muhsin kanadıkırık
-
hayranı olduğu eski bir ses sanatçısını, kaldığı huzurevinde elinde çiçeğiyle düzenli olarak ziyarete giden bir adamdır bu. krem rengi pardösü giyer. yalnız yaşar. rakı içer. çiçeklerini suni gübre, potas ve muhabbet ile besler. beyoğlu'nda ermeni bir kadının dairesinde kalır. miadını doldurmuş bir prodüktördür.
bir gün bir işe girişir. bir hayale ortak -hatta öncü- olur. ama iş sarpa sarar. bir süre, acımasız hayata onun öngördüğü kurallarla direnmeye çalışır. beceremez. dürüsttür. üçkağıdı eline yüzüne bulaştırır... teslim olur.
- nereye?
- teslim oluyorum.
- yo!
- ne kadar sürer ki bu kaçış, yoruldum artık. bu işin bedelini ödemek lazım. (...)
- gitme..
- ha.. bi de çiçeklerimi sula e mi? sularken konuş onlarla. seni duyarlar.... sevda hanım....
:'(
http://www.youtube.com/watch?v=r700fo_woti
edit: link ölmüş yenisini koyayım.
final part1: http://www.youtube.com/watch?v=u1y8-epdi9k&nr=1
final part2: http://www.youtube.com/…3l92djfvm78&feature=related
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap