30 entry daha
  • mesleki veya özel ilgi alanım olmamasına rağmen izlediğim videolar ve konferans sonucunda akla gelen soruları kısaca yanıtlamak istedim. internet haberlerinde ve youtube videolarında bile yalan yanlış cümleler kurulup kafa karışıklığına neden oluyorlar. yanlışlarım varsa düzeltmeye de açığım, umarım faydalı olur.

    1-müsilaj ne? daha doğrusu bu fitoplanktonların salgıladığı müsilaj ne?

    müsilaj mikro algler olarak da anılan, fitoplanktonların yani mikrobiyolojik bitkiciklerin stres koşulları oluştuğunda yani ölümleri yaklaştığında kendilerini korumak için salgıladıkları polisakkarit yapılı bir madde.

    2- peki neden şimdi ortaya çıktı?
    çünkü deniz aşırı besin yüklendi. hem besin açısından yüksek besinli ortam oluştu, hem de küresel ısınma nedeniyle 2-3 derece deniz suyu sıcaklığı da arttığından dolayı bir anda çok uygun koşullar oluştuğu için aşırı çoğaldılar. aşırı çoğalınca aslında çok fazla olan besini de bir anda tükettiler. besin maddelerinin tekrar denizde yerini alabilme süresine fırsat kalmadı.

    örneğin; 1 kişi günde 1 ekmek yese, 10 kişi 100 ekmeği 10 günde yer. 100 kişi 100 ekmeği 1 günde yer. sonra aç kalırlar. bu eve günde 10 ekmek gelse 10 kişi hiç ekmeksiz kalmadan yaşayabilir ama 100 kişi yaşayamaz.

    3- peki bu besin maddesi çok arttığından fitoplanktonlar da arttı, bu fitoplanktonları yiyen balıklar neden çoğalıp bunları azaltmadı? çünkü aşırı avlanmadan dolayı denizde yeterli balık yok, denizdeki kirlilik nedeniyle oksijen seviyesi de düşük ondan dolayı da balık az.

    bir de bu çok çoğalıp, yemek kalmadığından çok cenaze veren fitoplanktonlar ve bunların ölmeden salgıladıkları müsilaj artıklarını parçalayan bakteriler oksijenli solunum yapıyorlar. ciddi anlamda oksijeni de onlar kullandığından oksijen seviyesi daha da düşüyor.

    diğer yandan bu madde deniz dibindeki sabit deniz bitkilerinin de üzerlerini kapladığından, bu bitkiler ölüyor ya da yeterli oksijen üretemiyor. denizin ışık geçirgenliği azaldığından da deniz bitkilerinin fotosentez yapımı azalıyor.

    bir sonraki maddede söyleyeceğim etkiden ötürü deniz yüzeyi de köpüklü bir madde ile kaplandığından güneş ışığı etkisi de azalıyor, yani yine fotosentez azalıyor.

    4- müsilaj denizin dibindeki mi, denizde yüzen ipliksi burgulu yapı mı yoksa deniz yüzeyindeki şerbetsi köpüklü yapı mı? veya hepsine mi müsilaj diyoruz?

    müsilaj serbest halde deniz yüzeyinden aşağı doğru 30 metre civarında süzülüyor. sahile yakın yerlerde dibe çöküyor, bu şekilde deniz tabanındaki canlılığı olumsuz etkiliyor. denizin yüzeyinden alt kısmına doğru değişen seviyelerde havada yoğun bir geçiş katmanı gibi birikip, yalancı taban oluşturuyor. bu balıkların göç hareketlerini, yumurtlama karakterlerini vs. de olumsuz etkiliyebiliyor.

    yani yüzeydeki köpüklü yapı hariç diğer ipliksi sümüksü yapıya fitoplankton salgısı olan müsilaj diyebiliriz. denizdeki kirli görüntüyü oluşturan anormal görüntülü yapı içinde sadece müsilaj yok. müsilaj ile birlikte fitolankton ile beslenen etçil planktonlar, müsilaj üstüne kümelenen diğer mikrobiyal canlılar yani genellikle bakteriler, çürümesi başlamış müsilajı ayrıştıran bakteriler ile birlikte, deniz içinde organik bir çorba gibi bir yapı oluşturuyorlar.

    ölü planktonlar,beslenme artıkları ve çürümesi devam eden müsilajlar ise deniz yüzeyine çıkıp, koku ve görüntü kirliliği yaratıyorlar. rüzgarın etkisi ile doğal olarak kıyılarda, özellikle koylarda birikiyorlar.

    5- insan sağlığına olumsuz etkisi var mı? müsilaj yapısının kendisinin, insan sağlığına, özellikle ilk akla gelen şekilde cilde olumsuz bir etkisi yok. fakat bakteriyel parçalanma yoğunluğundan ve sirkülasyon azaldığından mikrobik canlılar daha fazla olabileceğinden, dolaylı olarak insan sağlığını olumsuz etkileyebilir.

    6- kanalizsyon atıklarının denize verilme yoğunluğu azaltılırsa bu olağan dışı durum doğal olarak da tekrardan gerçekleşir mi?

    hayır. bu kadar yoğun bir seviyede gerçekleşmez.

    7- marmadan başka bize yakın bir denizde, bu seviyede bir müsilaj sorunu görülmüş mü?

    evet, yunanistan ile italya arasındaki adriyatik denizinde bazı koylarda 1800'lerden beri görülüyormuş. sebebi kapalı bir deniz olması, yoğun nufusa bağlı yoğun deniz kirliliği, yetersiz oksijene, yoğun avlanmadan ötürü balık varlığının azalması ve bu olayın gerçekleşmesi için ideal sıcaklıkta olması.

    8- bu konuda ne yapabiliriz?
    haziran 2021'de marmara denizi bir kriz geçirdi ve şimdilik yüzeyler temizlenme sürecine girdi sayılır, müsilajın fazlası ise üst akıntı ile yaklaşık 15 metre boyuna şerit halinde ege'ye doğru aktığı söyleniyor.

    ömrümün bir kısmı kocaeli bir kısmı çanakkale'de geçti. körfezde dahi ben küçükken pırıl pırıl denize girdiğimiz zamanları hatırlıyorum. şimdi ise çanakkale'nin cam gibi denizi bile bu sorun ile karşı karşıya. deniz kendini onarıyor, yeter ki yeterli zaman verilsin ve verilen zarar azaltılsın. umuyorum ki gerekli tedbirler alınır da böyle sorunları bir daha yaşamayız. en azından çevre konusunda bu pis denizi gördüğümüzde şahıs olarak farkındalığımız artar.

    bu konuda ne yapabiliriz sorusuna gelirsek, doğanın bir parçası olduğumuzu tekrardan hatırlayarak, çevre sorunlarını dile getirenlere bir omuz vererek destek olabiliriz.
95 entry daha
hesabın var mı? giriş yap