24 entry daha
  • hani bazen sözlükte bi entry okursunuz da "lan adam dalgasına mı yazmış yoksa ciddi mi, ironi mi bu gerçek mi" diye sorarsınız ya, işte öyle bi film. bütün film boyunca "lan bu amerikan propagandası mı, amerikan eleştirisi mi" diyerek seyrettim.. ve hala da tam anlamış değilim.

    eğer o mülteci kamp görüntüleri, sakat kalmış insanlar, ölüm kusan rus helikopterleri sahnelerini atarsanız rahatlıkla kalan her sahneyi amerika'nın anlamsız komünizm nefreti, cehaleti falan konulu başka bi filmde kullanabilirdiniz çünkü. ama yok, bu vahşet sahneleri var, demek ki diğer sahneler ironi değil gerçek. e ama.. çok çocukça lan. televizyonun başından kalkıp "komünist piçler" diyerek yatağına giden bi charlie wilson görüntüsü.. manası ne ki..

    neyse, filmi film olarak değerlendirmek gerekirse, ortada gerçek bi film bile olmadığını söylemek gerek. ama zaten bunu hedeflememiş, az biraz gayrı ciddi bi üslupla tarihi anlatmaya soyunmuş o kadar. yoksa başta bi şey olacak, o şey karakterleri değiştirecek, gelişme yaşanacak, ve finale ulaşılacak tarzı şablon bi hikaye anlatımı yok zaten filmde. eh, o zaman boşverebiliriz filmi film olarak eleştirmeyi.

    charlie wilson'ın ofisini çok beğendim bu arada, dekorunu değil muhteviyatını tabii ki ehehe.. bi de o dindar teksaslı'nın kızı aklımı aldı, sonrasında filme konsantre olmam bi on dakika sürdü wilson'ın evindeki halini gördükten sonra. gömlekli, altı çıplak, topuklu, düzgün bacaklı, bal dudaklı.. ne diyordum ben nerde kalmıştım.. ha tamam film diyorduk. güzel karıydı.. eaahhhh.. aklım dönüp dolaşıp karıya gidiyor. kestik.
27 entry daha
hesabın var mı? giriş yap