42 entry daha
  • doğduğum, hayatımın on (zorlarsak on buçuk) yılını geçirdiğim büyülü mekan.
    hiç bir zaman bodrumunun en alt katına kadar inmeye cesaret edemediğim,
    terasının tamamını hiç gezemediğim, ve büyük ihtimalle de artık gezemeyeceğim büyülü apartman.
    u şeklindeki avlusunda akşama kadar emrah ve esinle oynadığımız, kedileri beslediğimiz,
    aşağı bahçeye kaçan topları almaya gittiğimiz,
    kapısı çoğu zaman kilitli olduğu için eğik demirlerin arasından çiçekli bahçesine girdiğimiz yer.
    tam kendimi bilmeye başlamışken ayrıldım burdan.
    bu apartmanın ne olduğunun, nası büyülü bi yer olduğunun idrakına varamadan, taşındık.

    bikaç kere gittim taşındıktan sonra, avlusunda garip garip etrafa bakındım...
    sanki annem camdan çıkıp beni yemeğe çağıracakmış gibi.
    sanki esin'le emrah bi yerlerden çıkıp gelecekmiş, beraber bisiklete binecekmişiz gibi.
    sanki babam elinde poşetlerle bahçenin kapısından girecekmiş gibi.

    ama ne ben eski bendim, ne de oraya aittim artık.
    arkadaşlarım gelmedi, annem camdan seslenmedi bana.
    babam kapıdan girmedi.

    ben her gidişimde boğazıma bişeler düğümlendi,
    her gidişimde biraz daha yutkundum.
    her gidişimde anladım ki, ben oraya ait, oranın bi parçası değilim artık.

    her gidişimde acayip bi hüzün kapladı her yerimi, ağlayacak gibi oldum.

    hakkında çok şey bilmem. kaç yaşındadır, kim yapmıştır, kim tarafından ne için yaptırılmıştır...
    hiç haberim yok.
    artık bilmek de istemiyorum.

    tek bildiğim, garip bir şekilde özlüyorum burayı.
    çocukluk arkadaşlarımı mı, doğup kendimi bildiğim evi mi,
    terasındaki muhteşem manzarayı mı, bilmiyorum.
    tam unutur gibi oluyorum, bi yerden duyuyorum yine,
    bi şekilde karşıma çıkıyo, aklıma geliyo.

    bişi var burda abi, fena bağlanıyo insan buraya.
    altında yatır mı vardır nedir.
72 entry daha
hesabın var mı? giriş yap