831 entry daha
  • --- spoiler ---

    “the oldboy” izlediğimde çok gençtim. kült filmlerin tamamını izlemek gibi bir konuya merak sarmıştım. ve beni oldboy kadar şok eden, küfürlere sürükleyen bir film olmamıştı.

    bu yüzden en iyi film oscar’ını alınca “yine nasıl bir psikopatlık var?” diye düşünerek merak ettim.

    belki çok fazla yazılmıştır, entryleri okumadan aklımda kalan kesitleri yazmak istedim;

    *herkesin birbirini şişleyip, bıçakladığı sahnede; zengin babanın araba anahtarını alırken burnunu tıkaması efsaneydi. tam bir “mahalle yanarken orospu saçını tararmış” durumu gerçekleşti. bence ölmeyi hak etti.

    *fakir şoför sel sonrası bütün gece perişan olmuşken, zengin kadının arkadaşına telefonda “yağmur çok iyi oldu” demesi çok tanıdık. birileri kara sevinirken başka birileri hep yas ilan eder.

    *fakir aile sadece fakir değil safi kötüydü. kevin bir kere bile “arkadaşının aşkı”nı çaldığını sorgulamadı. jesica’nın zaten dünya’dan silinmesi gerekiyordu. anne karakteri altı üstü diğer yardımcının kocasına yemek götürecekti, ortalığı ayağa kaldırdı.

    *filmin şüphesiz en sevdiğim karesi tavandan yere kadar olan camdan bahçeyi ve şakır şakır yağan yağmuru izlemek, dinlemek. tam bir hayallere dalma anıydı. ölmeden önce benzer bir manzarada yaşamayı umuyorum.

    *mahzen the hidden face isimli ispanyol filmini izlediğim için çok çok büyük sürpriz olmadı.

    *senenin diğer filmlerini izlemediğim için kıyaslayamıyorum; ama bu filmi baştan izlesem “en iyi film” ödülünü alacağını hiç düşünmem.

    --- spoiler ---
146 entry daha
hesabın var mı? giriş yap