• özet:
    enginev satış personeli siparişini verdiğimiz gri ve antrasit rengindeki koltukların renk kodlarını sözleşmeye yanlış yazıyor. bunun üzerine evimize gri ve şirine mavisi renginde 2 adet koltuk teslim ediliyor. değişim talebinde bulunduğumuzda çeşitli yalanlar uydurularak onları dolandırmaya çalıştığımız imasıyla karşılaşıyoruz ve değişim talebimiz reddediliyor.

    ------------------------------

    herkese merhaba.

    bilenler bilir, sedatın sözlükte kafasına göre kararlar aldığı zamanlardaki suser direnişi ve entry silme eyleminden beri yazmayanlardanım.
    (bkz: 13 mart 2016 1 milyon entry silinmesi)
    tabi şimdi düşününce alınan kararlar kullanıcı deneyimi için makul şeylermiş. yine de sözlüğü sözlük yapan suserleri bok yerine bile koymayıp feodal beyliğini ilan etmeni haklı çıkarmazdı sedet efendi. neyse konumuz bu değil.

    sosyal medyada olmadığım için sesimizi en azından sözlükten duyuralım istedim. belki ayak üstü adam şupşuplayan enginev firması ve şark kurnazı satış elemanının foyası ortaya çıkar da bu firmadan alışveriş yapacak insanlar için bir fikir olur.

    rezaletimizin konusu şu şekilde;

    aralık ayında uzun süren araştırmalar sonucunda annem ve ablam pendik enginev şubesinden koltuk takımı beğeniyorlar. görsel
    bir adet üçlü ve bir adet ikili bu takımın fiyatı 30 bin tl. * annem beni arıyor ve iskeletin gürgen ağacından yapılmış olması, enginevin zihnimizde iyi bir imaja sahip olması gibi sebeplerden ötürü koltuklara ısınıyoruz. annemler salonu komple değiştirdikleri için koltukların rengi de önemli ve mağaza görevlisine renk/kumaş alternatiflerini soruyorlar. mağazadaki satış görevlisi murat bey bu koltuklar için tek kumaş tipinin olduğunu ve renk olarak da sadece showroomda yer alan açık gri ve antrasit renklerini seçebileceklerini söylüyor. annemler bu iki rengi beğeniyorlar ve koltuklardan birinin istedikleri gibi özel ebatlarda üretilebileceği taahhüdünü alıp mağazadan ayrılıyorlar.

    ablam birkaç gün sonra mağazaya tek başına gidiyor. açık gri ve antrasit renkteki koltuklar için sipariş oluşturuyor ve nakit ödeme yapıyor. koltukların en geç 30 gün sonra üretilip ev adresimize teslim edileceği bilgisiyle mağazadan tekrar ayrılıyor.

    yaklaşık 2 hafta sonra evin diğer ihtiyaçları için bu sefer annemle ben, enginevin aynı şubesine giriyoruz ve koltuklar gelmeden bir de ben göreyim diye düşünerek murat beyefendiden yardımcı olmasını istiyorum. fotoğraftakiler gibi gri ve antrasit renkteki koltukları gösteriyor ve alışverişimize devam ediyoruz. (bu kısmı ileride doğabilecek soru işaretlerini gidermek için anlattım.)

    tam 30 gün sonra telefon alıyoruz ve teslimatın 4 gün gecikeceğini haber verip özür diliyorlar. sorun değil deyip telefonu kapatıyoruz.

    teslimat sonunda geliyor ve koltukların kurulumunu yapıp evden ayrılıyorlar. ben evde olmadığım için annemden fotoğraf çekip yollamasını istiyorum ve bir de ne göreyim, koltuğun birisi salonun ortasında, şirine gibi mavi mavi parlıyor. mavimsi (erkeksi gayi hatırlayalım) değil anlı şanlı masmavi.

