614 entry daha
  • çocukluğumu yaşayamadım. evde terzilik yapan anneme yardım etmekle geçti. yaşıtlarım sokakta oynarken ben evde çalışmak zorundayım. daha 9 yaşımdaydım. ne zaman sokakta ailesiyle beraber kağıt toplayan 8-10 yaşlarında suriyeli çocuklar görsem aklıma çocukluğum gelir. bu yaştaki çocukları baskı ve korku ile köleleştirmek kolaydır. çocuğun içten içe neler yaşadığını, içinde ne fırtınalar koptuğunu, kulakları sağır eden bir sessizliği insanlar fark etmezler. hayat fakir aile çocukları için yenilgi ile başlar.

    çocukken en çok ailesi ile birlikte deniz kenarına tatile giden arkadaşlarıma imrenirdim. ben denizi 17 yaşında gördüm, 1977 yılında... ilk olarak marmara denizini gördüm. yüzmeyi de burada öğrendim.
    1966-1976 yılları benim için tam bir kabustu... sorumsuz işsiz cahil bir baba, çocuklarını ezerek evini geçindirmeye çalışan sevgisiz büyümüş cahil bir annenin çocuğuydum. hayata tutunmak için anneme destek olmak zorundayım. ama hiç bir zaman taktir edilmedim.

    çocuklar çevrelerindeki arkadaşlarından gördüklerini ya da tv reklamlarında gördüklerini isterler. isteyip de elde edememek çocuk ruhunu yaralar. benim o kadar çok yaram var ki... örneğin muz (anamur) lüks bir meyve idi. senede 1-2 kez yiyebilirdim hepsi o kadar. keza tavuk satın almak durumunuzun iyi olduğuna işaretti. tavuk pahalıydı. keza çikolata da öyle... benim çocukluğumda buzdolabı lüks sayılırdı. buzdolabı olan aileler komşularına hava atmak için buzdolabını evin salonuna koyarlardı. siyah-beyaz televizyonlar ilk çıktığında inanılmaz pahalıydı. çok az ailede bulunur, komşular trt'nin haftada bir gün yaptığı yayınlarda televizyonu olan eve akın ederlerdi.
    beni en çok üzen ve utandıran şey, mahalledeki arkadaşlar güzel pantolonlar ile dolaşırken ben diz kapağı yamalı pantolonla dolaşmak zorunda kalırdım. kızlar yanıma geldiğinde pantolonumun diz kapağındaki yamayı elimle kapatmaya çalışırdım.
    normal bir annem, babam olmasını çok isterdim ama hayata 3-0 yenik başladım. babam vefat edeli neredeyse 13 sene oldu. annem halen gençliğindeki gibi agresif ve bencil... huylu huyundan vazgeçmiyor maalesef... insanlar 40'lı yaşlarda kendilerini düzeltemiyorsa bu yaştan sonra düzeltmesi neredeyse imkansız oluyor. hele bir de cahilse... ben ne annemin ne de babamın bir tek roman ya da öykü okuduğunu hiç görmedim.

    hayat işte... kimi çocuklar pamuklar içinde zengin varlıklı güçlü ailede doğar kimileri de sefalet ve yokluk içinde...

    siz siz olun, insan gibi bakamayacağınız çocukları dünyaya getirmeyin. çocukken mental olarak yaralı büyüyen çocuklara hayat ölünceye kadar ağır gelir, bunu unutmayın. dünyaya getirdiğiniz çocuklar arkanızdan küfretmesin...
539 entry daha
hesabın var mı? giriş yap