8 entry daha
  • altı ahlak hikayesi'nin 5. filmi ve şu ana kadar izlediklerim arasında bence en iyisi.

    kişisel bir meseleden bahsederek başlayayım; jarome ve aurora arasındaki ilişki ve iletişim benim sürekli yakalamak istediğim, peşinden koştuğum bir ilişki türü. zaman zaman yakaladığımı düşünsem de bazen benim mesafeyi ayarlayamam da bazen de belki bu ülkenin buna hazır olmamasından ötürü bir şekilde elime yüzüme bulaşıyor işte.

    jarome, tatil için geldiği bir sahil kasabasında arkadaşı/flörtü aurora ile rastlaşır. aurora bir yazardır ve yeni hikayesi için jarome'den bir yardım ister. jarome ise içinde bulunduğu durumun(nişanlı kendisi ve yakında evlenecek) doğruluğunu ve kendisiyle ilgili düşüncelerini bir kez daha sınamak için bu yardım isteğini kabul eder. komşu evdeki genç laura'nın(16 yaşında sanırım laura) kendisine olan ilgisine karşılık verecek ve aurora da onları gözlemleyerek yazdığı/yazacağı hikaye için bu gözlemlerini kullanacaktır. geçmişlerinde epey hızlı oldukları anlaşılan, hayli görmüş geçirmiş görünen bu iki dostun laura üzerinden yapmak istedikleri ahlaki sorgulamalar jarome'un öngördüğü şekilde gelişmektedir ta ki claire isimli laura'nın üvey kardeşi işin içine dahil olana kadar. claire'yi hayli çekici bulan jarome, laura üzerinden başlattıkları oyuna claire ile devam etmek ister.

    laura söz konusu olduğunda sınanan laura iken claire'nin ve muhteşem bacaklarının işin içine girmesiyle jarome kendisini ve evlilik kararını sınamaya başlar. kendine göre nihayetinde bu sınavdan da başarıyla çıkar aslında. oysaki bana göre geride kalan 4 filmde olduğu gibi rohmer, erkeklerin zaaflarını acımasızca ortaya koymaktadır bu filmde de. jarome, süper egosuyla verdiği sınavdan başarıyla geçtiğini iddia etse de laura gibi 16 yaşındaki bir çömezin dahi fark edebileceği kıskançlıklar sergilemektedir ıd'si sebebiyle.

    sonuç olarak jarome her ne kadar amacına ulaşmış ve claire'nin dizini fethetmiş olsa da nihayetinde kazanan benim nazarımda bir kez daha vajinadır. zira jarome, cleira karşısında hüsrana uğradığında laura'da teselli aramış, sık sık benim de başıma geldiği üzere, o mağlubiyet bünyesinin her zerresine sirayet etmiş olsa gerek ki laura'dan da istediğini alamamıştır. ama dizi fethettiği anda bir kez daha güçlü adam pozisyonuna geçmiş ve son sahnelerde görüldüğü üzere laura'yı avcunun içine aldığı gibi egosunu yaralayan gilles ile ilgili de cleira'da şüphe uyandırmayı başararak bir taşla iki değil, üç kuş vurmuş egosunu, süper egosunu ve id'sini huzura kavuşturmuştur.

    filmde aşk üzerine gerçekleşen diyaloglar muazzam, ilişkilerdeki güç dengelerinin değişimi muazzam. ilişkiler üzerine olabilecek hemen hemen her şey mevcut bence bu filmde. şimdi serinin son halkasına, şarap eşliğinde, gidiyorum; öğleden sonra aşk *
22 entry daha
hesabın var mı? giriş yap