33 entry daha
  • los angeles'ta, endüstrinin göbeğinde yaşayıp blue velvet gibi peter greenaway'e bile "keşke ben çekmiş olsaydım" dedirtecek düzeyde filmler çeken david lynch'in oyun parkı, serbest atış tahtası. lynch'in, mark frost'un da yardımıyla, istese geniş kitlelere ne kadar kolay hitap edebileceğini ispatı.

    twin peaks, tv tarihi açısından ayrıksı bir yerde durabilir ama (her ne kadar lynch reddetse de) muhteşem son bölümü hariç, lynch filmleriyle karşılatırıldığında bir normalizasyon sürecinden geçirildiği aşikârdır. esas sanat eseriyse, tam bir lynch filmi olan fire walk with me. burda amacın "bir de film çekelim, paraları toplayalım" olmadığı, sequel değil de sonunun herkesçe bilindiği bir prequel çekilmesinden de anlaşılabilir. {açmak gerekirse: evet, twin peaks hiçbir zaman basit bir whodunit dizisi olmadı. amaç laura palmer cinayeti ekseninde bu dünyayı anlatmaktı lâkin katil açıklandıktan sonra düşen ilgiyi ve dizinin yayından kaldırılmasına giden süreci düşününce, sallantıda kalmış merak uyandıran son bölümün devamını çekmek varken, ne olup bittiği aşağı yukarı diziden bilinen laura palmer'ın son günleri ticari olarak nerde durur, bunun değerlendirmesini herkes yapabilir sanırım.} lynch'in twin peaks dünyasını çok sevdiği malum. oyunu kurallarına göre oynayan, dizinin sonuçlandırılmasını isteyen mark frost'un yokluğunda geriye kalanlar da saf lynch malzemesi. film, bu dünyanın lynch'i çeken öğelerini taşırken dizinin laf kalabalığından uzak.
602 entry daha
hesabın var mı? giriş yap