7 entry daha
  • çocuklara ve yetişkinlere çevreyi tanımaları ve incelemeleri ve duyarlı bir toplum gelişmesi için eğitimcilere çevre eğitimi mutlaka verilmelidir. çocuk doğada özgürlük, hayal gücü için alan genişliği ve mahremiyet bulur: yetişkinlerin dünyasından uzak bir yer ve farklı bir huzur. (louv, 2010, s. 10). doğanın inan üzerinde sağaltıcı gücü yadsınamaz.
    birçok araştırma, amerikalı ailelerin serbest zamanlarının azaldığını, televizyon ve bilgisayarın önünde geçirdikleri zamanın arttığını, beslenme alışkanlıkları ve hareketsiz yaşam biçiminden dolayı yetişkinler hem de çocuklar arasında obezliğe daha daha sık rastlandığını gösteriyor. (louv, 2010, s. 38). çocuklar doğadan uzaklaşıp eve kapanıp hareket etmemesi durumunda obezite sayısı artmaktadır. bu salgın sürecinde hareketsiz ve doğadan uzak kalan çocukların beslenme alışkanlıkları değişti. evde vakit geçiren çocuklar bilgisayar önünde hareketsizlik kaldıkları için evde düşmeye ve kol ya da bacak kırılmalarına sebebiyet verdi.
    erken yaşlarda verilen çevre eğitimini şu atasöyle bağdaştırabiliriz. “ağaç yaşken eğilir.” farkındalık düzeyi artan çocuklar daha duyarlı bir toplum haline dönüşür. ve çocukların küçük yaşlarda bilinci sünger gibi olduğu için her verdiğimiz bilgiyi çeker.
    öğrencilerin yarısından fazlası doğa koruma alanlarına, parklara, hayvanat bahçelerine ya da botanik bahçelerine hiç gitmiyor. çoğu, soyu tehlikede olan bir tek bitki adı bile veremedi ve bu durumda olan yalnızca birkaç hayvan biliyordu. verboom-vasiljev, araştırmanın bulgularını anlatırken “soyları tükense özleyecek oldukları yaban hayvanlarının listesinde ağırlıkla televizyonlarda boy gösteren bazı sevimli memeliler ve diğer hayvanlar vardı. (louv, 2010, s. 41). çocuklar çevresindeki bitkileri ve sebzeleri tanımıyor. kendi hayatımdan örnekle bağdaştıracak olursam köye gittiğimde orda yaşayan kuzenlerin çoğu bitkinin isimlerini söylerken ben kendimin az bitki türü bildiğimi gözlemledim. gözlerim sonucunda şu yargıya vardım. doğayla iç içe olan kuzenlerim ve şehir hayatında dünyadan bir haberdar olan ben. doğadaki hayvanlardan ben korkarken kuzenlerim için yılan görmek sıradan bir şey haline dönüşmüşken benim için çok ürkütücü ve korkutucuydu.
    giderek daha çok öğretmenin iş yükünden bunaldığı bir dönemde, yeşil okulların ve açık hava eğitimlerinin öğretmenler üzerindeki sağaltıcı niteliklerine ihtiyaçları vardır. (louv, 2010, s. 262). biz öğretmenler olarak açık hava etkinliklerine daha sık yer verirsek kendimizde doğanın iyileştirici yönünden faydalanmış oluruz. doğadaki öğrenmeler sınıf ortamına göre daha fazla uygulayıcı ve hayata geçirmeye yöneliktir. bu sebeple mutlaka haftada en az bir günü çevre günü yapmalıyız.
    “atalarımızın tırmandığı o ağaçtan aşağıdaki araziyi seyretmekte, bizi çabucak iyileştiren özel bir şey vardı” dedi brooks. belki de o yüksek dallarda dinlemek, av olma tehlikesinin tehlikesinin tetiklediği adrenalin artışının ardından çabucak dinginleşmemizi sağlıyordu. (louv, 2010, s. 51). doğada geçirdiğimiz vaktin bizi sakinleştirdiğini söylenmektedir. insan bedeni itibariyle böyle kodlanmıştır.