    annemi arıyorum ve “e anne bu koltuk mavi??” diyorum. bu tip işlerde panik olduğu için yanlış rengin geldiğini farkedemeyen annem “ama bir gariplik olduğunu farkettim, baktığımızdan çok daha koyu olduğunu babana söylemiştim” diyerek beni dumura uğratıyor. emin olmak için “siz rengini sonradan değiştirmiş olabilir misiniz?” diye soruyorum ve mağazada seçtikleri koltuk için başka renk olmadığı, murat beyin herhangi bir renk kartelası göstermediği cevabını veriyor.

    telefonu kapatıp kendi kendime, "ulan murat, insanlığa olan inancımı senin yüzünden biraz daha kaybettim" diyerek söyleniyorum. alt tarafı mağazaya gelen müşteriye güler yüz gösterip istedikleri mobilyaları sözleşmeye doğru geçireceksin. ne kadar zor olabilir ki değil mi?

    başımıza gelecekleri sezmiş bir vaziyette ahanda boku yedik diyorum ve murat beyi arıyorum.
    ben: “murat bey, biz açık gri ve antrasit renkte koltuklar sipariş verdik. mavi nereden çıktı?”
    murat bey: “emin misiniz efendim mavi olduğundan?” diyor ve ses tonundan boncuk boncuk terlediğini anlıyorum.
    b: “emin değilim. annem fotoğrafını gönderdi ama bayağı mavi yani.”
    m: “fotoğraf yanıltıyor olabilir efendim. üstelik mağazadaki ışıklar evinizdeki ışıklardan farklı olduğu için farklı gelmiş olabilir. 2 gün sonra mağazaya gelip numune getirebilir misiniz?" diyor.
    b: "annemden bir de flashlı çekmesini isteyeyim." diyorum ve numuneyi mağazaya götürmenin mantıksızlığını idrak ettirmeye çalışarak telefonu kapatıyorum.

    annem flashlı fotoğrafı atıyor ve koltuğun maviliğinden emin oluyorum. yani platon için elmayı elma yapan şey nasıl onun elmalığıysa bu renk de benim için maviliğin form kazanmış hali oluveriyor.

    tekrar murat beyi arıyorum ve koltuğu antrasit renk ile değiştirmek istediğimizi söylüyorum. o kibar ve naif murat beyin yerine başka birisi geliyor ve konuşmama bile izin vermeden "efendim allahtan korkun, anneniz önce antrasit seçti. sonra şişman bir bayanla tekrar gelip mavi olsun demedi mi?" gibi naralar atmaya başlıyor. ulan konu buraya ne ara geldi diye dumur oluyorum ve tartışmaya çok fazla girmemek için "murat bey bu koltukların renk kodları sözleşmede yazmıyor mu? orada ne yazıyor bakalım." diyerek telefonu kapatıyorum.

    bizdeki ve onlardaki sözleşme nüshasında da 146_01 batum ve 145_01 batum kodlarının yazdığını görüyorum. peki nedir bu renklerin karşılığı diye sorunca da 145_01 batum için mavi, 146_01 batum için açık gri etiketlerinin yazılı olduğu görseli whatsapp'tan bana iletiyor. anlatılanları iyi takip edenler farkına varacaktır ki bize daha önce bir renk kartelasının olmadığını, sadece gri ve antrasit renklerin olduğunu söyleyerek satış yapmıştı.

    ben daha sonra "ulan bu adam renk etiketlerinin yerini değiştirip bizi yemeye çalışıyor olmasın" diye işkillenerek başka bir şubeye gidiyorum ve gerçekten de dediği gibi sözleşmede yazan renklerin gri ve mavi olduğunu teyit ediyorum. "neyse en azından o kadar çirkin insanlar değillermiş" diyerek rahatlıyorum. yani sonuç olarak durum şu ki: sözleşmeyi hazırlarken murat efendi renk kodlarından birini yanlış yazıyor ve özel üretimi yapılan bu koltuğu değiştirmek kendisi için büyük külfet olacağı için koltuğu bize kakalamaya çalışıyor. (başka teorisi olan varsa yeşillendirebilir.)

    neyse efendim, annem tüm bu olanlardan sonra artık son sözünü söylemek için mağazaya tekrar gidiyor. murat bey, mağaza müdürü ve avanesi annemin mağazaya geleceğinden emin bir şekilde onu hemen karşılıyorlar. murat bey annemin renk değişikliği yaptığı yalanını tekrar söylüyor. üstelik montaj ekibinden birisinin kendisini aradığını ve koltuğu annemin pek beğenmediğini, "bu hanfendi koltuk rengini beğenmedi, her an değiştirmek isteyebilir." dediği yalanını uyduruyor. yani bildiğiniz paramızla rezil olur vaziyete geliyoruz.

    annem mağazaya 1 sefer koltuğu beğenmek için, 1 sefer de oğluyla (benimle) başka mobilya alışverişi yapmak için geldiğini söylüyor. murat beyin dediği gibi şişman bir hanfendiyle tekrar gelip renk değişikliği talebinde bulunduysa kameralarla ispat etmesini istiyor. üstelik murat beyin ona herhangi bir renk kartelası göstermediğini, gri ve antrasit renkleri seçebileceklerini söylediğini, bu yüzden mavi rengi beğenip seçmesinin imkansız olduğunu söylüyor. mağazadaki başka bir koltuğun üzerindeki mavi rengi seçmesi de imkansız çünkü aldığımız koltuğun kumaşı ve rengi sadece o koltuk için üretiliyor.

    annemin dediğine göre murat bey mağaza müdürüne yaklaşıp "efendim ben karşılayım bedelini madem." diyor ve mağaza müdürü "öyle şey yaparsan kovarım vallahi seni." diyerek cevap veriyor.

    sonuç olarak, annem: "haram zıkkım olsun, size dava açacağım" diyerek olay yerinden uzaklaşıyor. ben son uyarı olarak murat beye whatsapp üzerinden "annemlere renk kartelasını gösterdiğiniz mağaza güvenlik kemerası görüntülerini yarın sabaha kadar bana atmazsanız sosyal medyanın gücünden sizi haberdar edeceğim. bunu patronunuza da söyleyin" diye yazıyorum ve bekleyişime başlıyorum. tabi ki herhangi bir görüntü gelmiyor.

    işin kötü tarafı sözleşmedeki renk kodları en başta yanlış yazıldığı için tüketici mahkemesinden nasıl bir cevap alacağımızı bilmiyorum. burada tüketiciyi savunan bir mekanizma var mıdır, bilen suserlerden yardım talep ediyorum. sonuçta annemler gri ve antrasit olmak üzere renk taleplerini sözel olarak belirtmişler ama sözleşmeye yazılan renk kodlarının karşılıklarını doğal olarak takip edememişler. (ki takip edebilecekleri bir renk kartelası da kendilerine gösterilmemiş.)

    şahsen koltuğun renginin değiştirilmesi artık çok umrumda değil. enginev tarafını ilk aradığımda karşılaştığım savunmacı, agresif ve yalanlara başvuran tutumlarından dolayı bunun bir karşılığının olması gerektiğini düşünüyorum. "e kardeşim sadece satış personeli böyle, enginev'i marka olarak bağlamaz" diye de düşünemiyorum çünkü mağaza müdürü de aynı kafada ve müşterilerine çok basit bir şekilde yalancı ithamını yapıştırabiliyorlar.

    burada sakin sakin anlattığıma bakmayın. insan gerçekten hayret ediyor. hayretimden sinirlenmeye vakit bulamadım.

    edit: arkadaşlar başlık gündem olursa şirine mavisini hepinize göstereceğim.

    edit 2: koltuğun rengi bu
    edit 3: şirineden kendisini bu ucubeye benzettiğim için özür diliyorum.
    edit 4: salonun diğer kısmını görmeden mavi rengi yakıştıran arkadaşlar lütfen sakin olun ve olaya odaklanın.
100 entry daha
hesabın var mı? giriş yap