6 entry daha
  • "nitekim yanlış anlaşıldığımı düşündüğüm için dün oturup size bir mektup yazdım. bunu eğer paylaşmak isterseniz yarın belki gazetelerde de herkes okur..."

    bu mudur? niyet neşet ertaş'tan özür dilemek mi? yoksa kamuoyu baskısının önünü almak mı? ne bu, mektubu paylaşmak isterseniz, yani; bi mektup yazdım bunu gazetelere verin de kamuoyu baskısı azalsın.

    olayların buraya kadar olan bölümünde nil karaibrahimgil'i eleştirmiyordum. sadece müzikle uğraşan bir ailenin kızı olarak bilmemesine şaşırmıştım. neşet ertaş sayemde tanındı sözünün ise çarpıtıldığı çok barizdi. kastı başkaydı ve kasttettiği şey doğruydu. evet, gerçekten neşet ertaş'ı bilmeyen, duymayan, dinlemeyen gençler var ve bunların çoğu muhtemelen nil karaibrahimgil'i dinliyor. maksadını aşan bir ifade kullanmış olsa dahi ana fikir olarak öyle bir şey demek istememişti. ama yaptığı bu telefon görüşmesi ve telefon görüşmesi sırasında kullandığı ifadeler; bir büyük ustaya karşı olan mahcubiyetten ziyade üzerine gelen kamuoyu baskısına karşı atılmış bir adım gibi duruyor. hoş olmadı. ben size diyorum, mektup da yazıyorum siz bir zahmet gazeteye verin, herkes okusun. muhtemelen mektubu gazeteye veren nil karaibrahimgil.

    bu telefon görüşmesini kayda almak, mektubu gazetelere vermesini tembihlemek, nihayetinde mektubu gazetelere vermek. özür kabahatinden büyük derler ya, o hesap. özgür kız dediğin böyle yapar mı? ben özgürüm ha, hadi canım.
11 entry daha
hesabın var mı? giriş yap