• şimdi deli gibi kötüleyeceksiniz eminim...

    (bkz: internetteki anketlere turk aday koyma gafleti)
  • şimdi bu adamın ödül alışı konusunda insanların takıldığı iki nokta var sanırsam:

    i) sürekli ağlak şarkılar yapıyor, ödül almış ne önemi var
    ii) hayranları 30ar 40ar oy verdi, o yüzden ödül almış, nedir ki?

    i: adam sürekli ağlak şarkılar yapıyor olabilir. ama bence bu başarısını daha da önemli yapıyor. sürekli orjinal ve birbirinden farklı, aşk meşk derdi haricindeki konularda da şarkı yaparak ödül almak normal. ama sürekli birbirine benzer ve ağlak şarkılar yaparak ödül almak daha büyük bir iş, her yiğidin harcı değil. pink floyd olarak herkes ödül alır, önemli olan emre aydın olarak ödül almak!!!

    ii: böyle sayko bir hayran kitlesi oluşturmak bence kendi başına bir başarı. bana anam babam eşim dostum bile 30ar oy vermez. çoğu ikinci oydan sonra bezer mesela. kasmazlar. bu adamın hayranlarının oturup uğraşmaları bile kendi başına bir devlet. bu kadar abuk subuk insanı kendine hayran etmek kolay iş değil.

    bu sebeplerden ötürü kendisini gerçekten takdir ettim... gayet samimice.
  • an itibari ile 2008 mtv ema'lerde avrupa'nin en iyi sanatcisi secilmistir.

    not : ozellikle ingiltere'de duzenlenen bir ema'de, britanya asilli bir sanatciyi geride birakmasi buyuk basaridir kanimca.
  • emre aydın; kendisi bir şarkıcı. zamanında ikinci yeni sevdiğine dair duyumlar almıştım. müziği kulağıma hitap etmese de ikinci yenisel durumlar yüzünden sempatik gelmişti bu adam bana. üniversitenin ilk yıllarıydı. o zamanlar hayranı olduğum şebnem dönmez emre aydın'ın kliplerinde oynuyordu. şebnem dönmez ezel akay ile evliydi, bacıyan-ı rum vardı. şebnem dönmez ayşe hatun idi... aradan chris cornell'in r&b albümü yaptığı birtakım yıllar geçti. şebnem hanım yapay sarışın imajına geri dönmüştü, sonra abuk subuk televizyon dizilerinde oynamaya başladı. ben giderek yaşlanıyordum. üniversite bitti işe başladım ben, iş yerindeki radyoda ikinci yeni seven emre aydın'ın mustafa ceceli ile yaptığı garip bir şarkı çalıyordu. ben durmadan yaşlanıyordum ve bu entry giderek boktan bir hal alıyordu.

    hayat garip. kaderde emre aydın başlığına uzunca bir entry girmek de varmış.
  • uzun süreli ve istikrarlı bir ilişki yaşamasından korkuyorum.
  • şu cümleleri kurmuştur, kurabilmiştir... yoruma gerek bırakmayandır.

    "yaşadığımdan emin değilim... gittiğinden eminim ama bak, seni özlediğimden eminim.
    yirmi beş yaşında bir hayal kırıklığı olduğumdan hiç şüphem yok mesela...
    beceriksizliğimden, yalnızlığımdan, bu şehri sevmediğimden, düzensizliğimden, yorgunluğumdan, huysuzluğumdan, baltalarınızdan birine sap olmamışlığımdan hatta olamayacak olmamdan, kırgınlığımdan, bir gün bana ayrılan sürenin sonuna geleceğimden, her tavşan kesildiğimde dünyanın dağ olma vaziyetinden falan eminim. örnekleri çoğaltabilirim. örnekleri çoğaltabileceğimden eminim.

    birileri namusum üzerine yemin edecek,
    ölür müydün sanki sevsen beni...

    günlerdir doğru dürüst uyuyamıyorum. ellerim parçalanıyor ne zaman yazmayı denesem. ağzım artık daha bozuk.
    her tarafta pis bir koku; nefes alamıyorum.
    çok bekledim seni. her halimle, her yerimle bekledim.
    yetkiler verdim kendime; tuttum seni affettim.
    aramanı bile bekledim bazen. ağır küfürlerle örtbas ettim sonra aramayışlarını... bunca zaman aramayışlarını biriktirdim.
    seni bekledim ben çünkü,
    seni bekledim.
    içtim... içtim... içtim...
    kustum.
    en çok giderken bıraktığın kelimeleri kustum. sanat falan dedi bazısı o kelimelere, bazısı bunlardan bi bok olmaz dedi.
    senin önemsediğin kadar önemsemedim ben o kelimeleri, senin danışma gruplarının önemsediği kadar önemsemedim.
    kustum... kustum... kustum...
    içtim.

    ellerimle yaptığım cam evim kırılacak,
    ölür müydün sanki sevsen beni...

    içimden geç,
    içimi sil,
    artık özlemek istemiyorum...

    neye el atsam piç ediyorum, yine de fiyakalı durumlar peşindeyim hep. en sert içkileri kaçırıyorum soluk boruma bilerek... her yıl ilkokula başlıyorum. her gün yeni bir krallık kurup öldürüyorum kralını gece yarısına doğru.

    uzatmaya gerek yok; sen olmayınca yapamıyorum.

    yokluğun gümüş tepside intihar sunacak,
    ölür müydün sanki sevsen beni..."
  • tam bi dünya ştarı.
  • çocuğumda çıkmasın diye kendisiyle dalga geçmeyi bıraktığım insan.
  • taylor lautner den sonra emre aydın'ı da bu halde gördükten sonra kolayı, pizzayı, pideyi hatta burger kingi bırakma kararı aldım. ağzıma sürmem bu dk dan sonra. zayıf olmak çok önemli. kilo alınca bambaşka oluyor insan. dikkatli beslenmek gerek.

    zaten göz önünde değildi. ama bildiğin galericiye dönmüş. ya bir insan nasıl bu kadar değişebilir aklım almıyor.
  • temmuz ayının ortasında siyah gömlek ve siyah deri ceketimsi bir şey giyerek güneşin altında konser vermektedir..sanırım altında bir de siyah alttan çıtçıtlı body var..
hesabın var mı? giriş yap