medieval 2 total war

• aşmış bitirmiş oyun. ballandıra ballandıra anlatılan campaign map hakkaten bal dökülüp yalanası cinsten. ticaret ve dolayısıyla daha fazla para için şehir, askeri ünite vs için kale kurmak gerekiyor. ama sadece bundan ibaret değil olay. binalar ileride öyle pahalı hale geliyor ki bir şehirden okçu diğerinden süvari bir diğerinden piyade üretmek zorunda kalıyorsunuz. herşehirde tüm binaları kurabilmenin yolu yordamı yok. şehir ve kalelerin içine hangi loncaların kurulacağını da seçebiliyorsunuz. örneğin bir kaleye mason's guild kurup ağır piyadelerinizin daha meşakkatli üretilmesini sağlarken katedral kurduğunuz bir şehre teologian's guild kurduğunuzda priest recruit ettiğinizde o bilgi birikimiyle adam üretildiği anda cardinal oluveriyor. ayriyetten özel üniteler de var. misal dini bütün bi imparatorluksunuz ve müslümanlarla ya da aforoz edilmiş ülkelerle savaşıyorsunuz. sonucunda st john şövalyeleri bir kentinizde lonca açıyor. gelsin en meşakkatlisinden şövalyeler sonra. loncalar sadece para ya da ünitelerde değil oyunun tamamında etkili bir yer sahibi. merchant's guild şurdaki fransız taciri öldür haşmetlüm, işlerimizi engelliyor diye görevler verebiliyor.
  
  papa olayı çok önemli. eğer kendi adamlarınızdan birini papa yapamıyorsanız en yakın müttefiğinizin papa olması için elinizden geleni yapmanız gerekiyor. ingiltere ile oynarken danimarkaya karşı yaptığımız savaşta müttefiğim olan polonyaya oy vermiştim papalık seçiminde. ancak seçim sonuçları açıklandığında papanın danimarka müttefiği olan macaristandan çıktığını görünce eyvah dedik. aforoz edilmekten o dönemdeki haçlı seferine taht varisini göndererek ve birkaç kente kilise yapıp macaristana binlerce altın rüşvet ödeyerek kurtuldum. polonya da bir yolunu buldu ve bir sonraki papalık seçiminde benim iki cardinalim ve onların üç kardinalinin oyları ile papa müttefiğim, ilişkileri iyi tutmak adına turn başına 500 ila 1000 altın hediye ettiğim güvenliği için danimarka sınırlarında her zaman asker tuttuğum polonyadan çıktı. sonuç: macaristan anında aforoz edildi. danimarka aforoz edildi. sırf benim limanlarımı bloke ettiği için durumu zaten sallantıda olan portekiz aforoz edildi. papa korudu kolladı ve fransayı işgal ettim. kimsenin de gıkı çıkamadı.
  
  oyun fransa, ingiltere, venedik, kutsal roma-cermen ve ispanya ülkeleri ile oynansın diye hazırlanmış. yani savaş başlarında komutanınızın kişiliğine ve ordunun vaziyetine göre yaptığı konuşması sadece bu beş ülkede detaylı. ingiltere ile oynarken karşımızdaki ordu speardan oluşmakta atlılarımızın işi zor bile diyorken türkleri aldığınızda pis kaka düşman!öldürün hepsiniden başka birşey söylemiyor.
  
  oyuna eklenen bir diğer zımbırtı da merchantlar. şehirlerin etrafında bilenler bilir "a valuable trade resource" yazan ufak nesneler vardır. merchantlar bunların üzerinde dikildikleri sürece yetenekleri düzeyinde para kazanıyorlar. düşman topraklarında yaptığınız takdirde düşmanın o nesneyi satamamasına dolayısıyla daha düşük gelir etmesini sağlıyorsunuz. bunun dışında yalancı peygamberler, cadılar da avrupa'da dolanmakta masum katolik vatandaşların din tekerlerine çomak sokmakta. bunları priestlerinizle etkisiz halde getirirken inquisitorlardan da koşa koşa kaçmanız gerekmekte. direk papadan emir alan inquisitor kralını tanımayıp önüne çıkan karakteri cayır cayır yakabiliyor. papalık macaristandayken benim taht varisimi yakmıştı dinsiz diye bi tanesi. alınabilecek tek önlem kaliteli assasinler. ha unutmadan assasin olayında sonucu belirtmek için sadece yazı çıkmıyor. shogun total war'da olduğu gibi suikastin nasıl gerçekleştiğini ya da gerçekleşemediğini kısa cutsceneler olarak izleyebiliyoruz. ufak bi detay olsa da gayet tatmin edici.
  
  şimdi mısır cihat ordusunun yarısını yediği ordumla osmanlı cihat ordusuna karşı kudüs'ü savunmaya gidiyorum. cannon towers'ın kuşatmadan önce yetişebilmesi için osmanlı ordusuna vakit kaybettirecek birkaç zavallıyı ölümlerine yollayıp bi taraflarımın arşa değmesini sağlarken pek sevgili polonyalı müttefiklerimden de antakya'daki kalelerinden çıkıp yardıma gelmelerini reca edicem.