2 entry daha
  • ya kebikeç...
    bu insan türüne bizden bir kaç kişi örnek vermek gerekirse şu isimler sıralanabilir:
    ahmet vefik paşa rumelihisarı kayalar'daki köşkünde bulunan kitaplığında pek çoğu hattatçılık ve ciltçilik sanatının en iyi örneklerini barındıran üç, dört bin kitap olduğu söylenir.
    ahmet cevdet paşa'nin kitaplığı ise bebek'teki yalısında bulunurmuş. üstelik kitaplık, deniz üzerine gömme dolaplı bir odadaymış ve bu devrinin en büyük hukukçusu ve tarihçisinin de bir kitaptan diğerine koşuşturup durduğu bilinirmiş.
    arapça, çerkezce, farsça ve fransızcayı anadili gibi konuşup yazabilen ahmet mithat efendi'nin kitaplığının büyük çoğunluğu bu dillerde yazılan kitaplar oluştururmuş. bu dillerden başka ingilizce, latince, yunanca, italyanca, bulgarca kitapları da bir hayli varmış. kendisi pek çok kitapçıya abone olduğu için dünyanın çeşitli yerlerinden kendisine paket paket kitap gelir o da bu kitapları dikkatli bir şekilde okur, altını çizer sonra da numaralar ve titizlikle yerleştirirmiş.
    muallim cevdet'in on bini aşkın kitabı olduğu söylenir. kendisi adı üzerinde darülmuallim'de hoca olduğundan kitaplarının dörtbinini bu okula, gerisini de beyazıt'taki inkılap müzesi kitaplığına bağışlamış.
    bu bibliyofiller devam ettikleri sahafların kitapçıların kapanmasına o kadar çok üzülürler ki bunlardan birisi kapalıçarşı'daki eski kitapçılar kapanınca şu dizeleri söylemiş:

    "geçtim diyarı yardan ol dare baktım ağladım
    solmuş, sararmış gülleri gülzare baktım ağladım"

    bir de enderunlu vasıf vardır ki; tophane'yi baştan aşağı virana çeviren 1822 yangınının, şairin evindeki kitap dolu bir sepetten başladığı söylenir. vasıf'ın bibloyofilliği de yangın sonrasında söylediği, " iki okkalık sepet yanında tophane'de iyi kötü yandı" sözünde gizlidir.
10 entry daha
hesabın var mı? giriş yap