engel

• farsca parazit.
• sevgilinin ona erişmeyi durdurması.
• set. herhangi bir şeyin önünde duran set. sanmayın ki her zaman kötüdür hatta bence genelde iyidir. neden mi? bir set hızı keser yada yavaslatır eger önünüzdeki set hızınızı kesiyorsa aynı barajlar gibi enerjinizi biriktiriyor demektir yani bence her engel sizi gerçekten kuvvetlendiriyordur sadece yeterince sabredecek gücü olanlar için o engeli aşmak geleceklerinde yazılıdır diğerleri yönlerini değiştirirler ve baska bir sete doğru yol almaya başlarlar.
• almanca melek anlamına gelen kelimedir. aslı tam olarak : "der engel"
  çoğulu : die engel
• rammstein in dinlerken transa sokabilecek icerikteki sarkisi... sozleri...
  hayatimin en mutlu gunune taniklik etmistir, bir sonraki en mutlu gunume de edecektir. oyle de ozel bir sarkidir benim icin.
• http://www.youtube.com/watch?v=zssfsrkug90
• rammstein'ın ortalığı kasıp kavurduğu dönemlerine ait olan iki parçasından birisi. diğeri ise^*
  girişini ıslıkla çalabilen insanlar gerçekten çok yeteneklidir. bu arada canlı performansı da son derece başarılıdır.
  http://youtu.be/pq1wsg6h-fs
• metal müzikle ilgili önyargıları(mı) istisna pozisyonuna düşüren muhteşem rammstein şarkısı. ezgisi, sözleri ve sanatçıların karizmatik ses tonu ile icra edilişi gayet hoş.
• almanya dusseldorf altstadt'da bulunan, hem yerel hem de global biraları içebileceğiniz, gece yarısından sonra dışarıdaki masaların toplanıp içeride esas eğlencenin başladığı güzel mekan.
• bir engeldir aslında ara(lar)ımızdaki basit gibi görünen...hücre ile dışarısı,kölelik ile özgürlük,iyi ile kötü,erdem ile ahlaksızlık,yalan ile doğruluk,adalet ile adaletsizlik,anlama-algı ile körlük arasında;bir duvar,bir dikenli tel,bir kalın kafa ile bir parlak zeka,vicdan ile acımasızlık arasında bir basit engel gibi...ama ne kadar zor olabiliyor çoğu zaman aşmak ve güzele ulaşmak...heder edilen yaşamlara ulaşmak için doğanın verdiği yetenekleri hangi saikle kullanamayıp takılıyoruz kanadı kırık bir kuş gibi ökseye...çapımızı realize edemeyip çıtayı çok yukarıya mı koyuyoruz yoksa çokluk? neden zorlanıyoruz ki onca kolay görülen işleri başarmakta? gururumuza,egomuza neden köleyiz insanlar olarak? neden yetinmeyi bilmiyoruz? şımarık ve halden anlamaz çocuklar gibi "bende istiyorummmmmmm." mızmızlanmaları neden? hak edip-etmediğimizi sorguluyor muyuz hiç? başkalarına ait olanın bizde eğreti durabileceğini neden sorgulamıyoruz? yaşamın ancak çok tüketilerek güzelleşeceğini kimler,neden öğretti bize? dışımızdaki canlıların,tabiatın değerini neden anlamak istemiyoruz? onlardan kendimizi üstün tutmak ve onların bizim hizmetimiz için var edildiğini,istediğimiz gibi talan edebileceğimizi kim uydurdu? neden kirliliği umarsamıyoruz bedenen ve ruhen? neden inandığımızı söylediğimiz öğretilerin(din,siyaset,ideoloji...vb) yaşama yansıması mümkün olmuyor?
  neden zihnimizi kurtarıp zırvalardan,özgürleştiremiyoruz? neden doymuyoruz,neden heder ve israf ediyoruz her şeyi? aşkı neden anlamıyoruz? aşkın,alış-veriş olmadığını,aşkta "sen-ben" olmadığını aşkın da bir liyakat olduğunu,karşılıklılılk içermesi gerektiğini neden göz ardı ediyoruz?...gerektiğinde yalnız kalabilecek şekilde neden donat(a)mıyoruz kendimizi? karşılıksız aşkı neden küçümseyeyip,hiddetleniyoruz? ego ile aşkın birarada olamayacağını,ülfet edemeyeceğini neden öğrenemiyoruz?...