saved by the bell
-
çağımızın kültür hazinesi (!) olan bir forward mailde bu deyimin çıkış yeri şöyle anlatılıyordu. hicbir yerine dokunmadan copy paste yapıyorum.
>ingiltere eski ve küçük bir yerdi, insanlar ölülerini gömecek yer
>bulamamaya başlamıştı. bunun için mezarları kazıp tabutları çıkarıyor,
>kemikleri bir "kemik evi"ne götürüyor ve mezarı yeniden kullanıyorlardı.
>tabutlar açıldığında her 25 tabutun birinde iç tarafta kazıntı izleri
>olduğu görüldü böylece insanların diri diri gömüldüğü ortaya çıktı. buna
>çözüm olarak cesetlerin bileklerine bir ip bağlayıp bu ipi tabuttan
>dışarıya taşıyarak bir çana bağladılar. bir kişi bütün gece boyu mezarlıkta
>oturup zili dinlerdi. buna mezarlık nöbeti "graveyard shift") denirdi.
>bazıları zil sayesinde kurtulur ("saved by the bell") bazıları da "ölü
>zilci" (dead ringer) olurdu.
"ingiltere küçük bir yerdi" ile baslayan cümleyi görünce, "ulan, hani üzerinde güneş batmayan ülkeydi" dedim ve kısa devre yaptım.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap