6 entry daha
  • yillar once bilmemkacinci istanbul film festivalindeki hitchcock filmleri kapsaminda izlemistim bu filmi. ve o zaman film bittiğinde, "bu kadar mi yaw" tadinda bir ic burkuklugu ile ayrilmistim filmden. yakinlarda yeniden izledigimde, gene ayni tadi aldim acikcasi. baslangic, gelisme ve sonuc o kadar siradan ki sasirmamak elde degil. bir yonetmenin -hele ki bu yonetmen hitchcock olsa dahi- kotu film cekmesi anlasilir. ama bu film kotu cekilmis bir film degildir hayir, eldeki malzemeyle iyi de kotarilmistir. oyunculuk, anlatim ve olmayan bir durumdan yaratilmaya calisiilan gerilim takdire sayandir. yalniz, senaryo diye bir sey yoktur ortada. karikaturize edilmis karakterler ve tum gidisat sanki tek bir mesaj dogrultusunda yaratilmistir; dunyanin kucuk sehirlerdeki basit hayat ve buyuk sehirlerdeki kokusmus hayat olarak bolunmuslugu.

    yalniz soyle de bir durum var. yine ayni gosterimler kapsaminda izledigim suspicion da, shadow of a doubt tan hemen once kotarilmistir. o filmde de, zengin bir kadinla evlenen ve kadini oldurup parasina konacagindan mutevelli duyulan bir supheye maruz kalan bir adamin hikayesi vardir. hemen hemen suspicion da basit ve detaysiz bir senaryonun kurbani olmakla beraber yaratilan gerilim ve karakterlern azicik daha olmuslugu vardir. demem o ki, sanki shadow of a doubt, o filmin azicik devami gibi. en azindan o filmi cekerken akla gelen fikirciklerden yola cikarilarak kaleme alinmis ve cekilmis olabilir.

    bu arada, bu filmi en sevdikleri hitchcock filmi addedenlere, aklima gelen onlarca film dolayisiyla sasip kaldigimi da eklemem lazim.
20 entry daha
hesabın var mı? giriş yap