    colorado eyalet üniveritesi'nin kooperatif kolu'nda danışman bahçıvan olan judy sedbrook, anne babalara, çabuk olgunlaşan ve çocukların tohumlarını kolayca ellerinde tutabilecekleri bitkiler ekerek, çocukların çoşkusunu teşvik etmeyi öğütlüyor: küçük çocuklar için sebzeler iyi bir seçimdir. çabuk çimlenir ve olgunlaştıklarında yenebilirler. çocuklarda normalde yemedikleri sebzeleri kendileri yetiştirdiğinde yiyebilirler. (louv, 2010, s. 209). evde ya da evin bahçesinde yetiştirmiş olduğumuz soğan, limon, biber gibi sebzeleri koparırken ayrı bir haz yerken ayrı bir mutluluk duyuyorum. çünkü yetişme aşamasını gözlemledim ve emek verdim.
    ağaçlık bir alana bakan bir odada yatan hastaların karşılaştırılması sonucu, ağaçlık manzaraya sahip hastaların karşılaştırılması sonucu, ağaçlık manzaraya sahip hastaların diğer gruba göre daha erken taburcu olduğu bulunmuş. michiagan hapishanesinde yapılan araştırmalar, belki de hiç şaşırtıcı olmayan bir şekilde, hücreleri hapishanesinde yapılan araştırmalar, belki de hiç şaşırtıcı olmayan bir şekilde, hücreleri hapishane avlusuna bakan bakan mahpusların, hücrelerinde çiftlik arazisi olan manzarası olan mahpulara göre yüzde 24 oranında daha fazla hastalığa, yakalandıklarını ortaya çıkarmış. (louv, 2010, s. 55). doğanın ve çevre eğitiminin çocuğa ve yetişkinlere sağladığı faydalara değinecek olursak çevrenin insanlar üzerinde iyileştiriciliği olduğu ifade edilmektedir.
    araştırmalar, deneklerin yalnızca bir akvaryumdaki balıkları seyretmelerinin, kan basınçlarını önemli ölçüde düşürdüğünü göstermiştir. ev hayvanı sahibi olmakla kan basıncının azalması ve kalp krizleri sonrası hayatta kalma olasılığının artması arasında ilişki kuran başka araştırma sonuçları da var. ev hayvanı sahibi olan kalp hastalıklarında ölüm oranının, olmayanların üçte biri oranında olduğu bulunmuş. (louv, 2010, s. 51). açık havada geçirdiğimiz zaman dilimlerinde endişelerimizin azaldığı söylenmektedir.
    örneğin yeni araştırmacılar, doğa ile temasın dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu'nun (dehb) belirtilerini azaltabileceğini, ayrıca bütün çocukların bilişsel yetilerini geliştirebileceğini ve olumuz baskılara ve depresyona karşı dirençlerini arttırabileceğini gösteriyor. (louv, 2010, s. 43). dikkat eksikliği bozukluğunun önlenmesi açısından çocukların doğayla iç içe, hayvanlarla iç içe ve bitkilerle iç içe olması gerekir.
    isviçreli araştırmacılar iki farklı gündüz bakım ortamında bakılan çocukları karşılaştırdılar. birinde, yüksek binalarda çevrelenmiş, birkaç bodur bitki ve tuğladan bir yol içeren sessiz bir oyun alanı vardı. “bütün hava koşullarında dış mekan” temasıyla düzenlenmiş olan diğer oyun alanı ise otlaklarla ve ağaçlıklarla çevriliydi ve hemen yanında, uzun ağaçlar ve büyük taşlar bulunan bir meyve bahçesi vardı. çalışmalar “yeşil” ortamda bakılan ve hava durumu ne olursa olsun her gün dışarıda oynayan çocukların daha iyi hareket eşgüdümüne ve konsantrasyon yeteneğine sahip olduğunu gösterdi. (louv, 2010, s. 128). sınav zamanlarında dikkatimizi arttırmak için doğa yürüyüşleri yapmayı tercih ederiz. doğayla iç içe olmamız sınavlardaki başarımızı arttırır. ve daha fazla odaklanmış oluruz.
    fin gençlerle ilgili bir çalışma, gençlerin üzücü olaylardan sonra genellikle doğal ortamlara gittiklerini ortaya çıkardı. orada zihinlerini temizliyebiliyor, geniş bir bakış açısı kazanabiliyor ve rahatlayabiliyorlardı. (louv, 2010, s. 61). bu araştırma doğrultusunda doğa bizim hayal dünyamızı geliştirir. ve olaylara bakış açımızı değiştirir. çünkü açık havaya çıktığımızda beynimize temiz oksijen gittiği için daha fazla odaklanırız. ve doğanın insanı sağaltıcı gücünden yararlanırız. ve kafamızın daha boş olmasını sağlar. sıkıntı ve dertlerimizden arınmış olur. doğa bir mucizedir.*
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap