7 entry daha
  • sulhi dölek’in ağzından; çağımızın nasreddin hocası, saçmanın mantığını en iyi işleyenlerdendi suavi süalp.

    oğuz aral da şöyle anlatıyordu o günleri:
    ‘’... kendisine gırgır’da birlikte çalışmayı teklif ettim*¹. kapaktan manşet verdik; ‘’suavi süalp gırgır’da’’ diye. ama ondan sonra suavi’yi koydunsa bul yerinde. bekle bekle suavi gelmez. neden sonra kapıda o güleç yüzüyle gözüktü: ‘oğuz geç kaldım ama öyle espriler buldum ki, gülmekten kırılacaksın’ dedi. ceplerini karıştırmaya başladı. anladığım kadarıyla esprileri yazdığı kağıtları arıyordu. paralar filan çıktı cebinden. neden sonra pantolonunun çakmak konulan cebinden küçük bir kağıt buldu. başladı bana okumaya; ‘seçme saçmalar... senin de çekilecek bir tarafın kalmadı... imza: halat’ deyip gülmeye başladı... okumaya devam etti. okudukça okuyordu. bir aralık düşündüm, bu kadar çok şey bu küçücük kağıda sığar mı diye. imkansız sığmazdı. elindeki kağıdı aniden çekip aldım... bir de gördüm ki elimdeki kağıt bomboş değil mi?.. suavi süalp o kadar espriyi doğaçtan yapmıştı... zaten mizahı bu idi... onları yaz dedim... aynı güzellikte yazamadı... espriyi o an doğaçtan yapmıştı çünkü... oturup bir masaya espri üretecek, bunun için uğraşacak biri değildi... espriyi her an, konuşurken yapan bir tarzı vardı. mizaha ‘’saçma’’yı sokması en önemli yanı idi... yerinden hiç sarsılmaz gibi görünen kalıp sözleri sonu bir uyakla biten bir cümle ile abuk sabuk bir hale sokmak, suavi’nin mizahımıza soktuğu bir üslup idi... ve sonraki kuşağa kalacak en önemli yanı bu ‘’üslup’’tur... şimdi frenklerin yapmaya çalıştığı ‘’absürd mizah’’ gibi bir tarzı suavi yıllar önce getirmişti...’’

    *¹: oğuz aral, gırgır’ı 1972’de çıkardığında ortalığı kasıp kavuran ‘’tek kişilik’’ bir mizah dergisi vardı. bir kişinin tek başına yazıp-çizdiği absürd çizgi romanlardan oluşan bu 16 sayfalık derginin adı: ‘’salata’’, derginin yazarı-çizeri de; suavi süalp’ti... oğuz aral, bir süre sonra en büyük rakibi olan ‘’salata’’yı, bu derginin tek elemanı olan suavi süalp’i transfer ederek çökertmişti.

    ’’zavallı behçet’’, ’’meşhur rezaletler’’ kitaplarından ikisidir, 70’li yıllarda senaryosunu yazdığı komedi-seks filmlerinin yanında ’’gene iyi dayandık’’ adlı kitabı yazmıştır.

    şeyh ahmed’in torunu
    anasının kuzusu
    sahte kabadayı
    sev beni behçet
    başımı belaya sokma
    öpme sev
    vur davula tokmağı

    kara atmaca nın intikamı
    yumrukların kanunu
    severek döğüşenler
    ölüm yolcuları
    damgalı adam
    beş fındıkçı gelin
    korkunç arzu
    fişek necmi / kasımpaşa’nın belalısı
    ava giden avlanır
    eller yukarı

    hamza dalar osman çalar
    olmaz böyle şey

    gecelerin hakimi
    meyhane gülü
    baldız
    sıkı dur geliyorum
    senaryosunu yazdığı filmlerden bazılarıdır.

    ‘’yaşamı boyunca hep karagöz’ü oynadı’’ sözleri, üsküdarlı hemşerisi yine oğuz aral’a aittir.
    elinde dinamitle mekan basan sakar şakir’e, sarı bir adamın verdiği: ‘’ne istiyorsun beyan et abi!’’ cevabıyla,
    ’’bildiğin en tesirli duayı oku’’ diyen barut osman’a ‘’manyaksan manyağım desene oğlum’’ diyen avanak apdi’siyle
    ve ustamdı diyen cihan demirci’nin anlattıklarıyla: telaşlı, naif ve hep geç kalmış bir adam olarak, hatıralarıyla gönlümüzde tekrar canlanıyor suavi süalp.
11 entry daha
hesabın var mı? giriş yap