• albumun aranjoru ozan dogulu cok degisik duzenlemeler yapmisti bu album icin, cunku sarkilar o zamanki islerden cok farkliydi. hatta dogulu, yapim asamasindayken yildiz tilbe'yi uyarmis "yildiz, bu sarkilar ilk albumundekilerden cok degisik, dikkatli ol" diye.
    sonuc olarak album kotu degildi, ama ikinci bir delikanlim bekleyenler $ok oldular, almadilar. icindeki tek piyasa sarki havalim'di, ondan baskasi da tutulmadi zaten, cikis sarkisi dillere destan bile.
  • albumdeki 10 sarkinin 8'i yildiz tilbe'ye aittir. yalniz dikkat ceken bir nokta, muhtemelen tilbe'ye "harika bir sesin var, tizlere super cikiyorsun" diye gaz verilmis olmasidir. oyle ki, her ama her sarkida giriste boru gibi bir sesle pesin de en dibinden soylemis, nakarata girince feryat figan cigliklar atmistir. bir sarki, iki sarki derken sekiz sarkinin sekizinde de tarzin ayni olmasi bir yerden sonra sıkmı$tır tabi.
    pes seslere inebilmek, cikan sesin guzel oldugu anlamina gelmiyormus, bu albumde ogrendik.
  • vazgeçtim ve buz kırağı-küçücüğüm gibi kült sayılabilecek derecedeki parçaları barındıran, yıldız tilbe'nin 1995 senesinde çıkarmış olduğu, o zamanki pop kalitesini kendi içerisinde barındırabilmiş, kaliteli albümü; ozan doğulu'nun zannımca mükemmel klavyelileriyle düzenlemesini yaptığı, yine o dönemki yıldız tilbe melankolisini dibine kadar savurabilmiş, kaliteli yıldız tilbe klasiklerinden.
  • bir uçurumun kenarında kaydedilmiş gibi geliyor bu şarkı bana. o kadar gidip uçasım geliyor aşka. klibi ise ayrı bir güzeldir.
  • 30 mart 2012 tarihli programda onur şan genç-çocuklardan oluşan bir bağlama korosu eşliğinde adana köprübaşı türküsünü söyledi ki enfesti. program biteli beri sözkonusu bölümün videosunu aramaktayım. ilan verir gibi olmasın ama bu bölümü bulup getirene 100 bin lira veriyorum.

    (bkz: yüz bin lira para mı lan it oğlu it)
  • sevcan orhan sevenleri için izlenesi müzik programlarından*.
  • o nasıl bir düzenlemedir, tek bir şarkıda binlerce şey olmakta oha diyor ve dinlemeye davet ediyorum hiç bilmeyenleri. saygılar müziğin içinden geçen herkese, her canlıya.
  • agırlık at yarışı oynayanların takıldığı,yaş ortalamasının kırkbeş olduğu,kel kafayı yandan aldığı saç ile kapatmaya çalışan mehmet abi'nin tezgaha baktıgı,ikinci,hatta üçüncü sınıf sayılabilecek bir birahanede çalıyor...güzel geliyor bu ortamda..aslında bulundugum ortama ve bu yaş ortalamasına çok hitap etmiyor..onlar,biraz daha türk sanat müziği,nakaratına eşlik edebilecekleri daha damar parçalar seviyorlar...ama bu parça hiç bozmuyor olayı,havayı... sanki bu ortamda,benim için çalınıyormuş gibi...
    mehmet abi'ye el edip boş bardağı gösteriyorum..kafa sallıyor...bir bira biraz daha güzelleşmek için...nasıl bir tabirse artık,öyle işte... nasıl olmuştu bu noktaya gelmiştim bilemiyorum...müzdarip degildim, hatta hoşuma gidiyordu...silme bir bira bardagından yudum alıp fener'in maçını izlemek,yarım saatte bir açılan yarışlara bakmak...ortamın içinde lakin;bir o kadar uzak...ortaokul yıllarımda tanışmıştım -bu kıymetinin bilinmediğini düşündüğüm sesle-yıldız tilbe ile hareketli bir parçaydı havalım..ve ona bakarken daha hızlı atıyordu kalbim...utangaçtım fazlasıyla,çekingendim büyük şehir piçleri gibi(olumsuz çağrışımın kurbanı olmasın bu tabir)çatır çatır konuşup sonrasını düşünerek hareket edemiyordum.çok uzaklaştığımın farkındayım,dönelim o zaman;
    dillere destan,
    daglara ferman
    bir sihir aşkın kapı duvar tanımayan...
  • kokun kıskandırır baharı, bu nasıl bir iltifattır abi, ve şarkıdır aşkın ilahi aşk makamından, bi dakika edebiyat felsefe parçalayıp gelcem
  • yıldız tilbenin en sevdiğim şarkısı olabilir.2014 senesinde izmirde seyir tepesine çıkıp arkadaşın 97 model temprasında kahrola kahrola dinlemiştik.şarkının hissettirdikleri çok garip.

    "sana dokunmak tanrı'dan lütuf sanki
    zaman kilitlenir kollarında
    firardadır hükmü yoktur benliğimin
    aklım delilenir uzağında

    sevdan rengidir dağ çiçeklerinin
    kokun kıskandırır baharı
    nazar boncuğum
    ben yalnız seninim
    kanıp gidersen ellere
    o zaman
    bir soluk hüzün
    bir soluk yüzün
    ve bir soluk ölüm yoklar beni
    sensiz bölünürüm, dayanamam

    dillere destan, dağlara ferman
    bir sihir aşkın
    kapı duvar tanımayan
    dillere destan, dağlara ferman
    şarkıdır aşkın
    ilahi aşk makamından
    dillere destan

    yanında her yer burası, her yer evim
    sanki kesik ayaklarım yerden
    teninde dört mevsim yaz
    ah nasıl desem
    sensiz düşer giderim kendimden"
hesabın var mı? giriş yap