9753 entry daha
  • hakkında araştırmaların halen devam ettiği virüs.

    16 mart tarihinde hava yolu bulaşımıyla ilgili şu giriyi yazmıştım. aradan geçen 20 günde hava yolu bulaşımı ile ilgili yeni çalışmalar ve tartışmalar ortaya çıktı. ben de bir güncelleme yapayım dedim.

    hava yoluyla bulaşım kavramı bilim insanlarınca dahi farklı yorumlanabiliyor. yine örnekler üzerinden anlatmaya çalışayım.

    virüslü kişi : x
    virüssüz kişi : y

    x ile y yakın mesafede konuşuyorlar. x öksürük/hapışırık olmaksızın konuşurken dahi aslında ağzından küçük damlacıklar saçıyor ve y'nin x'e 1-2 metreden daha yakın durduğu süre ne kadar uzarsa hasta olma ihtimali o kadar artıyor. hele x bu sürede hapşırırsa/öksürürse daha da yüksek ihtimal. x konuşurken y'ye tükürmese bile havaya salınan küçük parçacıkların solunumunun y'yi enfekte etme ihtimali var. burada bahsedilen close range aerosol transmission. evet y belki soluma ile virüs kapıyor ancak bir virüsün gerçekten airborne sayılması için (örnek : kızamık), kaynağından koptuktan sonra uzun sürelerde (açık havada dahi) canlı kalabilmesi ve canlı kalan miktarın kişiyi hasta edebilecek seviyede olması gerekiyor.

    sars-cov-2'nin bu canlılığına gelecek olursak; açık havada ve hava akımının olduğu yerlerde virüsün havada uzun süreler canlı kalıyor olması pek yüksek ihtimal olarak görülmüyor. ancak kapalı ve hava akışının iyi olmadığı alanlar hakkında artan bir tartışma var.

    dünya sağlık örgütü, 29 mart'ta bu konuyla ilgili bir güncelleme yayınladı. mart ayı başında savundukları 'hava yolu bulaşımı mümkün değil' den 'aslında çok spesifik koşullar altında mümkün' e bir eksen kayması söz konusu. şöyle bir tanım yapmışlar.

    'who continues to recommend airborne precautions for circumstances and settings in which aerosol generating procedures and support treatment are performed, according to risk assessment.'

    'who, risk hesaplamalarına göre, aerosol üreten süreçler ve destek tedavileri süreçleri için hava yolu bulaşımına dikkat edilmesi gerektiğini tavsiye eder.'

    biraz yuvarlak bir ifade. bir kere aerosol üreten süreçlerin sadece entübasyon, bronoskopi gibi hastanede gerçekleşecek ve daha çok sağlık çalışanlarını risk altında bırakacak süreçler olduğu kesin değil (ya da en azından ben kesin diyemiyorum). öksürme/hapşırma/konuşma gibi süreçlerden de aerosol oluşabileceğini savunanlar bulunuyor. dolayısıyla burada ne yazık ki bir hard fact'ten söz edemiyoruz. ancak yorum yapabiliriz.

    bu yeni bilgiler ışığında şahsi yorumum şu ki; virüsü açık havada sosyal mesafeye uyduğunuz takdirde kapmanız halen çok çok düşük ihtimal. bununla beraber virüsün kapalı ve havasız alanlarda who'nun ilk başta dediği 1-2 dakikadan daha uzun süre yaşadığı görüşü ağırlık kazandı. tam ne kadar kalır sorusunun net cevabı yok. zira bu durum virüslü kişinin kapalı ve havasız alana ne kadar virüs saldığına göre dahi değişiyor. hatta japonlar da geçen bu durumla ilgili bir video hazırladılar. kapalı ve havasız alanlardaki risk, ilk başta sanıldığından daha fazla olabilir. eklemek gerekir ki bu araştırmaların hiçbirinde havada kalan virüs miktarının ne kadarının maruz kalan kişiyi hasta edeceğine dair bilgi yok. zira bu kişinin bağışıklık sistemine göre bile farklılık gösteriyor. bu araştırmalardan çıkan sonucu şöyle özetleyebiliriz.

    sars-cov-2'nin kapalı ve havasız ortamlarda hava yoluyla bulaşma ihtimali kesin var denemiyor ancak yok sayılamaz. ben halen virüslü kişi asansöre 21'de binse virüssüz kişinin 22'de aynı asansöre binip enfekte olma ihtimalini düşük görüyorum ama yine de asansör gibi kapalı ve havasız ortamlara maskeyle girmek (cerrahi maske olsa bile) hasta olma riskini büyük olasılıkla azaltacaktır, her halükarda önlem almaktan zarar gelmez. açık havada da insanlarla olan sosyal mesafeye dikkat etmeye ve bir yerlere dokunduktan sonra elimizi yüzümüze sürmemeye gayret etmeliyiz.
3318 entry daha
hesabın var mı? giriş yap