7 entry daha
  • olli maki bugün niye bu kadar mutlu? finlandiya boks tarihinin en önemli maçına çıkacak olmasından dolayı mı? medyanın gözbebeği, ülkesinin gururu haline gelmesinden mi? kız arkadaşı raija’nın ona içtenlikle gülümsemesinden mi? olli maki’nin en mutlu günü, kariyerinin en önemli müsabakasına çıkmak üzere olan ve bununla pek de ilgilenmeyen bir boksörün hikâyesini anlatıyor. finlandiya’nın oscar adayı olmuştu.

    gerçek bir boksör olan olli maki'nin ringdeki birçok muhteşem başarılarından söz etmek pek mümkün değil. avrupa tüy sıklet boks şampiyonluğunu kazanmış ve dünya şampiyonu unvan maçına çıkmış bir isim elbette küçümsenemez lakin yönetmen juho kuosmanen, bu ilk uzun metrajında kamerasını ringden gerçek hayata çevirmiş. diğer tüm boks ve boksör filmlerinin aksine karşımızda boksu hayatının merkezine koyan, dünya şampiyonluğu unvanı peşinde kendini parçalayan bir karakter yok. ''kokkola fırıncısı'' lakabıyla sade, sıradan bir vatandaş var. olli maki, (jarkko lahti) şampiyonluklar kazanmış olsa da bunu işine olan saygısıyla, biraz da sevgisiyle başarmış bir karakter. kız arkadaşı raija’ya (oona airola) karşı hissettiği duygulardan emin olunca, bir yol ayrımına geliyor. bir tarafta yıllarını verdiği sporda en önemli unvan maçına çıkmak var: amatörlükten profesyonelliğe geçiş, sponsorlar ve bir menajer edinmek, reklamların yarattığı illüzyonun parçası olup kendine yabancılaşmak ama sonunda emeklerinin karşılığını almak. diğer tarafta ise bunları reddederek raija ile mutlu bir hayat kurma hayali: bir garantisi olmasa da gerçek bir duygunun peşinden gitmek, gerçek acıyı ve sevinci tatma şansı. boksörümüz öyle bir ikilemde kalıyor ki: ya galibiyetten başka bir sonucun akıldan geçirilmesi bile yasak edilen ama tatmin olarak karşılığını fazlasıyla veren bir keyfi yaşayacak ya da sevdiği kadınla birlikte doyasıya hayatı. olli maki'nin en mutlu günündeki tercihi ve unvan maçında yaptıkları, acaba 17 ağustos 1962 tarihini nasıl unutulmaz kılacak?

    alışık olduğumuz gibi dibe vurmuş ama zirveye çıkmaya çalışan hırs küpü bir boksör anlatısı yerine, sınırlarını bilen, sakin ve realist bir birey görüyoruz bu sade, minimalist ve naif siyah-beyaz filmde. yağmurlu havanın yer aldığı gece sahneleri büyüleyici. 60’lı yılların atmosferi nefis yansıtılmış. izleyiciyi karakterin vardığı yol ayrımına kadar gayet iyi taşıyan anlatı, beklenti yaratan ve hikayenin kırılma noktası olan şampiyonluk maçının hakkını biraz daha fazla verebilirdi; sonucundan çok, film içindeki yeri açısından. bu da bir nazar boncuğu olmuş diyeyim. bütün olarak bakılınca olli maki’nin en mutlu günü, kuzey avrupa sinemasının kendine has sıcacıklığını barındıran ve sinemadan mutlu ayrılmanızı sağlayacak tatlılar tatlısı bir film.

    yaz dedi, yazdım..
5 entry daha
hesabın var mı? giriş yap