7 entry daha
  • albus dumbledore isimli zat-ı şahanelerinin hayat görüşü doğrultusunda yapılmış olan atamalardır.

    albus dumbledore; kişinin nereden geldiğinin, ne olduğunun bir önemi olmadığını düşünen, t.c. anayasası'nda da yer edinmiş olan eşitlik ilkesine sonuna dek bağlı olan ve her daim liyakat çerçevesinde hareket etmeye çalışmış bir yönetidir. remus lupin, deli-göz moody, rubeus hagrid gibi (bkz: outcast) kişilere olan inancı bunun en büyük kanıtıdır.

    rubeus hagrid isimli şahsa öğrencilik döneminden beri kol kanat germiş, ırkçılıktan gözleri kör olmuş diğerlerinin aksine, yarı-dev kimliğinin arkasındaki insanı görerek kendisine bir şans vermiş, rubeus hagrid de dumbledore'u hiçbir zaman bu kararından dolayı pişman etmemiştir. kendisi, okullu değil alaylı bir öğretmen olarak öğrencilere bir kere bile "bu bilgiler gerçek hayatta ne işimize yarayacak?" dedirtmemiş ve sihirli yaratıklar ile ilgili tecrübelerini gelecek nesillere aktarmış, insanlara hayvan sevgisi aşılamıştır.

    sybill trelawney, büyük kahin cassandra trelawney'nin alt soyundan gelmesi sebebiyle aynı yeteneklere sahip olması ihtimali ile mülakata çağrılmış, ilk başta başarılı bir performans gösteremese de mülakatın son anında karanlık lord hakkında yaptığı kehanet ile kendisini ispatlamıştır. dumbledore'un, trelawney'i işe almasının bir sebebi de yaptığı kehanetten dolayı "kendisi farkında olmasa da" hayatının tehlikede olması, dolayısıyla şato içerisinde güvende tutulması gerektiğinden dolayıdır.

    lockhart'a diyecek hiçbir şeyim yok adam tam bir aveldi ya.
20 entry daha
hesabın var mı? giriş yap