marie antoinette
-
lost in translation'dan da hatırladığımız üzere bir olay anlatmak, düğüm çözmekten ziyade insanların içinde bulundukları durumları, durumlara verdikleri tepkileri ve bu tepkilerin yansımaları üzerinde yoğunlaşmayı seven sofia coppola; marie antoinette'de temel olarak karşıtlıkları ve çelişkileri anlatıyor. film esnasında arka planda kullanılan müzikler, o dönemin ayakkabıların arasına karıştırılan converse ayakkabılar, kirsten dunst gibi bir hatunla evlenip ısrarla sevişmekten çekinen muhteviyatında yüzde yüz kütük ihtiva eden prens çelişkilerin somutlaşmış hali bir yerde. son olarak kirsten dunst'un götü kabak gibi görülebiliyor filmde.
(bkz: nefis başlayan entrynin sonunda sıçmak)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap