• yeraltından notlar kitabında herhangi bir sayfayı yazabilmek için önce çarlık rusya'sında hapse tıkılman, sonra idama mahkum edilip idam mangasının karşısına çıkarılman, son anda gelen çar tarafından affedilme haberi ile hayatta kalman ve sonrasında sibiryaya sürgün yiyip, tüm rusya'nın iti uğursuzu arasında yıllarını geçirmen gerektiği için ciddiye alınmaması gereken bir ekşici beyanıdır.
  • senin kendi kelimelerin mi var canım benim? ne tatlısın. sana raskolnikov'dan 1 adet balta sapı hediye ediyorum.
  • kahraman tazeoglu sen misin?
  • sadece şeyma'yı okuyup gelen yazar beyanı.
  • çeviri eser üzerinden dil ve üslup eleştirmek de ekşi sözlük ergenlerine has bir geri zekalılık olsa gerek. mümkünse biraz daha oku da gel.
  • senin tırt bir okur olman?
  • bir üstteki yazar tırt diyor fırsat verilirse daha iyisini yazarım diyor, aziz dostum size nasıl bir fırsat lazım peki, buyrun yazın,kendiniz bastırın, internetten yayınlayın fırsat bu fırsat.
  • muhteşem bir trollük denemesi öncelikle. amım ikiye ayrıldı gümekten, kutlarım. lakin katılmıyorum bu görüşe.

    dostoyevski'nin rus edebiyatında yeri ayrıdır. kendisi gogol'dan bile daha fakir bir yazar olarak, o dönemin büyülü rus aşklarını ve insan ilişkilerini halka indirmiştir. gerçek rusya'yı dostoyevski anlatmıştır.
    bu nedenle bile çok sevilir hala halk tarafından. o elitist rus edebiyatı duruşunu, o yoksul kesime üstten bakışları, buldozer gibi yıkıp geçmiştir.

    rusya'da o dönem, şimdi de olduğu gibi, roman yazmak biraz daha zenginlere yönelik bir olaydı. fakirleri aralarına almazlardı. dostoyevski ise, hayatta kalmak için, gecekondu evinde fare yiyordu o günlerde.

    tüm rus romancılarının tek ortak yönü, sürgüne gitmekti. herkes o dönem, sibirya'ya giderdi askeri yönetime karşı olduğu için. bu sürgün günlerinden birinde, dosto'nun, bir diğer rus soylusu olan aleksandr puşkin ile tanışması, hayatını sonsuza kadar değiştirecekti.

    dostoyevski, sürgünde koğuş arkadaşı olan puşkin ile birlikte, koğuşun en entelektüel iki insanıydı. diğer mahkumlar hayvandı.

    "karı olsa ne süğerüg be sarı sarı oyhş" gibi, kahve adamı sohbetleri yaparlardı bu ezik topluluk. dosto ve puşkin ise, kitaplardan, çarlık rusyasından, gelişim gösteren kadın hakları ve aşklardan konuşurdu.

    dostoyevski, o günlerde puşkin'e, moskova'da yorgan imalatı yapmak istediğini, boş zamanlarında ise romanlar yazmayı sevdiğini anlattı uzun uzun. hatta okuması için, halkın içinden, halkın göbeğinden bir insanı anlattığı taslak romanını puşkine verdi. abi bunu okuyup not verir misin demişti genç dosto heyecanla. yazdığı eser şuydu:

    (bkz: onbaşının kızı)

    hırsız puşkin, romanı okuyup beğenmediğini, roman işini bırakması gerektiğini söyledi dosoyevski'ye. "bunun hiç bir yerini, kimse beğenmez, rezalet olmuş fyodor. ha-ha, yahu el var nizam var, götünden de iyi sallıyon ha sen de mk"

    puskin tarafından söylenen yukarıdaki cümle, bizzat dostoyevski'nin, ölümünde çekmecesinde bulunan, vefasızlar adlı kendi hayat hikayesini yazdığı satırlardan alıntıdır.

    geri kalan rezaleti anlatmıyorum. rus edebiyatı sevdalıları beni şu an anlamıştır zaten. bu derece pişkindi puşkin. görün diye anlattım.
    ---------------
    gerisi de malum, kürek cezası bittiğinde dosto bir gazlandı, bir gazlandı...

    artık onu, şimşekler bile, mikail bile durduramazdı!

    içinde bir fırtına vardı dostoyevski'nin!
    "rus edebiyatı, bu yavşak zengin piçlerinin, tolstoy'un, puşkin'in, hepsi balolarda şatolarda geçen yalan aşklarından, motor kızlarından karılarından ibaret olmayacak!

    halkı, halka anlatacağım, halk için anlatacağım" diyerek yemin etti.

    uzun uzun düşündü üstad kendi notlarında belirtmiş olduğu üzere. bir eser yazacaktı ve büyüleyecekti insanları. çok kafa yordu. parlamak istiyordu. böcek yemeye başlamıştı. suyu, komşulardan alıyordu. bitik haldeydi. romanındaki düşünce aşamalarından bir kısmını aşağıda paylaşmak isterim müsadenizle sevgili ekşi okurları.

    --- spoiler ---

    "bir adam olmalı. bu sosyetik piçlere öfkemi yansıtan bir adam...bir de kadın olmalı. faiz ile borç vermeli. bu adam o kadını sikip öldürse...yok yok, direkt öldfürse baltayla....sikerse şimdi boş yere okuyucu kaybedebiliriz...yırtık paltolar olmalı. karıyı da yaşlı yapim. sikilmeyecek yaşta olsun, yoksa azarım yazarken. nene olsun bu karı. herkes, kar yağarken götündeki yamalı pantolonla st. petersburg sokaklarında gezmeli. ceplerinde 100 kapik olmalı ya da olmamalı. deli gibi aç ve kin dolu ama aynı zamanda da iyi olmalı bu adam. adı da rüstem olsun. yok yok rasyonel olsun. hmm. raskonihat. hayır hayır, raskolnikov olmalı. size yazıyom ey rus halkım. bu elitst yazarların içinden geçmeyen dosto'nun, bacısını kızılmeydanda stalin siksin. geliyorum bekleyin piçler. not: bunu imha et, bulurlarsa dava ederler ski tutarız."
    --- spoiler ---

    okurken bile o karlı günlere gittim. iyiki de yazdın dostoyevski. iyiki de gaza geldin. belki sen şimdi yorgancı, hitler de ressam olacaktı. çekilmez bu dünya farklılar olmasa. güzel uyu güzel insan. kaleminin hastasıyız.
  • giriş ve gelişmesi mükemmele yakın olduğu halde,
    suç ve ceza gibi mükemmel bir romanı,
    finalde sıçıp sıvayarak katletmesinden dolayı katıldığım tespittir.
    okuyan arkadaşlar, sizde itiraf edin hadi..
    o roman öyle mi bitmeliydi..?
  • (bkz: montla sıç)
hesabın var mı? giriş yap