27 entry daha
  • inanılmaz ama gerçekten inanılmaz komik şahsiyet. konu komedi olduğunda sahnedeki adam hakkındaki düşünceler çok fazla göreceli olabiliyor, farkındayım. ancak, komik olma durumunun göreceliliği olgusunu, olabildiğince çok kişiyi aynı anda güldürerek bertaraf edebileceğini düşündüğüm tek komedyendir kendisi. yemen asıllı bir ingilizdir, bu ona garip bir ingiliz aksanı verir. müzisyendir, esprilerini genellikle müzikle zenginleştirir. insan üstü bir zekaya sahiptir, bu durum esprilerine derinlik verir. ha bir de, bir başka örneğini tim burton filmi ed wood'da şahit olduğum kadarıyla, ed wood gibi crossdresser'dir, ama gösteriler boyunca bu konuyla ilgili çok fazla espri üretmez, seyirci de bir süre sonra bu durumu farketmez. ki öylesine bir özgüven sergileyen şey bir insan değil mars'dan gelme bir ucube bile olsa, gösterinin akışı içinde unutulur gider. elde etme kolaylığının da etkisiyle en çok bilinen gösterisi olan dress to kill, genellikle en iyi gösterisi olarak lanse edilir. ancak kanımca ilk gösterilerinden biri olan definite article, ondan bir adım öndedir. glorious tam bir beyin fırtınası şeklinde geçer, esprilerin referans noktalarını tam anlamıyla anlayabilmek için defalarca izlenmelidir. unrepeatable'da espriler biraz daha basittir (market ortamı, hayvanlar alemi vs.) ama bu gösteri de en az glorious kadar etkilidir. dress to kill'in gücünü anlamak için yalnızca san francisco'nun kısa tanıtımını yaptığı giriş bölümünü izlemek bile yeterlidir. ancak circle gösterisinin kaydı, kendisinin de belirttiği gibi diğerlerine göre zayıftır. buna sebep olarak da, komedi anlayışı kıt new york seyircisini gösterir. gösteri süresince her espriyi alkışla ve ooov, vuuuu, iyaao gibi garip talk show efektleriyle bölen seyirciyi, ''alkışladığınız zaman gösteri bitti sanıp kulise yöneliyorum, en sonunda alkışlayın'' gibi bir cümle ile uyarır, seyirciler arasından bir kişinin bir espriyle ilgili kendisine cevap vermek istemesi üzerine ise ''just shut the fuck up'' diyerek tepkisini nacizane belirtir. bu ortamın performanısını düşürdüğü rahatlıkla anlaşılabilir. genellikle seyircinin iyi olduğu diğer gösterilerinin sonunda kulise yönelir, daha sonra alkış, tufan, hezeyanın devam etmesi üzerine gelir ve son bir kapanış oynar. ancak circle gösterisinde tahmin edilebileceği gibi gider ve geri dönmez, zaten seyirci de çok ısrarcı olmaz, neyse.

    eddie izzard gibi bir dehanın türkiye'deki muadilinin cem yılmaz olduğunu söylemek, kanımca cem yılmaz'a haksızlık, eddie izzard'a ise ayıptır. zira cem yılmaz sahneye çıkar, kendisine komik gelen ve aralarında askerlik anılarının da olduğu! hikayeler anlatır, savunmasız seyirciye geçirir ve sahneden iner. eddie izzard ise hiçbir gösterisinde seyirciye sarmaz, başından geçen olayları anlatmaz, yaptığı esprilere kendisi gülmez, yalnızca kurgular, kurgular ve kurgular. gösterinin en başında yaptığı ince bir espriyi getirip gösterinin en sonundaki bir olayla bağlar, bunu da genellikle gösteriyi çok dikkatle izleyen seyirci ya anlar ya da anlamaz. bir komedyenden beklenmeyecek ölçüde dünya siyasi tarihi bilir, hemen hemen her esprisinde alttan bir mesaj verir, kraliçeye giydirir. tabi ki eğer bu adam dünyanın en önde gelen komedyenlerinden biriyse, bir şekilde ona benzemek elzemdir. bu durum, sürekli üç erkek ve bir kız karakterin komik maceralarının anlatıldığı how i met your mother, it s always sunny in philadelphia ya da unhitched gibi dizilerin, tüm zamanların en iyi sitcom'u olarak kabul edilen seinfeld'e son derece benzemesi gibi bir durumdur sanırım.

    ezcümle, izleyiniz, izlettiriniz. en bilinen şakası cake or death gibi daha ne şakaları var diğer gösterilerinde, benden söylemesi.
72 entry daha
hesabın var mı? giriş yap