. hatta 2015 yılını da geçtim herkes izlemeli çünkü izlemeye değer çok güzel bir seri death parade.
  • dünyanın, hayatınızın, ailenizin ve sizi sevenlerin ne kadar önemli olduğunu gösteren 12 bölümlük ders niteliğinde bir anime. bence herkesin ölmeden önce bir kez izlemesi gerek.
  • dokuzuncu bölümüyle ağır taş koymuştur kalbimize.

    --- spoiler ---
    onna, decim'e şu sözleri ağlayarak iletmiştir: "you’ve never even lived. you don’t understand the least bit about grief. there are as many emotions as there are people. you can’t comprehend any of them. so how can you possibly pass judgement on them? all you’re doing is dredging up the darkness within people, and saying “ah yes, indeed" while you watch impassively. what you’re doing isn’t judgement".

    decim de şu şekilde mimik ve jestlerini göstermiştir.

    bölümün sonunda ise yargılanan kişinin birlikte sınandığı kişi yüzünden ruhsal travmalar ve complete breakdown yaşaması, bölümün en göz dolduran sahnesidir.

    decim arada hak etse de/hak etmese de yumruğunu onna'dan almıştır.
    --- spoiler ---
    kısacası, izlemediyseniz cidden alternatif anime olarak müthiş. çok çok çok tavsiye ederim. go for it babies.
  • öte dünyada göktanrıya soracağım sorulara, bir yenisini eklemiştir.

    sahi ilahi adalet, insanları, hiç insan olmamışların yargılamasının tam olarak neresinde yahu?

    sanırım o da bana der ki, sen adaleti nerede gördün ki ben şimdi sana ilahisini vereyim.

    haklı.

    en acı verici olan da tüm bunları bir anime sonunda düşünüp, düşünmekle kalmayıp bir de buraya yazışımdır. üstelik death note bile değil.
  • finali yeni tamamlamış, ağlamaktan gözleri akmışlığın verdiği ruh haliyle öncelikle;
    decim, adamsın! demek istiyorum.

    müzikleri çok başarılı. 11. bölümdeki piyano ile çalınan şarkıyı resitalde çal gider, o derece. opening bir o kadar neşeli ve eğlenceli. her şeyi bırakıp oynayası geliyor insanın. derdin tasan kalmıyor, ölüm de neymiş peh diyorsun da animenin karakterlerine, konusuna bakınca süper ironik olduğunu düşünüyorum açılışın ki yapılmak istenen de buydu muhtemelen. tam olmuş.
    fakat ending theme ise açılışın aksine hüzün ve isyan dolu. ayrıca nasıl güzel bir aksanla alone, afraid falan demektir o ya. içim acıyor dinlerken. "ı can't forgive this anymore" nasıl bir cümledir yahu.

    açılış:
    https://www.youtube.com/watch?v=oo2cror7qpe

    kapanış:
    https://www.youtube.com/watch?v=_3sihlwoyq0

    bu da kapanışın orj hali;
    https://www.youtube.com/watch?v=asm87mlnnvg

    --- spoiler ---

    nona ve oculus'un oynadığı galactic pool olayına hasta oldum. ben de evime öyle bi bilardo şeysi istiyorum.

    tüm bölümleri izlerken arada sağlam güldüğüm yerler oldu evet ama kira'yı fotografta görünce bi an o ciddiyet içinde nölüyo ya moduna girip, ardından uzunca kahkaha attırdı.
    böyle bi konuda nokta atışı olmuş light yagamiciğim haliyle.

    ayrıca, niyeyse oculus benim gözümde doğa ana. saç sakal börtü böcek çiçek diye o moda girdim ama kaynaklarda buna dair bi şey yok karakter namına. ağır yanlış bir hissiyatım da olabilir, bilemedim.

    ölenlerin damla damla bardakları kanla doldurması da çok sanatsal olmuş bu arada.

    --- spoiler ---

    ve son olarak;
    everybody put your hands up!
  • son dönemde izlediğim en iyi anime
  • zankyou no terror'dan sonra çok da aman aman gelmeyen, ama yine de güzel ve özgün bir konuya sahip olan mini anime serisi.

    üşüyoruz decim reis.
  • ya o nasıl bir finaldir? nasıl bir ağlatmaktır? cidden çok iyi anime, harika diyaloglar ve karakterler var.
  • 2. sezonunu hiçbir yerde bulamadım yok mu bilemiyorum. bu şekilde yarım bitmesi hoşuma gitmedi. onun dışında kurgusu mükemmel. aynı anda ölen iki insan ruhunun yargılanmak üzere gittikleri yerde geçiyor olaylar. ruhları gözlemleyip hüküm veren yargıçlar var. bu yargıçlar nereden geliyor mesela çok merak ettim. bir sahnede yargıcın biri '' tanrı buryı çoktan terk etti''dedi onla ilgili bi şeyler var sanırım.. aman işte güzel anime lakin çok eksik kapandı.
hesabın var mı? giriş yap