24 entry daha
  • greenpeacee veya baska cevreci orgute katilmamamin nedeni erken yasta kalpten gidecek olmamla ayni neden: bir suru yanlis/eksik arguman duyuyorum, sinir hastasi oluyorum.

    arkadaslar, hayvanat bahcelerinde bilimsel arastirmalar da yapilir, duzgun olanlarinda yani. yoksa sirf biz gidip mal mal bakalim diye kurulmuyor onca altyapi. arastirma deyince de milletin aklina nazilerin testleri falan gelmesin, bildigin doktora ogrencileri gelir burada tezlerini yazarlar. yani evet egitim degeri buyuktur, oraya giden cocuklarla sinirli degildir, yok diyeni o kafeslerden birine tikmak lazim.

    ikincisi, dandik kosullarda hayvanlarin tutulmasi, sirf sergi maksadini birak bilimsel yarari olsa dahi yanlis elbette. ama her hayvanat bahcesi de oyle standart gelmiyor, dana gibi olanlari var. mesela disneyinki dogal park mi hayvanat bahcesi mi belli degil. haa simdi bunlari ele alirsak da durum oyle anlatilan tutsaklik/cezaevi klisesine kiyasla daha karmasik ve dogru/yanlis sinirlari bulanmis bir hal aliyor.

    ornegin, bir hayvani alip iyi kosullarda (saglik bakimi, ciftlesme sansi, iyi yemekler, yeterince alan) tutsak etmek, o hayvanin daha genis alanlarda ama surekli korkuyla, aclik tehlikesiyle yasamasindan daha mi kotu? cemiskezek hayvanat bahcesindeki goril kafayi yiyor olabilir ama san diego'dakiler hayatlarindan epey memnunlar. ustelik goril demisken, bunlardan kalmis topu topu 50 bin tane, bir stadyum dolusu adam kadar yani.

    isin asli, biz de ayni ikilemle karsi karsiyayiz her gun ve "secimimiz" belli. dileyen ormana gidip ben ozgur olacagim diye takilabilir. into the wild izler, grizzly man izler gaza gelir, sonra isler ters gidince acliktan yavas yavas olebilir. ama pek kimsenin buzzugu yemiyor, evinin konforunda kitap okumak, yemegini marketten almak pek tatli. hani derseniz "ama biz bunu kendimiz seciyoruz, o hayvanlarin iyiligi icin bile olsa onlar adina secim hakkini biz nasil kullaniriz", siz su yasadiginiz hayati bok seciyorsunuz. baska birileri o secimi sizin icin yapmis, gecmis olsun. nitekim ormana gidip kendi kralliginizi ilan edemezsiniz; ilkogretim zorunlulugunu takmamayi tutun da, vatandaslik nosu olmamasina (yani sistemde kayitli olunmamasina), askerlikten tutun da avlanma yasagina kadar 50 ayri kanun cignemis olursunuz. into the wilddaki adam da yasak bolgede izinsiz yasiyordu zaten.

    bazi hayvanat bahcelerinde dogadakinden de kotu yasama kosullari saglaniyor ve insan ornegindeki paralellik burada da devam ediyor: bazi devletler, sistemler, halklarina neredeyse ormanda (devletsiz bir duzende) elde edeceklerinden daha kotusunu sunuyorlar.

    sen hic bunlarin ustune kafa yorma, hapishane filan diye kestirip atarak animal liberation front kumandanligina ozen, ahlakli ol, hakli ol. oooh. ahlak gibi insan uydurmasi bir kavram bile tembel bir dusunce sistematiginin tekeline girmemeli, duruma gore degisir isin o kismi.

    neyse yahu, neye niye neye kismet. diyecegim suydu: neredeyse her hafta hayvanat bahcesine gidiyorum primatlara bakmaya. gunde iki-uc saat falan cam bir bolmede ziyaretcilerle burun buruna geliyorlar. epey boktan bir durum cunku bir suru cocuk var, gurultu patirti, fotograf makinelerinin flaslari, cama vuran mandalar.. hayvanlar sikilip arkalarini donuyorlar cogu zaman, bazen de tepede bir yerde konuslanip uzaktan izliyorlar insanlari. sempanzeler mesela. insan gibi gozleriyle bakiyorlar bagrisan cigrisan kalabaliga. lan diyorum, arada cam var ama asil bolme bizim taraftaki, bu herif resmen tv izler gibi bu maymun surusunu gozluyor. hayvanat bahcelerinin bir yarari da bu; sokrates in dedigi gibi kendini tani.
185 entry daha
hesabın var mı? giriş yap